Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, Türkiye'de Kürtçe radyo ve televizyon yayıncılığının geliştirilmesini memnuniyetle karşıladığını ancak Kürt Sorunu'na dair haberciliğin hapisle bastırılmasını kınadığını açıkladı.
Medyaya Kürtçe yayın yapma serbestisinin "önemli ve güçlü bir sembolik değeri" olduğunu açıklayan RSF, "Medya kuruluşları, Kürt Sorununu cezai yaptırım tehdidi altında tutulmadan ele alamadıkları sürece bu reformun etkisi daima sınırlı kalacaktır" açıklaması yaptı.
13 Kasım'da Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkında Yönetmelik, Türkçe altyazı-çeviri zorunluluğunu ve süre ve program sınırlamasını kaldırmıştı. Bu nedenle Gün TV, Kürtçe yayınlarını da artırmaya başlıyor. Su TV de, Kürtçe haber bültenleri yayımlamaya başlamıştı.
Kürtçe habercilik serbest ama Kürt Sorununu işlemek yasaklı
RSF, özellikle "terör örgütü açıklamaları yayımlamak" ve "terör örgütü porpagandası yapmak" ile ilgili Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) ve Ceza Yasası'nın (TCK) "kin ve düşmanlığa tahrik" başlıklı 216. maddesinin Kürt Sorunu'yla ilgili görüş bildirmeyi baskı altında tuttuğunu anımsayarak, "Kürtçe radyo ve televizyon yayıncılığı daha fazla bu baskıların gölgesinde kalmamalı" dedi.
RSF'den gazete ve site kapatmalarına uyarı
RSF, "Türk milletini aşağılama"ya dair TCK'nın 301. maddesinin de baskıcı düzenlemelerin başında geldiğini kaydetti; Azadiya Welat gazetesi sorumlu müdürü Vedat Kurşun'un Ocak ayından bu yana cezaevinden bulunmasına, Özgür Ortam, Demokratik Açılım ve Günlük gazetelerinin yayınlarının bir ay susturulması ve son olarak da Günlük gazetesine ait gunlukgazetesi.com sitesinin mahkeme kararıyla engellenmesine tepki gösterdi.
Kısa süre önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 26 gazetecinin açtığı bir davada Türkiye'yi mahkum ettiğini de hatırlatan RSF; Milliyet gazetesi sorumlu müdürü Hasan Çakkalkurt ve muhabiri Namık Durukan hakkında, TMY'nin 7/2 maddesinden açılan davayı, ayrıca şarkıcı Hülya Avşar ve gazeteci Devrim Sevimay hakkında soruşturma yürütülmesini de eleştirdi.
RSF ve IPI'dan Boğatekin için kınama
RSF, bir savcı ve jandarma görevlisine yayın yoluyla hakaret ettiği iddiasıyla Gerger Fırat gazetesi sahibi Hacı Boğatekin' e da 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası verilmesini de kınadı. Mahkumiyete bir tepki de merkezi Viyana'da bulunan Uluslar arası Basın Enstitüsü'nden (IPI) geldi.
Gazetecilerin işlerini yaptıkları için hapisle karşı karşıya kalmaya devam ettiklerini açıklayan IPI Direktör Yardımcısı Alison Bethel McKenzie, "Üst mahkemenin bu kararı bozmasını bekliyoruz. Türkiye Hükümetini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ilkelerine uygun hareket etmeye davet ediyoruz" dedi. (EÖ)