2000'de başlayan süreç
Partileşme yolundaki ilk adım Demokrasi ve Barış Partisi (DBP), Demokratik Kitle Partisi (DKP) yöneticileri, bağımsız Kürt siyasileri ile aydınlarının bir araya gelmesiyle 26 Ağustos 2000'de atılmıştı. Ador Altınel Oteli'nde bugün (14.07.2001) başlayan Demokrasi ve Kürt Sorununu Çözüm Kongresi yarın sona erecek.
750 kişinin katıldığı kongrede başta Abdülmelik Fırat olmak üzere DBP Genel Başkanı Yılmaz Çamlıbel , avukat ve siyasetçi İbrahim Güçlü birer konuşma yaptılar.
Abdülmelik Fırat: "Çözüm mevcutlarla olmuyor"
Kongre eski milletvekili Abdülmelik Fırat'ın açılış konuşmasıyla başladı. Fırat konuşmasında; dünya, Türkiye ve Kürt coğrafyasında değişen ve dönüşen koşulları değerlendirdi. Fırat, özellikle Kürt sorunundaki tıkanıklığı "İmralı sürecinden" kurtarmak, gidermek, harekete yeni bir ivme kazandırmak amacıyla toplanmış bulunduklarını belirtti.
Abdülmelik Fırat konuşmasını şöyle bitirdi:
* Başta Türklerin demokrasi, insan hakları, işsizlik ve ekonomik bunalımın yaratmış olduğu önemli sorunları var. Kürtlerin de başta özgürlük ve Türk kardeşleri ile benzer, ortak diğer sorunları var.
* Bu sorunların çözümü Türkiye'deki mevcut yönetici ve partilerle olamayacağı ortaya çıkmıştır. Bunun içindir ki, bizler bu sorunları temelinden çözmek için; demokratik, katılımcı, çoğulcu Kürt ve Türk halklarını kapsayacak şekilde yeni bir siyasi oluşum gerçekleştirmek amacıyla toplanmış bulunmaktayız. Bu toplantıya katılan herkes yeni bir parti beklentisi içerisindeler.
İbrahim Güçlü: "Dünya değişiyor, Kürtler de değişecek"
Avukat ve siyasetçi İbrahim Güçlü ise Demokrasi ve Kürt Sorununu Çözüm Girişimi Komisyonu adına bir rapor sundu. Güçlü raporunda, başta dünyadaki ve Türkiye'deki değişim olmak üzere, Kürtlerin içinde bulunduğu durumu ve kongreyi şöyle değerlendirdi:
* Kongrede bulunanlar eşit haklara sahip. Burada imtiyazlı kesim ve kişiler yok. Kongremiz amacına uygun olarak gündeme aldığı tüm pratik, teorik, siyasal, programsal ve örgütsel sorunları tartışmak için toplandı.
* Dünya 20.yüzyılda çok büyük gelişmelere, altüst oluşlara sahne oldu. Faşizm ve benzeri otoriter sistemler insanlık yaşamını karanlığa boğdular; açlık, yoksulluk, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması bu sistemin kaçınılmaz sonuçları oldu. Türkiye'de, doğal olarak esen bu rüzgarın etkisinde kaldı. Dış ve iç sorunlarıyla boğuşarak bir çıkmaza girdi.
* Başta Kürt sorunu olmak üzere diğer etnik, toplumsal ve sosyal sorunlarla boğuşur hale geldi. Enerjisini ve imkanlarının büyük çoğunluğunu, bu sorunları karşına alarak harcadı. Bunun için sorunlar giderek derinleşerek kangrenleşti.
Dünya değişiyor ve yeniden yapılanıyor. Kürtler de değişmek ve yeniden yapılanmak zorundadırlar.
* Özellikle Kürt siyasetçileri ve aydınları eski değer yargıları ve düşünce sistemleriyle bir yere varamayacaklarını görmeliler; yeni değer ve düşünce sistemine kavuşmalılar. Eski değerlerini ayrıştırarak olumsuzluklarını terk etmek, olumlulukları değerlendirmek ve zenginleştirmek durumundadırlar. Bu bağlamda Kürtlerin başlatmış olduğu birlik ve yeniden yapılanma süreci kendisini somut bir ifadeye dönüştürmelidir.
DBP Genel Başkanı Yılmaz Çamlıbel de konuşmasında şu noktalara değindi :
*Ülke, bölge ve dünya olarak tarihi bir süreçten geçiyoruz. Bu durum, herkesten çok biz Kürtleri ilgilendiriyor. Bu açıdan, aydın ve politikacılar olarak, tarihi bir görevle karşı karşıyayız. Bu süreci izlememiz, anlamamız ve tarihi gidişe uygun projeler yapmamız gerekiyor.
* Silahların susması sonucunda Kürt sorunu başta olmak üzere, toplumsal sorunları barışçı, demokratik uzlaşmalarla çözmek isteyenleri hain ilan ederek baskı altına alan şiddet ortamı, gerileme sürecine girdi. Şiddeti kutsayan, şiddeti sorun çözen tek araç olarak topluma zorla dayatan politikalar itibar kaybetmeye, barışçı çözümler ise itibar kazanmaya başladı.
* Buna ilaveten uygar insanlık ailesi de Kürt sorununun çözülmesi için, şiddeti reddeden, halkıyla bağ kurmuş barışçı, demokratik çözümü amaç edinmiş bir Kürt muhatap arıyor. Kısacası yurt ve dünya kamuoyu, insan haklarına dayalı, çoğulcu, demokratik ve güçlü bir Kürt oluşumunun ortaya çıkıp sürece katılmasını bekliyor. Bunu başarmamız halinde Kürt ve demokratik dünya kamuoyunu yanımızda bulacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır.
* Bugün yaşadığımız ülkede, düzene uşaklık yapmayan, hangi din, mezhep cins ve sınıftan olursa olsun, hiçbir Kürdün canı, malı ve namusu güvencede değildir. Varlığımız inkar ediliyor, temel insani haklarımız ayaklar altına alınıyor. Yani Kürt sorunu bir sınıf, din, mezhep ve cins sorunu değildir. Kürt sorunu, 20 milyon Kürdü kucaklayan toplumsal ve kolektif kimliğimizle ilgili bir sorundur.
* Son yıllarda Türkiye'de politik yaşam, bir yozlaşma, tıkanma ve dağılma sürecine girmiş bulunuyor. Tüm bu olumsuzluklara karşın biz, kültür, sanat, basın - yayın ve politik alanlardaki çalışmalarımızı büyük bir sabır, inat ve özveriyle yürütmeye çalışıyoruz. Gücümüzün yettiği, aklımızın erdiği kadar halkımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Sizleri de halkımızın ortak beklentisi olan birliğin oluşturulması için özveride bulunmaya, katkı sunmaya davet ediyorum.
Kongreye katılan önemliler:
Eski DYP milletvekili Abdülmelik Fırat ,eski milletvekili Mehmet Emin Sever , DBP Genel Başkanı Yılmaz Çamlıbel ,DBP Genel Sekreteri Fehmi Demir ,Kürt Kav eski Genel Başkanı M. Celal Baykara , avukat siyasetçi İbrahim Güçlü ,DKP Genel Başkan Yardımcısı Reşit Deli . (ME/AB/YÖ)