Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin başkenti Erbil’de İngilizce eğitim veren bir üniversitede 2.5 yıl siyaset bilimi dersi vermiş olan tek Türk öğretim üyesi Dr. Zafer Yörük ile üniversitenin Sosyoloji Departmanı Başkanı Dr. Sandra Phelps, Kürt bölgesindeki şeriat hükümlerine yönelik yeni yasal düzenlemeleri, Kürtlerin arasındaki yoğun İslamcılığı ve Kürt yönetiminin Türkiye’ye bakışını değerlendirdi.
Phelps, Kuzey Irak’ta, İslam ve İslami değerlerin özellikle son 10 yılda Kürtler arasında çok yükselişe geçtiğini belirtti.
Yörük de Kuzey Irak’taki Kürt yönetimin lideri Mesud Barzani’nin İslami köklerinin, Nakşibendi şeyhi olan babası Molla Mustafa Barzani’den geldiğini söyledi.
Yörük, Kürt yönetiminin Türkiye’deki kamuoyundan gelen tepkilere de çok önem verdiğini, bu anlamda Türkiye’nin Kuzey Irak açısından “ilerletici” bir rol oynayabileceğini vurguladı. Yörük şöyle konuştu:
Barzani Nakşibendi şeyhiydi
“Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani, Nakşibendi şeyhiydi. Bu anlamda doğal bir dini liderliği var, İslami kökleri de zaten oradan geliyor. Ayrıca Kuzey Irak’ta Baas rejimiyle mücadelenin bir parçası da her zaman İslamcı düşünce olmuştur. Kürtler arasında mezhep olarak Şafilik, işin tarikat kanadı olarak da Nakşibendilik çok yaygın. Zaten Kuzey Iraklı Kürtler de kendilerini AKP’ye DTP’den daha yakın hissediyor. Öte yandan bütün bunlar, KDP’nin İslamcı bir parti olduğu anlamına gelmez. Kürtler arasında dindar ve muhafazakâr eğilimler, Kürt parlamentosunda temsil edildiğinden çok daha yaygın. KDP ve KYB de bu İslami potansiyeli kendi partilerine çekmek istiyorlar. Özellikle KDP, toplumun genel eğilimlerine ters düşmek istemiyor."
"Türkiye’nin tepkisi önemli"
“Kuzey Irak’taki Kürtler için Türkiye’deki kamuoyundan gelen tepkilerin çok önemli” olduğunu da belirten Dr. Yörük şöyle devam etti:
“Nasıl AB’nin Türkiye üzerinde ilerletici rolleri olabiliyorsa, Türkiye’de de sivil toplum, medya ve kadın kuruluşları Kuzey Irak’ta çok ilerletici bir rol oynayabilirler. Çokeşlilik yasasına karşı Türkiye kamuoyunda yükselen tepkiler, sivil toplum kaynaklı demokratik bir ‘balans ayarı’ girişimi olarak okunabilir. Yani bu anlamda Türkiye, Kuzey Irak’ın AB’si olabilir.
"Erbil’de çalıştığım sırada, orada iş ve ticaret yaparken ihtilaf yaşamış çok Türkiyeli iş insanına rastladım. Kuzey Irak’ta bu insanların sorunlarının çözümü için onları savunacak bir kurum yok. Ayrıca Türkiye ile Kuzey Irak arasında ekonomik ilişkilerin ileride daha da gelişeceği öngörülüyor. Bu anlamda Türkiye’nin Erbil’de konsolosluk açması çok faydalı olacaktır. Erbil, Irak’ın en büyük kentlerinden biri olduğu için burada konsolosluk açmak Türkiye’nin politik kaygıları açısından bir sorun teşkil etmez, yani bölgesel Kürt yönetimini tanımak anlamına gelmez."
"Bağımsız devlet zor"
"Kuzey Irak’taki oluşumun, bağımsız bir Kürt devletinden ziyade ‘quasi-devlet’ dediğimiz yarı-devlet formatında devam edeceğini düşünüyorum. Bu format, hem yönetici zümrenin hem de bölge halkının daha fazla işine geliyor.
Çünkü mevcut koşulların değişimi Kuzey Irak’a kayıt dışı para, hizmet ve mal akışının yaratmakta olduğu cazibeyi ortadan kaldırma riski taşıyor. Dahası, bağımsızlık ilanı, Bağdat’la uzun bir iç savaşı ve bölgedeki birçok devletle sürtüşme ve çatışmayı göze almayı gerektiriyor.”
Dr. Phelps: Kadınlar için yaşam her gün zorlaşıyor
Erbil’de İngilizce eğitim veren üniversitede Sosyoloji Departmanı Başkanı olan Dr. Phelps de şöyle konuştu:
“İslam ve İslami değerler özellikle son 10 yılda Kürtler arasında çok yükselişe geçti. Son yıllarda bölgede hem cami, hem de çarşaflı ve türbanlı kadın sayısında çok büyük artış oldu.
Yasa iki kadına izin veriyor, fiiliyatta 4 kadınla evlenenler var. Benim İslami bir hayat tarzını benimsemeyen kız öğrencilerim ve kadın arkadaşlarım var, ancak hayat onlar için her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Bölgedeki kadınların ekonomik bağımsızlıkları neredeyse hiç yok. Ailelerinden kopabilmelerinin tek yolu ise evlenmek.
Kürt bölgesinin geleceği Türkiye’yle olan iyi ilişkilere bağlı. Çünkü buna ihtiyaçları var. Önlerindeki diğer seçenekler; yüzlerini Irak merkezi hükümetine veya İran’a dönmek.
Bunları istemiyorlar. Öte yandan Türkiye de Kuzey Irak’la politik anlamda ilişki kurmaya açık olduğu mesajını vermeli.”
Dr. Yörük kimdir?
Zafer Yörük, 1963 Rize doğumlu. Londra Üniversitesi’nde (University of London) ekonomi ve politika okuduktan sonra Essex Üniversitesi’nde siyaset bilimi mastırı yaptı. Aynı üniversitede siyaset bilimi üzerine doktorasını tamamladı, tezini “Türk politik kimliği” üzerine yazdı. Essex ve Londra Üniversiteleri’nde “siyaset bilimi” dersi verdi, 1998 ile 2006 yılları arasında İngiltere’de insan hakları ve göçmenlik alanlarında hukuki danışman olarak çalıştı.(İY/EZÖ)
Fotoğraf: Hüseyin Özdemir
* Milliyet'te yayınlanan haberin "İşte Çok Eşlilik Yasasının Sırrı" başlığı bianet tarafından "Kuzey Irak'ta Hayat Kadınlar İçin Zorlaşıyor" şeklinde değiştirildi.