Avukat Vasıf Söylemez'in açtığı davada, 5 milyar lira maddi, 5 milyar lira manevi tazminat talebinde bulunuldu ve albümün toplatılması istendi.
Anadilde yayına izni veren Avrupa Birliği (AB) Uyum Yasaları'nın çıkmasının ardından ilk Kürtçe telif davası açıldı.
Söylemez, davanın AB'ye uyum sürecinde önemli bir emsal teşkil edeceğini belirtti. Hürmüz Müzik Şirketi'nin sahibi de olan Reşo ise kendisine henüz bir bilgi ulaşmadığını söyledi; ancak Kürtçe şarkı sözleri için böyle bir dava açılmasını olumlu buldu.
Duruşma 16 Haziran'da
1999'da sanatçı Ahmet Kaya, Kürtçe şarkı söylemek istediğini açıklayınca hakkında dava açılmış ve yurtdışına kaçmak zorunda kalmıştı.
Hürmüz Müzik ve Film Prodüksiyon şirketinden albüm çıkaran Reşo, "Zerdüşt-4" adlı çalışmasında Selahattin Bozkurt'un "Nemaye Te" adlı şiiri ile Ahmet Arif'in "Sevdan Beni" şiirinden Kürtçeye çevirdiği "Vıyane Te" çevirisini izinsiz olarak kullandı.
Bozkurt, avukatı Söylemez kanalıyla Reşo ve Hürmüz Müzik Şirketi'ne dava açtı. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne verilen dilekçe 2004/ 297E dosya numarası ile kabul edildi.
Dava dilekçesinde Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı bir şekilde eser sahibinden yazılı izin almadan ve mali hak bedeli ödenmeden eserin çoğaltılarak piyasaya dağıtıldığı belirtildi. Dava dilekçesinde, Reşo'nun Bozkurt'un eserini konserlerde ve sahne aldığı barlarda izinsiz kullanması da şikayet edildi. 7 Nisan'da başvurulan davanın ilk duruşması 16 Haziran 2004'te yapılacak.
Reşo : Mutlaka kaynak belirttik
Bozkurt'un "Nemaye Te" şiiri "Sere sibe ji xew rabu, Du çaven belek xumar bun" (Sabah uykudan uyandı, Ela gözüm mahmurdu) dizeleri ile başlıyordu. Kültür Bakanlığı İstanbul Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre Reşo'nun albümü için bin CD bandrolünün ve 10 bin ses kaseti bandrolünün verildiği belirtildi.
Şair ve Kürt dilbilimci Bozkurt, sanat dünyasında Dildar Şeko adıyla tanınıyor. Eserlerini Kürtçe yazıyor, Türkçeden Kürtçeye pek çok çevirisi bulunuyor. Dört ayrı dile yaptığı çeviriler birçok ülkede satılıyor. Bozkurt, kendi şiirinin ve Ahmet Arif'ten çevirisini yaptığı "Sevdan Beni" isimli eserinin şarkı olarak okunmasından ve hiç tanımadığı birisi tarafından izin almadan ticari amaçlı kullanmasından büyük bir manevi üzüntü yaşadığını söyledi.
Avukat Vasıf Söylemez, Kürtçe şiir ve şarkıların izinsiz kullanıldığını, bu açıdan davanın AB uyum sürecinde önemli bir emsal teşkil edeceğini vurguladı.
Sanatçı Reşo, Bozkurt'un şiirlerini çok beğendiğini ve daha önce çıkardığı albümlerde de kullandığını kaydetti. Bütün alıntılarda kaynağı mutlaka belirttiğini, ancak davanın açılma sebebini bilmediğini söyleyen Reşo, kompleks bir çalışma olan prodüksiyon işinde hataların olabileceğini ifade etti. Reşo, buna rağmen Kürtçe şiirlerin telif haklarının korunması için açılan davayı 'iyi gelişme' şeklinde değerlendirdi.
Kaya, Kürtçe şarkıdan yuhalanmıştı
Kürtçe şarkı yaptığı için kamuoyunda en çok tartışılan isimlerden biri Ahmet Kaya'ydı. Kaya, 10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül gecesinde "Yılın Müzik Yıldızı" ödülünü almak için kürsüye çıktı. Ödülünü Dernek Başkanı Dursun Karadağ'dan alan Kaya "Ben Kürt asıllı olduğum için bir Kürtçe şarkı yapıyorum ve Kürtçe klip çekiyorum. Bu klibi yayınlayacak insanların olduğunu da biliyorum. Yayınlamazlar ise Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını da biliyorum." dedi.
Türkiye'nin ünlü sanatçılarınca "Apo'nun yanına git, yuh bölücü, defol git" cümleleriyle yuhalanan Kaya için bir gazetede yayınlanan haber sebebiyle dava açılmıştı. Kaya, konser vermek için Avrupa'ya gitti ve Kasım 2000'de Paris'te öldü.
Aradan 3 yıl geçtikten sonra Avrupa Birliği'ne uyum yasaları çıkarıldı. Anadilde eğitim ve yayın hakkı tanıyan uyum yasalarından sonra Kürtçe şarkıcıların albümlerinin satışı serbest hale geldi. Suriye asıllı Kürt şarkıcı Ciwan Haco, 23 yıl sonra Türkiye'ye gelerek Batman'da ve İstanbul'da konser verdi.
3 Ağustos 2002'de çıkarılan Avrupa Birliği 3. Uyum Yasaları Paketi'nde farklı dil ve lehçelerde yayın yapılmasına imkan tanındı. Yasanın 8. maddesinin birinci fıkrasında "Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir. Bu yayınlar, Cumhuriyet'in Anayasa'da belirtilen temel niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz. Bu yayınların yapılmasına ve denetimine ilişkin usul ve esaslar, üst kurulca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." denildi. (EÖ/YS)