Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) tartışmalara neden olan 121. Maddesiyle ilgili çelişkili mesajlar paylaştı.
"Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/07/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır" denilen maddeyi “15-16 Temmuz 2016 için uygulanabilir” sözleriyle savunan AKP’lilerin aksine Burhan Kuzu şu mesajı paylaştı:
"15 Temmuz benzeri bir darbe veya terör saldırısı yeniden gerçekleşirse, bu ihanete müdahale edecek vatandaşlarımız kanuni olarak koruma altına alınacak".
Aynı zamanda Anayasa Profesörü olan Burhan Kuzu daha sonra söz konusu tweet’i sildi.
Kuzu şu mesajları paylaştı:
“Son çıkan KHH’nin amacı ve kapsamı çok açık. Bu Ülkede 15 Temmuz vahşetini yaşatanlara karşı direnen vatandaşlarımızın, demokrasiye sahip çıkmaları nedeniyle Devletin yanlarında olduğunu göstermek. Bunu farklı yerlere çekmek iyi niyet değildir.
“Çıkan kararname birilerine kötü muamele yapma ve CHP’nin dediğinin aksine birilerine başkalarını gırtlaklama hakkı vermez. Demokrasiyi 15 Temmuz’da canı pahasına savunan vatandaşlara bir makul güvence verilmiş oluyor. Hepsi bu.”
TIKLAYIN - "Terör Eylemlerini Bastıran Kişilerin" Cezai Sorumluluğu Olmayacak
AKP’den açıklamalar
İç savaş çıkarabileceği gerekçisiyle pek çok kesim tarafından eleştirilen maddeye AKP’liler maddenin 15-16 Temmuz 2016 tarihleri için geçerli olduğunu belirterek sahip çıkmıştı.
AKP Parti Sözcüsü Mahir Ünal, bu yasanın geleceğe yönelik bir af olmadığını savunarak "Yargı muafiyeti sadece 15-16 Temmuz'u kapsıyor" demişti.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise de düzenlemeye ilişkin şu “Burada yapılan düzenleme sadece 15 Temmuz ve sonrasındaki 16 Temmuz’daki darbe girişiminin püskürtülmesiyle ilgili” demiş ve eklemişti:
“Burada elbet ifadeyle ilgili uygulamada da farklı eksiklikler kamuoyunda anlaşılır ya da yargılamada farklı bir tavır ya da durum ortaya çıkarsa elbette lafzi anlamda metindeki ifadeler değiştirilebilir.” (EKN)