Kutlar ilk fotoğraf makinesinin Praktica olduğunu söylüyor:
"Konservatuarı bitirdiğimde bir arkadaşımın yardımıyla Praktica marka objektifi değişebilen bir makine alarak çalışmaya başladım. Evde bir karanlık oda kurdum. Siyah beyaz film yıkamayı ve basmayı öğrendim ve zamanla kendimi geliştirdim"
Filiz Kutlar, "Hepsi Kadın (Tıpkı Benim Gibi" başlıklı fotoğraf sergisi üzerine bianet'e konuştu:
Kaç yıldır fotoğraf çekiyorsunuz?
Tam bilmiyorum ama nereden baksan 30 yıl olmuştur. Zaman zaman fotoğrafa çok yoğunlaştığım, zaman zaman da yaşamımda fotoğrafın az olduğu günler oldu; ama fotoğraf yıllardır hep yaşamımın bir parçası ve hep var.
Serginin tarihinin 8 Mart olması tesadüf değil, sanırım?
Tabii ki değil. Bilinçli bir seçimdi. Bir fotoğraf sergisi açmak için yola çıktığımda Fransız Kültür Merkezi'ne teklif götürdüm. Sergi salonu çok doluydu ve 2006'ya sarkıyordu. O zaman 'madem yeni yılda olacak; 8 Mart olsun' istedim ve hazırlıklara başladım. Kadınları anlatan çok zengin bir arşivim vardı. Yeni bir iki fotoğraf daha çektim.
Genelde kadın fotoğrafları var serginde. 8 Mart nedeniyle mi yoksa belli bir konun var mı?
Belli bir konum yok. İnsan fotoğrafı çekmeyi çok seviyorum. Çok zengin bir konu ama gittiğim farklı coğrafyaları da bütünüyle fotoğraflamayı seviyorum. O ülkeyi anlatan bir seri yapmış oluyorum."
Fotoğraf çekmekten keyif aldığın ülke hangisi oldu?
Kesinlikle Hindistan. Tüm fotoğrafçıları cezbeden bir yerdir Hindistan. Sonra Bali, Burma. Latin Amerika da fotoğraf sanatçısı için çok renkli bir yerdir.
Çok seyahat ettiğini biliyorum. Fotoğraf için mi bu gezilerin?
Sadece fotoğraf çekmek için değil. Tiyatro tatil olduğunda yeni bir ülke tanımak amacıyla yola çıkarım. Hiçbir yere fotoğraf makinem olmadan gitmem. Yolculuk beni dinlendiren bir şeydir. Fotoğraf çekmek de öyle.
Bu ikinci sergin sanıyorum?
Evet... İlk sergimi 1999 yılında açtım. Adı "İtalya İzlenimleri"ydi.
Gittiğin ülkelerde kadınların fotoğrafını çekmek zor oluyor mu?
Hayır... Kadınlarla daha kolay iletişim kurulabilir ve onlarla daha çok iletişimim var. Ayrıca kadınların ifadesi daha zengin. Gözler, bakışlar. Hissediyorsun ki aynı duygular onda da var. Latin Amerika'da dilini de konuştuğum için çok daha rahat dostluklar kurabildim.
En çok sevdiğin fotoğrafın hangisi?
Vietnamlı kadın. Pirinç hamuru yapan kadın. Gerçi hepsini çok seviyorum ama o fotoğrafın hem ışığı, hem de kadrajı çok iyidir. Fotoğraf olarak da etkileyicidir.
Fotoğraf senin için ne ifade ediyor? Çekilen insanı, objeyi ya da nesneyi sevmek gerekiyor mu?
Kesinlikle gerekiyor. Onun da ötesinde anlatım da önemli. Ha vizörden bakmışsın; ha çıplak gözle. Fark etmez yoksa. Bir de fotoğraf ışık demektir, kadraj demektir. Üçü bir arada olunca iyi bir fotoğraf çekmemeniz için neden kalmaz.
Tiyatro sanatçı olmak; fotoğraf çekerken ne kazandırıyor?
Birbirinden çok farklı işler değil. Çektiğin objenin, kişinin ya da manzaradan etkilenerek çekiyorsun. Oyunculukta da izlemek ve gözlemek önemli. Ne gördüğün ve nasıl gördüğün önemli. Tiyatronun da fotoğrafında ana malzemesi izlemek ve gözlemektir. Nasıl ki bir rolü her kadın oyuncu farklı oynarsa; senin de oyunun farklıdır. Fotoğrafta da öyle. Beş kişi aynı fotoğrafı çeker; herkesin çektiği fotoğraf farklıdır.(AD)