HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu’nun Ankara’da düzenlediği Yerel Yönetimler Kadın Konferansı’nda konuştu.
Buldan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kürt sorunu yoktur, bu sorunu çözdük" sözlerine de cevap vererek, “AKP Genel Başkanı bütün dünyanın kabul ettiği Kürt sorunu hakkında çıkmış, ‘Böyle bir mesele yok, biz bu işi çoktan çözdük, bitirdik’ diyor. Üniversite öğrencilerinin yurt sorununu dahi çözmekten aciz olan iktidar, Kürt sorununu çözdük diyor. Ortada çözülen bir şey vardır ama bu; Kürt sorunu değildir. Çözülen şey, bu iktidardır, bu iktidarın zihniyeti ve talan düzenidir” dedi.
Eş Genel Başkanımız Buldan, Yerel Yönetimler Kadın Konferansında konuşuyor - CANLI https://t.co/n2G2rB60Q0
— HDP (@HDPgenelmerkezi) September 25, 2021
“Evet, bu ülkede Kürt sorunuyla birlikte aynı zamanda bir de AKP zihniyeti sorunu vardır” diyen Buldan, şöyle devam etti: “Tabii ki her ikisi de çözülecektir, demokrasiyle çözülecektir. HDP, Kürt sorunu başta olmak üzere bu ülkenin en temel sorunlarının temel çözüm gücüdür. HDP fikriyatı, demokrasinin, adaletin, barışın, özgürlüklerin, eşit yaşamın garantisidir, umudu ve cesaretidir”.
"Kadınlar çözümün gücüdür"
Buldan’ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
“İnkâr siyasetinin bugünkü temsilciliğini yürüten AKP iktidarı da bilmelidir ki, Kürt sorunu sizin gibi çok rejimler, yönetimler gördü. Gelmiş geçmiş iktidarlar hep aynı yolu izledi. İnkâr ettiler, yok saydılar. Çözüm üretmediler. Ama sonunda çözülen kendileri oldu. Bugün hiç birinin esamesi dahi okunmuyor. AKP iktidarı da aynı yolun yolcusudur.”
“Bu nedenle demokrasiden, ortak gelecekten, barıştan ve adaletten yana olan herkesin, siyasal ve toplumsal muhalefetin barış ve demokrasi içinde bir geleceğin kurulması için daha fazla ortak çaba içerisinde olması gerekir. Kadınlar, kadın ittifakı bu mücadelenin en büyük gücüdür. Türkiye’yi krizlerin içerisine sürükleyen erkek iktidar düzenini değiştirecek güç yine kadınlardır ve kadınların eşitlik ve demokrasi mücadelesidir. Bu ülkeye barışı da, demokrasiyi de, adaleti de, eşit yaşamı da getirecek olan inanın ki biz kadınların mücadelesi olacaktır. Kadınlar, bu ülkenin çözüm gücüdür.”
Siyasette belirleyiciyiz
“Ülke siyasetinde temsili ve fiili olarak belirleyici konumdayız. O nedenle bizler var olduğumuz sürece umut da var olacak, cesaret de var olacak, çözüm ve barış imkânı da var olacak. Geçmişte ve bugünde mücadelemiz kadınların emeği ile yükseliyor gelecek de kadınların olacak diyorum.”
Eşbaşkanlık
“Partimizin bütün karar alma mekanizmalarında kadının eşit temsiliyetini hayata geçirdik. Bu nedenle eşbaşkanlık dedik. Bu modelimiz gerek ülkemiz, gerek Ortadoğu gerekse dünya kadınlarının eşit temsiliyeti açısından değerli bir kazanımdır. Kadın kimliğinin ve statüsünün baskılandığı bütün dünya kadınları için önemli bir modeldir, model olmaya devam ediyor. Bu; kadınlar adına yüzyılın bir başarısıdır.”
“Bir yerde temsil edilen kadınlar var olduğu sürece temsilcilerin de bir o kadar kadın olması gerekir. Eşbaşkanlık sistemiyle yönettiğimiz belediyelerimizde; kadına duyarlı bütçelemeye gittik. Kadın emeği ve üretimine dayalı kooperatifler kurduk. Kadınlara yönelik olarak ekonomik ve sosyal politikalar ürettik. Kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmaları oluşturduk bu amaçla hizmet veren kadın kurumları açtık.
Kayyımlar
"Bütün bunlara karşın kadınları güçlendirecek her türlü politika ve projenin karşısında durmayı görev bilen tekçi erkek iktidar düzeni, demokratik zeminde seçimlerle elde edemediği belediyelerimize kayyım darbesi yaparak mücadelemizi geriletmeye, kazanımlarımızı yok etmeye çalıştı, hala da buna devam ediyor. Kadınları siyasetin, yerel yönetimlerin, ekonominin, kamusal hayatın dışına itmeyi hedefleyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Şine söylüyoruz: Kayyım rejimi, demokrasiye karşı yöneltilmiş bir darbe girişimidir, Kürt halkının iradesine yönelik bir darbedir. Eşbaşkanlık sistemine karşı bir darbe girişimidir.
İstanbul Sözleşmesi
"Darbeci kayyım rejimiyle bütün ülkeyi kuşatanlar hukuku askıya almanın yolunu açtılar. Bu sürecin devamı olarak İstanbul sözleşmesini feshettiler ve kadınları güvencesizlik, şiddet ve ölümün kıskacına aldılar. Kadınların bin bir emek ve mücadeleyle elde ettiği demokratik kazanımları tartışma konusu haline getirip, bu mevcut yasaları dahi uygulamama yoluna gittiler.
TIKLAYIN- Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi
Demokrasiyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini, hukukun üstünlüğünü ancak ve ancak bu şekilde bütüncül bir mücadele ile sağlayabiliriz. Biz kadınlar kadınlara karşı yöneltilen her türlü saldırıya karşı ancak ve ancak birlik içerisinde ortaya koyduğumuz sağlam bir duruşla karşı koyabiliriz. Kadına yönelik şiddet, kadına yönelik sömürü, kadına yönelik baskı, kadına yönelik yoksulluk ve adaletsizlik ancak ve ancak ortak karşı koyuşla aşılabilir.
TIKLAYIN- İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
"Gelin meydan okuyalım"
"Bu nedenle bu konferans aracılığı ile bütün kadınlara çağrımı buradan bir kez daha yinelemek istiyorum. Kadına yönelik baskıların göreceliği, sınırı, kimliği ve dili yoktur. Hangi kadın kazanımına karşı gerçekleştirilmiş olursa olsun erkek egemen sistemin her saldırısı bütün kadınlara yönelik bir tehdittir. Bütün kadınlar bu gerçeğin fakında olmalıdır. Ve bu gerçeğe göre hareket etmelidir.
O nedenle gelin diyorum sevgili kadınlar! Gelin, değil sadece bu ülkede, tüm dünyada, dünyanın en büyük sorunu olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, erkek egemen sisteme karşı demokratik, eşitlikçi ilkelerimizle, eşit temsiliyet modeliyle meydan okuyalım. Umut kadındadır, emek kadındadır, güç kadındadır! Bu devran değiştirecekse, bu zifiri karanlık aydınlanacaksa bu ancak kadınlarla başarılacak. Kadınların inancı, kadınların direnci başaracak."
(NÖ)