Sadece dilekçe verdikleri için DGM'lerde örgüt üyesi olmak, örgüte yardım yataklık yapmak suçlamasıyla haklarında davalar açılan öğrencilerle ilgili, üniversitelerde de idari soruşturma başlatıldı. Soruşturmalar sonucunda bazı öğrenciler okullarından atıldı.
Aynı suça farklı ceza
Soruşturma sonucunda verilen cezalar, üniversiteler arasında farklılık gösterdi. Kimi üniversitelerde öğrencilerin bazıları okuldan atılırken bazılarına da kınama cezası verildi. Aynı 'suç' nedeniyle bazı üniversiteler bazı öğrencilere ise ceza vermedi.
Eşitlik ilkesine aykırı
İdari soruşturma sonunda üniversitelerin verdiği cezaların Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu savunan hukukçular, suçları sadece dilekçe vermek olan öğrencilerin örgüt üyesi ilan edilmesini de "ağır ve yerinde olmayan bir karar" olarak niteledi.
84 öğrenci halen tutuklu
Kürtçe eğitim dilekçesi kampanyası nedeniyle çeşitli kentlerde gözaltına alınan yüzlerce öğrenciden 84'ü halen tutuklu.
Suçlar ve cezalar
Öğrenciler, YÖK Disiplin Yönetmeliği'nin ilgili maddeleri uyarınca "kanun dışı örgüte üye olmak, yardım ve yataklıkta bulunmak", "Dil, ırk, renk, din ve mezhep açısından kutuplaşmalara yol açıcı dilekçe vermek" ve "Tek başına veya toplu olarak, yükseköğretim kurumu idarecilerinin şahısları veya kararları aleyhine saldırgan nitelikte konuşmak, yayınlar yapmak, bunlar aleyhine öğrencileri kışkırtmak veya bu gibi fiillere teşebbüs etmek" iddiasıyla suçlandı. Soruşturma sonunda aldıkları cezalar ise farklılık gösterdi.
39 öğrenci atıldı, 504'ü okuldan uzaklaştırıldı
Şu ana kadar 39 öğrenci okullarından atılırken, 504'ü çeşitli sürelerle uzaklaştırma, 44'ü ise burs kesme cezası aldı.
* Soruşturma öncesinde üniversite yönetimleri öğrencilerin yayınladıkları dilekçeleri geri çekmesini istemiş, bunu yapmayanların okuldan atılacağını belirtmişti. Birçok öğrenci, dilekçesini geri çekerken Anadolu Üniversitesi'nde bazı öğrencilere dilekçelerini çektikleri halde ceza verildi.
* İstanbul Üniversitesi'nde 30 öğrenci okuldan atılırken, 38'i iki dönem okuldan uzaklaştırıldı.
* Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde 9 öğrenci atılırken 277 öğrenciye de çeşitli sürelerle okuldan uzaklaştırma cezası verildi.
* Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde 49 öğrenciye birer ay ile iki dönem arasında değişen sürelerde uzaklaştırma cezası verildi.
* Akdeniz Üniversitesi'nde 44 öğrencinin burs ve sosyal yardım hizmetleri kesildi.
* Van 100. Yıl Üniversitesi'nde 16 öğrenci 6 ay okuldan uzaklaştırıldı.
* Anadolu Üniversitesi'nde de 107 öğrenciye bir ve iki dönem uzaklaştırma cezaları verildi.
* Marmara Üniversitesi'nde 7 öğrenci bir ay uzaklaştırma cezası aldı.
"Hukuken anlaşılır bir durum değil"
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, üniversitenin idari soruşturması sonucu öğrencilerin örgüt üyesi ilan edilmesinin çok ağır ve yerinde olmayan bir karar olduğunu belirterek, "Bu kadar radikal bir ayırıma gidecek bir sonuç hukuken anlaşılır bir durum değil.Aynı dilekçe nedeniyle farklı üniversitelerin farklı cezalar vermesi ya da bir üniversitede aynı suç nedeniyle hiç ceza verilmemesi Anayasanın eşitlik ilkesi karşısında tartışılmalıdır. Eğer suç varsa aynı cezayı verirsiniz" dedi.
"Anayasa değişikliği ile çelişiyor"
Ortada bir yargı kararı olmamasına rağmen öğrencilerin dilekçelerine dayanarak örgüt üyesi ilan edilmesinin de özellikle Anayasa'da yapılan değişikliklerle çeliştiğini ifade eden Kaboğlu, "Anayasa'nın 13 ve 14'üncü maddelerindeki değişiklikler özgürlüklerin sınırlandırılmasını azaltma yönünde yapıldı. 26'ıncı madde de ifade özgürlüğünü geliştirici ve anadilde eğitime destek veren değişiklikler oldu. Ancak bu değişiklikler mevcut yönetmeliklere de yansımalı" dedi.
"Dilekçe vermek anayasal bir haktır"
Mevcut mevzuatın tümünün gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Kaboğlu, "Hepsinde Anayasayla çelişen durumlar var. Mevcut disiplin yönetmeliğinin de Anayasanın değiştirilen esprisi doğrultusunda yorumlanması gerekir. Anayasa değişikliği olmaksızın öğrencilere verilen bu yaptırım çok ağır.Bir kişi dilekçesinde açıkça örgüt üyeliğinden bahsetmiş ve örgütü övmüş ise o zaman zaten itiraf etmiş denebilir. Bunun dışında dilekçe vermek bir anayasal haktır " diye konuştu.
Anadilde eğitim hakkı kampanyası
Anayasanın düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını genişleten yönde değiştirilmesi ve Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde, anadilde eğitim hakkının yaşama geçirilmesi gerektiğini düşünen bazı öğrenciler, okullarına dilekçeler vererek Kürtçe'nin seçmeli ders olmasını istemişti.
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Eskişehir, Diyarbakır, Şanlıurfa, Malatya, Van, Kocaeli, Elazığ, Afyon, Sakarya, Çanakkale,Edirne ve Hatay'daki üniversite yönetimlerine verilen 10 bini aşkın dilekçeden sonra başlatılan polisiye operasyonlarda yüzlerce öğrenci gözaltına alındı.
İlk olarak İstanbul,Diyarbakır ve Batman 'da yaşanan 'Kürtçe Operasyonu' diğer illere de sıçradı. Bu operasyonlar çerçevesinde çeşitli kentlerde gözaltına alınan öğrencilerden bazıları tutuklanarak haklarında TCY'nin 168/2. ve 169. maddeleri uyarınca 'örgüt üyesi olmak' ve 'örgüte yardım yataklık etmek' suçlamalarıyla davalar açıldı.(BB)