ARTE'nin İstanbul'daki temsilcisi Gunnar Kohne, önce Aydın Valiliği'ne
başvurarak, Acarlar Beldesi'nde çekim yapmak üzere izin istemişti. Ya sonra?
Sonra, Valiliğin onayını alarak Acarlar'a giden TV ekibinin başına gelenler, Anadolu Ajansı haberinde yansıtıldığı kadar sıradan bir "çekim" öyküsü olmayacaktı.
Gunnar Kohne, 5 yıldır Türkiye'de serbest gazeteci olarak çalışıyor: "Alman ve İsviçre radyo ve televizyonları için haberler yapıyorum. Bir Türk kadınıyla evliyim, oğlum da Türk yurttaşı."
Yeni Medeni Yasa ve hayatın standartları...
Alman-Fransız ortak kanalı ARTE adına Türkiye'deki erken evlilikler üzerine 25 dakikalık bir belgesel hazırlamak üzere nasıl bir noktadan yola çıktıklarını ise Gunnar Kohne, şöyle anlatıyor:
* Türk gazeteleri geçtiğimiz haftalarda konuyla ilgili pek çok haber yayımladılar. Diyarbakır'da bir kız kaçırma, Tokat'ta 12 yaşında bir intihar, Acarlar beldesindeki skandal gibi...
* Biz de, Türk medyasının yaptığı gibi bir haber yapmamız gerektiğini düşündük.
* Medeni Yasa'da, evlilik yaşını 15'den 17'ye çıkaran yeni bir değişiklik yapılmadı mı? Bu, Türkiye'nin Avrupa standartlarını yakalaması için yapıldı. Ne var ki, hayatın bu standartların çok uzağında olduğu çok açık.
* Biz bunu ortaya çıkarmak istedik.
OHAL bölgesindeki "takip"
* Eşim Gönül Kıvılcım, haberin ilk bölümü için 10 - 15 Ocak tarihleri arasında Diyarbakır'a gitti. Gönül, Basın ve Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Valilik'ten gerekli izinleri almasına karşın, polisçe rahatsız edildi. Nereye gittiyse, polisler de arkasından gitti. Takip edildi, görüştüğü kişiler sorgulandı. O nedenle, pek çok insan korktuğu için Gönül'le görüşmeyi kabul etmedi.
Aydın'a gidiş: Valilikten izin
Eşinin başına gelenleri "Hadi, orası OHAL bölgesi" diye açıklayan Kohne, ekibiyle Acarlar'a gitmeden önce, eski yaşadıklarını dikkate almış:
* Daha önce "at arabalarıyla" ilgili bir film yaptığım sırada, Burgaz karakolunda geçirdiğim 3 saati göz önünde tutarak, bir daha sorun yaşamak istemedim. O yüzden de, Aydın Valiliği'ne ; ne yapmak istediğimizi, İncirliova kaymakamı ve Acarlar Belediye Başkanı ile görüşme talebimizi belirten bir faks gönderme konusunda BYEGM ile aynı görüşteydim.
Bizim için "kriz toplantısı" yapılıyor
* Oraya vardığımızda, Valilik'te bizimle ilgili özel bir kriz toplantısı yapıldığını öğrendik.
* İncirliova Kaymakamlığı'nda, ki o sırada Vali yardımcısı ve Acarlar belediye başkanı da oradaydı, dostça karşılandık.
* Yaptığımız röportajda, Kaymakam Acarlar'da, bir problem olarak erken evlilik yaşanmadığını söyledi. Oysa, 50 erkek bu nedenle tutuklanmıştı.
* Sonraki gün Acarlar'da hatta okulda film çekebileceğimiz söylendi.
O andan itibaren...
Buraya kadar gayet ılıman gelişen ilişkiler, bu noktadan sonra "anlaşılmaz" bir görünüm alacaktı.
"Bu andan itibaren" diyor Kohne "Otele, lokantaya giderken ve daha önce bu haberi izlemiş olan Ege TV muhabiriyle görüşürken en azından iki polis aracıyla, takip edildik."
Yetmezmiş gibi, 19 Ocak cumartesi sabahı, Ege TV muhabirinin karakola götürüldüğünü anlatıyor Kohne:
*İki saat sorgulandı: 'Sen Aydınlı değil misin? Türkiye hakkında kötü haberler yapan bu yabancılara neden yardım ediyorsun?' diye sormuşlar ona.
Beş araçlık eskortla Acarlar'a gidiş
18 Ocak Cuma günü yaşadıklarını ise Gunnar Kohne, tam da şöyle tanımlıyor:
"Türkiye'de yaşadığım en absürd şey oldu."
* Beş araçlık bir eskort eşliğinde Acarlar'a gittik. (Yine vali yardımcısı, Kaymakam, belediye başkanı, polis şefi vs. )
*Acarlar'da sokaklar boşaltılmıştı. Beldenin Cuma pazarı bizim yüzümüzden iptal edilmişti.
* Boş sokaklarda eskortlarla birlikte dolaştık. Ek olarak, bize yaklaşmaya çalışan kadın ve kızları uzaklaştıran bir ajan provakatör ve düzinelerce seyirci vardı.
* Dükkanlar ve kahveler bizim yüzümüzden kapatılmıştı. Hiç kimse bizimle konuşmak istemiyordu. Sanki, önceden hazırlanmış bir tiyatro gibi. Artık okul da bizim için ulaşılmaz olmuştu, dışarıdan bile çekim yapmamıza izin yoktu: 'Öğrenciler psikolojik olarak rahatsız olabilirler.'
Nasıl "ördek gibi" geldiklerini...
Gördükleri "ilgi"nin soluk almayı bile engellediği o noktada, artık "yapacak tek şey" kalmıştı:
* Bunun üzerine, biz de dost eskortların çekimini yaptık, yetkililerin arkamızdan nasıl ördek gibi geldiklerini Almanya ve Fransa'da göstereceğiz.
* Sivil polisleri, Ege TV muhabirinin polisin kendisini nasıl taciz ettiğini anlattığı röportajı da...
Vali yardımcısına, sivil polisleri peşlerinden çekmesini söylediğinde, ise Kohne'ye verilen yanıt şu olmuştu:
"Böyle bir yetkimiz yok..."
"Alıkoyabileceklerini" düşünmeleri tuhaf...
Bütün bu yaşadıklarını sonuçta şöyle değerlendiriyor Kohne:
* En tuhafı ise, onların Acarlar'la ilgili bir yapmaktan ARTE'yi gerçekten alıkoyabileceklerini düşünmüş olmalarıdır. Aslında, ta başından beri Acarlar bu hikayenin sadece bir parçasıydı.
* Ama, yanılıyorlar. Gelecek ay haberi ARTE'de izleyebilirler.
* Neredeyse her polis ya da bürokratın yabancı gazeteci gördüğünde yaşadığı bu aptalca paranoyak takıntılardan sahiden çok yoruldum. Hele de yanınızda bir de kamera varsa (yazılı medyada çalışanlar için birçok şey daha kolay olabiliyor) İstanbul dışında kolayca durdurulabiliyorsunuz.
* Hukuksuzluktan yoruldum. Herhangi bir polis memuru size istediğini yapabiliyor. Sarı basın kartı ise, daha önce böyle bir şey görmeyen illerde hiçbir işe yaramıyor. (NM)