"Avrupa Birliği (AB) Uyum Yasaları ve Kültürel Haklar" sempozyumunda oturumu yöneten siyaset bilimci Ümit Fırat, bu öneriyi Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'nun (RTÜK) yeni çıkardığı "farklı dil ve lehçelerde yayın" yönetmeliğiyle ilgili olarak dile getirdi.
"4 saat radyo ve 2 saat televizyon yayını son derece yetersizdir, Böyle bir uygulamanın başlaması, başlamamasından daha iyidir."
Ana dil, Kürtçe ve azınlık kavramı
23/24 Kasım tarihlerinde Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı'nın "Avrupa Birliği (AB) Uyum Yasaları ve Kültürel Haklar" konulu sempozyumunda ilk gün kültürel haklar, ana dilde eğitim, Kürtçe yayın ve esasları, azınlık kavramı hakkında sunumlar ve tartışmalar yapıldı
Prof. Günay Göksu Özdoğan, Şahin Alpay, Fethiye Çetin, Fahri Karakoyunlu, Osman Özçelik ve İbrahim Güçlü konuştular.
Özdoğan: Kürtler sosyolojik azınlık
Prof. Dr. Özdoğan konuşmasında azınlık kavramının Lozan Anlaşması'nın yapıldığı günlerden bugünlere değiştiğini söyleyerek Kürtleri sosyolojik açıdan bir azınlık olarak değerlendirdiğini söyledi.
Alpay: Barış içine birlikte yaşamak
Gazeteci Şahin Alpay, sorunların tartışma, karşılıklı konuşma ve barış temelinde çözülmesi taraftarı olduğunu belirtti ve "Şiddete ve milliyetçiliğin her türüne karşıyım" dedi.
"Ezen ulus, ezilen ulus ayrımını reddederim. Yine de ben bir Kürt değilim, sizlerin yaşadıklarınızı yaşamadım, ancak empati yoluyla anlamaya çalışabilirim. Kürtler kendilerini azınlık olarak görmeyebilirler ama benim için önemli olan Kürtlerin de diğer halklarla bu coğrafyada barış içinde yaşamasıdır, o anlamıyla ben de Kürtleri azınlık olarak değerlendiririm."
Çetin : Yasamanın üstünde kurumlar var
Uyum Yasaları çerçevesinde çıkartılan 4. madde ve azınlık vakıflarının mal edinmeleri hakkında bir sunum yapan avukat Fethiye Çetin, bu konuda hukuki sorunlara değindi ve üzerinde bir anlaşmaya varılmış bir azınlık tanımının yapılmasından kaçınıldığına dikkat çekti.
"Devletler "azınlığı ben tanırım" diyor, onun için de üzerinde anlaşılmış bir azınlık tanımı yapmaktan çekiniliyor. Burada düşünülmesi gereken Türkiye'nin bir hukuk devleti olup olmadığıdır."
Çetin, saydamlık gerektiğini belirterek "Demek ki, yasamanın üstünde bir takım kurumlar var ve bu kurumlar yasaya aykırı yönetmelikler çıkartabiliyor" dedi.
Güçlü: Kürtler de varmış
Avukat İbrahim Güçlü, son düzenlemelerle tanınan yayın hakkının ve bugün gelinen noktayı "40 yıl sonra Kürtler de varmış, kabul edildi sonunda" diyerek değerlendirdi
"Devlet ideolojisini, dilini yarattığı gibi Kürdünü de yaratma eğilimine girmiştir." (TS/NM)