"Herkes İçin Adalet" Projesi Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Koordinatörlüğü'nün yaptığı araştırmada önce sorunlara dikkat çekiliyor.
Diyarbakır Barosu Herkes İçin Adalet Projesi Kadın Hakları Koordinatörü Av. Nadide Kurul, sorunun; bölgedeki çatışma ortamı nedeniyle başvuru sayısının azlığına ve kadınların 4320 sayılı yasadan haberdar olmamasına bağladıklarını söylüyor.
Kurul: Başvuru az, çünkü güvenlik mensuplarına güven yok
"Başvuru azlığının diğer bir önemli sebebi de, bölgemizde uzun yıllardan bu yana süren çatışma ortamı nedeniyle güvenlik mensuplarına duyulan güvensizliktir."
Sorunun ikinci nedeni olarak da, mağdurların talepleriyle açılan davaların, karar tarihleri arasındaki uzun süre gösteriliyor. Bu nedenle 4320 Sayılı Aileyi Koruma Yasası'ndan yararlanmak isteyen kadınların şikayetlerinden vazgeçtikleri üzerinde duruluyor. Bu nedenle mağdur kadınların korunamadığı saptamasında bulunuyor.
Tedbir kararları takip edilmiyor
Diyarbakır Barosu'nun araştırmasında çıkan soruna ilişkin başka bir sonuç ta,"Tedbir kararlarının uygulanması takip edilmemesi" oluyor:
"Tedbir kararı alan kadınların bu karara rağmen şiddete maruz kalarak yeniden dava için başvurdukları gözlemlenmektedir. Ayrıca 2. madde gereğince Cumhuriyet Savcılığına gönderilerek koruma kararının takibi, gerekçeli kararların geç yazılması nedeniyle de yapılamamaktadır."
Araştırmada dikkat çekilmek istenen sorunlar
* Tedbir kararı verilebilmesi için fiziksel şiddettin varlığı aranmaktadır. Örneğin psikolojik şiddetin varlığı araştırılmamaktadır. Bazı davalarda tedbir talebi reddedilirken 'tedbir talebinde bulunanın alınan Adli Tıp Raporunda fiziksel bulguların olmaması' gerekçe olarak gösterilmiştir.
* Uygulamada şiddete uğrayanların kadınların, ilk başvuru yaptıkları yer olan karakollarda polislerin olumsuz tavırlarıyla karşılaşmaktadır. Bu da, kadınların bu tedbir mekanizmasını işletmelerinin önündeki engellerden biridir. Özellikle aile içi şiddet mağduru kadınlar başvurdukları Karakollarda 'bunun aile içi bir sorun olduğu ve kendilerinin karışamayacağı' cevaplarını almaktadırlar.
* Aile Mahkemesi'nin olmayışı ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu davalara bakması yasanın uygulaması açısından olumsuzluklara sebep olmuştur.
* Diyarbakır'da şiddet mağdurlarını kalabileceği yeterli sayıda sığınma evinin olmaması uygulamada karşılaşılan önemli bir sorundur.
4320 Sayılı Yasa'yla ilgili öneriler
Diyarbakır Barosu'nun araştırmasından çıkan en önemli sorun 'tedbir kararının derhal' verilmemesi, olarak gösteriliyor.
Baro, yasada hakimin tedbirle ilgili istemleri duruşma açarak ya da evrak üzerinde inceleme yaparak inceleyeceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığına dikkat çekiyor. "Bu nedenle yasaya tedbir başvurularının derhal sonuçlandırılması yönünde hüküm konulmalıdır" önerisinde bulunuyor.
Diyarbakır Barosu'nun önerileri
* Yasanın birinci maddesinin ikinci fıkrası 'kusurlu eş' şeklinde fıkra başlamaktadır. Bazı yasa uygulayıcıları bu sebeple yasanın sadece eşler arasında uygulanacağı yorumunu yaparak aile içindeki diğer bireylerin tedbir taleplerini reddetmektedirler. Bu nedenle yasadaki 'kusurlu eş' ibaresinin değiştirilmesi gerekmektedir.
* Kadınlar evlilikleri sona erse bile eski eşlerinden şiddet görmeye devam etmektedirler. Yasanın sadece evlilik içinde kadınları değil şiddet mağduru tüm kadınları koruması için yasanın 'boşanmış veya ayrılmış olsa bile eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan veya daha önce birlikte yaşamış olmalarına rağmen halen ayrı yaşayan aile bireylerini' kapsar şekilde değiştirilmesi gereklidir.
* Yasadaki 'hakim tedbir nafakasına hükmeder' hükmü re'sen olarak düzenlenmelidir.
* Yasanın caydırıcı olabilmesi için hapis cezalarının para cezalarına çevrilerek ertelenemeyeceği konusunda düzenleme yapılmalıdır.
* Yasada aile içi şiddetin tekerrürüne ilişkin olarak özel bir hüküm bulunmamaktadır. Aile içi şiddet olayını sürekli tekrarlayana karşı suçun ağırlaştırılmış şeklinin düzenlenmesi cezanın caydırıcılığı bakımından daha iyi sonuçlar verecektir.
* Karakollarda yaşanan sorunların önlenmesi için polislerin 4320 sy.yasa konusunda bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Ayrıca Emniyet Müdürlükleri bünyesinde kadınlarla ilgili uzman bir birimin de oluşturulması gerekmektedir.
* Görevli mahkeme olarak 'Aile Mahkemelerinin' kabul edilmesi ile yapılan olumlu değişikliğin uygulamaya da geçirilmesi gereklidir. 4320 sayılı yasa kapsamındaki olayların Aile Mahkemelerinde görülecek olması 'aile içi şiddetin önlenmesi' açısında olumlu bir katkı sağlayacaktır.
* 4320 sayılı yasa kapsamında yapılan başvuruların az olmasının nedenlerinden biri yasanın bilinmemesidir. Bu yasanın özellikle kadınlar ve de erkekler tarafından bilinmesi amacıyla bilgilendirme toplantıları yapılmalı, kampanyalar düzenlenmelidir. Görsel ve yazılı medya kullanılmalıdır.
* Şiddet mağdurlarını kalabilmeleri için özelde Diyarbakır'da genelde Türkiye'de yeterli sayıda ve kapasitede sığınma evlerinin açılması gereklidir.
* Başvurunun az olmasının bir diğer nedeni de kadınların ekonomik bakımdan daha güçsüz oluşu, toplumsal değerler ve baskılardır. Ayrıca şiddet uygulayanın cezalandırılmayacağına inancın olması ve şiddetin tekrarlanması, dozunun artması da diğer önemli sebeplerdendir. Kadınların çalışma yaşamında daha fazla yer almaları sağlamak, onlar için istihdam alanları açmak gereklidir.
* Türkiye imzaladığı Uluslararası sözleşmeler özellikle Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi ve CEDAW'da yer alan yükümlülüklerini yerine getirmelidir.(AD/EÖ)