İş yok, aş yok, gelecek yok!
15 yıllık "düşük yoğunluklu savaş" boyunca, süre giden göç kent merkezinde nüfus patlamasına neden oldu. İnsanlar kaygılı:
"İş yok, aş yok. İnşaatlarda çalışmak için bile torpil gerekiyor. Geleceğimiz yok!"
Ruhsal sarsıntı kapıda!
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Diyarbakır Şube Başkanı avukat Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır ve bölgenin durumunu şöyle tanımlıyor:
"Tek taraflı ateşkesin dışında değişen bir şey yok. 20 yıllık şiddet sürecinin şu anki sonuçsuzluğu, kitlelerde müthiş bir psikolojik bozukluğa yol açtı. Büyük ruhsal sarsıntılar olabilir"!
Torpilli ameleler!
Nüfusun giderek artması, işsizliğin yaygınlaşmasına yol açarken, elinde bir mesleği olmayanları da açlık ve sefalet bekliyor. İplik Mahallesi'nde oturan Mehmet Süzer durumunu şöyle özetliyor:
"Köy boşaltmalardan sonra gelenler, geri dönmeye korkuyor. Ekonomik nedenlerle gelenler ise, dönmek istiyor fakat, köyde onları bekleyen bir hayat yok. 23 yıl önce geldiğim halde geri dönmek için dilekçe verdim. Şu ana kadar bir cevap alamadım. Burada iş bulmak çok zor. Var olan işletmelere girebilmek için torpil gerekiyor. Örneğin TEKEL 900 işçi aldı. Hepsi de Ege'den Karadeniz'den gelen insanlar. İnşaatlarda çalışmak bile artık torpille... Müteahhitleri, taşeronları tanımayanlar, inşaatta amele olarak bile işe giremiyor. Geleceğimiz karanlık."
"Siyasi Göçmen"lere dönüş yok!
İki yıldır başlatılan köye dönüş projesinden, olaylara karıştığı iddia edilenler, ve "siyasi göçmen"ler yararlanamıyor. Daha doğrusu, bu durumda olanlar, geçmişte yaşadıkları sıkıntıların tekrarlanmasından korktukları için başvuru bile yapmıyorlar.
"Güven yok, kaygı var"
GÖÇ-DER Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Serdar Talay , köye dönenlerin kaygıdan yanlarına eşya bile alamadıklarını belirtiyor. "Güven" ortamının oluşmadığına dikkat çeken Talay ekliyor:
"İnsanlar hala devlete güvenmekte tereddüt ediyor. Devletin her an geri adım atıp kendilerini köylerinden çıkarabileceği yönünde endişeleri var. Zaten pratik de bunu doğruluyor."
Başvuru çok, cevap yok
Köye dönüş için çok sayıda başvuru olduğunu belirten Talay yetkililerin başvurulara "zamanında" cevap vermediğini söylüyor.
Tazminat talebi
Şehirde yaşayan zorunlu göçzedeler,, dönüş için dilekçe vermenin yanı sıra,, kaybolan yılları ve malları için dava açıyor.
Talay kesin bir rakam olmamakla birlikte her geçen gün, tersine göç talebinin arttığını belirtiyor. Köylüler kendilerine dayatılan "tek tip dilekçeler"i imzalama zorunluluğuna karşın dava açıp , tazminat talebinde bulunuyor.
Tapusuz, kanalizasyonsuz mahalle!
Göçzedelerin yoğunlukta olduğu kenar semtler,, Diyarbakır'ın en sorunlu bölgeleri. Başta su olmak üzere altyapı sorunlarıyla boğuşan İplik, Mevlana Halit, Hasırlı ve Sanayi mahallelerinde kanalizasyonlar tamamlanmamış durumda.
İplik Mahallesi'nde açıktan akan kanalizasyon suları hastalık saçıyor. Belediyelerin mahallelerine yıllardır hizmet getirmediğini belirten mahalle sakinlerinin başındaki bir diğer sorun da tapusuz evleri .
İmar affı isteyen mahalle sakinleri, evlerinin ellerinden alınması veya yıkılması durumunda hayatlarının biteceğini belirterek ekliyorlar:
"Bir an önce köylerimize dönmemize izin versinler. Yoksa burada yok olup gideceğiz"!
"Dönüşler sağlıklı olmalı"
Köyü dönüşlerde çeşitli sıkıntıların yaşanabileceğine dikkat çeken uzmanlar, hiç kimsenin zorla geri gönderilmemesi gerektiğini belirtiyor.
Konuyla ilgili olarak çeşitli basın yayın organlarında görüşlerini açıklayan Batman Barosu Başkanı avukat Sabih Ataç geleceğe dönük olarak durumu şöyle değerlendirdi:
"Köye dönüşlerde, insanlara zorlayıcı bir tutumla yaklaşılırsa, ileride geri dönüşü imkansız olaylar yaşanabilir. Çünkü, bu insanlar şöyle ya da böyle şehri yaşadılar. Artık bunları buradan koparmak imkansız. Tercih tamamen onlara bırakılmalı. Köyü tercih edenler için de gidecekleri yerlerde gerekli şartlar yerine getirilmeli."
(MB/YÖ)