Muhsin Kızılkaya, eski DEP milletvekili Sedat Yurttaş, Diyarbakır Kadın Merkezi (KAMER) Başkanı Nebahat Akkoç, ve İnsan Hakları Derneği Bölge Temsilcisi Mehdi Perinçek, 150 aydının yaptığı "silahlar sussun, çatışmalar dursun" çağrısına ortak olan 264 Kürt aydının arasında yer alıyorlardı.
Kürt aydınlar ilk çağrının imzacılarının Başbakanla yaptığı görüşmeyi ve görüşmeden çıkan mesajların Kürt sorununa olası yansımalarını bianet'e değerlendirdi.
İnce hesap
Başbakan ince hesaplanmış,özenle seçilmiş kavramlarla kapalı bir açıklama yaptığını belirten Perinçek, "Başbakandan yarın bunu (Diyarbakır'da)açmasını bekliyoruz. Dünkü açıklamadan, ordunun güvenlik bakışını yansıtan anlam çıkıyor, oysa özgürlüklerin güvenliğinin düşünülmesi gerekir" diye konuştu.
Yurttaş ise, "dünkü görüşme, çözüm sürecinde çok önemli bir adım" diyor "bu noktada hükümete ve PKK'ye ciddi görevler düşüyor."
Akkoç da, "Diyarbakır ve çevrede yoğun çatışmalar vardı. Şiddet ortamına girilirken etraf sessizdi. Aydınlar bu sessiz ortamda şiddet ortamının sonlandırılması için bir adım attı" görüşünde..
Kızılkaya: Kürt aydınların heyette olmaması eksiklik
Muhsin Kızılkaya, görüşmeyi olumlu bulduğunu belirterek,"Eksik yanı 150 aydının çağrısına ortak olan 264 Kürt aydınından bir ikisinin de görüşme heyeti içerisinde yer almaması. Türkler baş başa verdi Kürt sorunu konuştu gibi oldu." dedi.
Kamuoyunca "Kürtlerin yanında gösterilen" çoğu muhalif aydınların başbakanca "muhatap" kabul edilmesinin "legal bakan Kürtler"i sevindirdiğini dile getiren Kızılkaya, Erdoğan'ın mesajlarının Diyarbakır'a da yansıması durumunda önemli bir yumuşama sağlanacağını söyledi.
Kızılkaya,"Şiddet tarafından bakanlar, Kürt meselesini Öcalan'ın özgürlüğü gibi görüyorlar. Bu gelişmeler böyle bir sonuca yol açar mı? Sanmıyorum" diye konuştu.
"Buradaki en önemli gelişme şiddetin bittiğini varsayıp rahat bir nefes almış olan Kürtlerin yeniden tırmanan şiddet ortamıyla bozulan morallerinin düzelecek olması."
Kızılkaya, Türk kamuoyunda, "Kürt meselesi eşittir PKK olarak algılanıyor" diyor. "Başbakan Kürt sorununda süregelen anlayışı değiştirmek gibi bir misyonu yüklendiyse bütün şartlanmaları bir kenara bırakarak Kürt aydınlarını çağırmalıydı ve kaybedeceği birkaç oyun hesabını yapmamalıydı. Kararlı olsa başbakanın 70 yıllık bir sorunu çözme fırsatı vardı. Ama bu imkan kullanılamadı."
Perinçek:Diyarbakırlılar sonunun Demirel'in 91'deki açıklamasına benzemesinden kaygılı
İHD Bölge temsilcisi Mehdi Perinçek, Başbakanla aydınların görüşmesini Kürt sorununun tanımı açısından anlamlı ve değerli bulduğunu belirtiyor ama,"Diyarbakır'daki yurttaşlar kaygıyla değerlendiriyorlar," diyor.
"Demirel'in 1991'de yaptığı 'Kürt realitiesini tanıyoruz' açıklaması öz
itibarıyla Erdoğan'ın dün söyledikleriyle aynıydı ama sonrasında yaşanılan
acılar ortada," dedi.
Perinçek, Başbakan'ın açıklamalarında kullandığı "Toplumsal barışı zedeleyen olgular" kavramının, Diyarbakır'da, "Kürtlerin kendi kimliklerini, kültürlerini ve dilini özgürce kullanmasının tüm koşullarının sağlanması talebinin toplumsal uzlaşıyı zedelediği"nin ima edilmesi olarak algılandığını söyledi.
"Erdoğan'ın açıklamaları, toplumun içinde sivil çatışmayı kışkırtan bir nitelikte görülüyor ve çatışmayı derinleştireceği anlamında değerlendiriyor. Bu tehlikelidir. Kafalardaki soru işaretlerinin detaylandırılmasına ciddi ihtiyaç var."
Perinçek, çözüm için "çatışma ve operasyonların olmadığı, yaşam hakkının ihlal edilmediği zeminde, barış sürecinin dinamiklerinin kendilerini birbirlerinin yerine koyarak olaya bakması gerekiyor," görüşünde.
"Barışın dinamikleri sivil toplumda değil, sorunu yaşayanlarla yaşatanlarda. Barışa giden yolda temel nokta, cesetler üzerinden yapılan politikanın terk edilmesidir."
Yurttaş : Görüşme, umut ve iyimserlik unsurları taşıyor
Eski DEP milletvekili Sedat Yurttaş ise, bir diyalog arayışı olarak değerlendirildiği ve Başbakanın sorunu ilk defa isimlendirmiş olması açısından bakıldığında dünkü görüşmenin son derece önemli olduğunu söyledi.
Yurttaş, "Başbakan düne kadar, 'sorunu görmezsen yoktur' şeklinde veya sanal olduğu iddiasındaydı" dedi.
"Dünkü görüşmede bunun gerçek olduğu ve çözülmesi gerektiğinin altı çizildi. Bunun da demokrasi ve hukukla yapılması gerektiği vurgulandı. Umuyorum, bu sadece Diyarbakır'a gelişte halkta geçici bir etki yaratmak amacıyla yapılmamış olsun. O açıdan, görüşmede, geleceğe umut ve iyimserlik taşıyan unsurlar var."
" Demokratik mücadele imkanları kullanma olanağı varken bu sonuna kullanılmalıdır," diyen Yurttaş "bu imkanın olduğu" kanaatinde.
" PKK'nin görevi, hem genel demokrasi mücadelesini hem de iç demokrasi mücadelesini hukuka ve demokrasiye uygun araç ve yöntemlerle yapmaktır. Halkın çıkarı da buradadır. Barışçıl demokratik siyasi mücadele her koşul altında bu prensiplere uyulmalıdır.
Yurttaş, bu girişimin sonuç getirici olması için, bundan sonrasının önemli olduğunu ifade etti:
"Özellikle hükümete ciddi görevler düşüyor, hem de silahlı muhalif örgüte ciddi görevler düşüyor. Dün ortaya çıkan görüşme, çözüm sürecinde çok önemli bir adım olarak gözüküyor."
* Olağanüstü Hal (OHAL) Yasası ile ilgili tartışılmalar, asker Terörle Mücadele Yasası (TMY) yeniden düzenlemesini, şiddet ve baskıyı artırmaya yönelik önlem paketi çıkarılmasını istiyor.
* Bunun tamamen bir yana bırakılması lazım. Sorumluluk hükümetindir. Hükümet, demokratik ve sivil tutumunu uygulamada kararlılıkla ortaya koymalıdır. Halkın beklentisinin de bu olduğu kanaatindeyim.
Akkoç: Yeni başlangıçlar adına umut vaat ediyor
KAMER Başkanı Nebahat Akkoç, Diyarbakır halkının aylardır böyle bir kıpırdama beklediğini belirtiyor. Başbakanın Diyarbakır'a gelişinin de önemli olduğunu ifade eden Akkoç, "Sonunda ne çıkacağını bilmiyorum ama, umut verici bir gelişme olduğunu söyleyebilirim. Yeni başlangıçlar adına umut vaat ediyor" dedi.
"Diyarbakır ve çevrede yoğun çatışmalar vardı. Şiddet ortamına girilirken etraf sessizdi. Aydınlar bu sessiz ortamda şiddet ortamının sonlandırılması için bir adım attı. Başbakanın Diyarbakır'da söyleyeceklerini bu nedenle de çok önemli buluyorum.Aydınlarla yaptığı görüşmeyle ilgili bir mesaj ileteceğini umuyorum." (KÖ/EK)