Türkiye'de ve Avrupa'da bini aşkın kişi, İnternational Herald Tribune ve Le Monde gazetelerinde "Türkiye'de Kürt Sorunu'na Barışçı Bir Çözüm Çağrısı" başlığıyla bir bildiri yayımladı.
Aralarında Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, diğer DTP'li vekil ve belediye başkanları ile aydınların da bulunduğu bini aşkın kişi, "Biz aşağıda imzaları bulunan insanlar itiraf ediyoruz ki, bizler Kürdüz ve bu kimliğimizle anılmak, atalarımızın toprakları üzerinde onurumuz ve kimliğimizle birer Kürt olarak yaşamak, dilimizi, kültürümüzü serbestçe kullanmak istiyoruz" diyor.
"Demokratik barışçı çözüm için destek istiyoruz"
Kürt sorununun artık sadece bir Türkiye sorunu olmayıp, bir Ortadoğu, bir Avrupa ve bir insanlık sorunu olduğunun duyurulduğu ilanda, "Türkiye kamu vicdanına, dünya kamuoyuna çağrıda bulunuyor, acilen demokratik bir barışçı bir çözüm için desteklerini istiyoruz" çağrısı yapıldı.
Türkiye nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturan Kürt halkının, kimliği yok sayıldığı, dilinin yasaklandığı, kültürünün inkar edildiği ve çok temel insani haklarından yoksun bırakıldığına yer verilen bildiride, Kürt Sorunu'nun çözümü için ABD ve Avrupa Birliği (AB) yetkililerinden İrlanda, Bask, Katalan ve Kosova sorunlarının çözümünde deneyim kazanmış eski Britanya Başbakanı Tony Blair, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari, eski İspanya Başbakanı Felipe González ve Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in arabulucu olması isteniyor.
Anayasa taslağında, vatandaşlık tanımının soy esasına göre tanımlanılmaması istenen bildiride, Kürt halkının varlığının kabulü, kendi dillerinde resmi eğitim-öğretim görebilmeleri ve kamusal alanda kendi dillerini kullanma, medya kurma ve işletme, dernek, kurum ve parti kurma, kültürlerini geliştirme, siyasal istemlerini özgürce ifade ve savunma haklarının güvence altına alınması isteniyor.
"İstisnasız genel siyasi bir af" istenen bildiride, "PKK, belirlenecek bir prosedüre göre silah bırakmalı. Köy koruculuğu da tasfiye edilmeli. Bu talepler mevcut sınırları sorgulamayan ve tüm demokratik ülkelerin vatandaşlarına tanıdıkları asgari temel insan haklardır.
Bölgelerarası dengesizliğin giderilmesi istenen bildiride, ihmal edilerek geri bırakılan Kürt bölgesinin sosyo-ekonomik kalkınması için boşaltılan yaklaşık 3 bin 400 yerleşim biriminin yeniden inşası ve köye geri dönüş için "kapsamlı bir kalkınma planı" hazırlanması istendi.
Bildirideki diğer tespitler
"Demokratik bir AB camiasına katılmaya aday Türkiye'de Kürtçe yayın yapan tek bir ulusal televizyon ve radyo kanalı olmadığı gibi, Kürtçe eğitim veren ne ilk ve orta, ne de bir yüksek öğretim kurumu bulunmuyor.
"Türkiye'de Kürt gerçeği hâlâ kabul edilmediği gibi bir terörizm sorununa indirgenmeye çalışılmakta, sorunun çözümü için sınır ötesi askeri operasyonlarla çare aranmakta; bu da, Kürt-Türk ilişkilerini daha da gerginleştirerek bölgesel dengeleri ve Irak Kürdistanı'nın istikrarını ciddi bir şekilde tehdit etmektedir." (EÖ/GG)