Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Yenişehir Belediyesi'ne bağlı Aziziye, Gürdoğan ve Benusen ile Sur Belediyesi'ne bağlı Fatihpaşa ve Savaş mahallelerinde gerçekleştirilen araştırma, Ticaret ve Sanayi Odası'nda (TSO) geçen hafta yapılan basın toplantısında açıklandı.
Kalkınma Merkezi'nin araştırmasına göre zorunlu göç sürecinin olumsuz etkileri, üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen halen sürüyor. Ve bu sorunları çözmeye dönük de ciddi bir çalışma yok.
Sorunların çözümü için öneriler
Zorunlu göç mağduru insanların sorunlarının çözümünün çok boyutlu ele alınması gerektiği üzerinde durulurken, sorunların da bütünsellik içinde ele alınması isteniyor.
Sorunların çözümü için oluşturulacak politikalara, tüm kamu, yerel ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) katılmasının gerekliliğine dikkat çekildi.
Ayrıca bu politikalarla ilgili olarak, mahalle sakinlerinin katılımının sağlanması isteniyor.
"Zorunlu göçe tabi tutularak büyük sayıda insanın yaşamına müdahale edilmiş, insanlar kendi iradeleri ile seçmedikleri yaşam biçimleri içinde mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Bu politikalar için onların talepleri dinlenmelidir."
Araştırmaya katılanların yaşı ve dili
* Araştırma yapılan mahallelerdeki ailelerin ortalama hane büyüklüğü 6,9 kişi.
* Mahallelerde oldukça genç bir nüfus yaşamakta olup, mahalle sakinlerinin yüzde 74'ü 30 yaşın altında.
* Nüfusun yüzde 46'sı 15 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor.
* Mahalle sakinlerinin yüzde 97'sinin anadili Kürtçe. Yüzde 64'ü ise Kurmancça, yüzde 33'ü Zazaca konuşuyor. Yüzde 3'ünün ise Türkçe.
* Görüşülenlerin yüzde 89'u Türkçe konuştuğunu söylüyor.
Göç süreci
Araştırma verilerine göre çatışmaların yoğunlaştığı 1990'lı yıllarda köylerden ilçelere ve şehirlere hızlı göç var. 1995'e kadar göç dalgalar halinde sürüyor.
* Diyarbakır'a gelen ailelerin yüzde 31'i köylerinin yakılması, yüzde 31'i ise can güvenliği nedeniyle, zorunlu olarak göç mağduru.
* Geçim sıkıntısı nedeniyle göç eden aileler ise yüzde 22.
Ekonomik nedenli göçün arka planında güvenlik sorunları öne çıkıyor.
* Yaylalara çıkmanın ve mera alanlarının kullanımının yasaklanması, köy dışı tarlaların işlenmesindeki güçlükler, değirmen yasakları gibi üretimi engelleyen etkenler de göçün ekonomik gibi görünen ancak çatışma ortamından kaynaklanan nedenleri arasında gösteriliyor.
Göç mağdurlarının eğitim durumu
Araştırmanın ortaya koydu bir başka sonuç da, göçün en yoğun yaşandığı mahalle okullarındaki aşırı öğrenci yığılması.
Araştırma, göç eden kadınlar arasındaki okur-yazar olmayanların oranının yüksek olduğunu gösterirken, kente yerleşmeyle birlikte kız çocukların okula gönderilme oranında artışı saptadı.
Ancak, ekonomik nedenlerle çocuklarını okula göndermekte zorlanan ailelerin, ancak iki çocuğundan birisini okula gönderebildiği durumlardaysa, tercih, erkek çocuklardan yana kullanılıyor. Okula giden çocukların önemli bir bölümü hem çalışıyor hem okula gidiyor.
Sağlık sorunları
Göç edenlerin yaşadığı mahallelerdeki sağlık sorunları arasında sarılık, tifo, solunum yolları hastalıkları, ishal ve kadın hastalıkları gösteriliyor.
Köyde sağlık sigortası olmayanlar, Diyarbakır'a göç ettikten sonra, sağlıkla ilgili sorunlarını bedelini ödeyerek gideriyorlar.
Sosyal güvenlik kurumlarına tabi olanların yüzde 10'u SSK'ye, yüzde 2'si Emekli Sandığı'na ve Bağ-Kur'a bağlı görünüyor. Mahalle sakinlerinin yüzde 77'si Yeşil Kart kullanıyor.
Ortalama gelir
* Ankete katılan ailelerin ortalama geliri 332 YTL. Ailelerin yüzde 60'nın aylık geliri 300 YTL'nin altında.
* Aylık geliri 700 YTL'nin üzerinde olanların oranı yüzde 5.
* Göç eden hanelerin yüzde 51'nin köyde arazileri var. Ancak ailelerin yüzde 62'si arazilerinden çeşitli nedenlerle yararlanamıyor.
İşsizlik en büyük sorun
İşsizlik, zorunlu göç nedeniyle Diyarbakır'a göç edenlerin en büyük sorunlarından biri.
* 14 yaşın altındaki çocukların yüzde 24'ü ailelerinin geçimine katkıda
bulunuyor ya da tüm aileyi geçindiriyor.
* Ailelerin yüzde 29'u geçimlerini sağlayabilmek için mevsimlik işçiliğe
gidiyor.
* Beş kişi çalışan bir ailenin üç aylık mevsimlik işçilik sonunda eline
kalan net para miktarı ortalama 2.000 YTL.
* Diyarbakır'a geldiklerinden bu yana, ailelerin sadece yüzde 29'u gıda
yardımı, yüzde 22'si ise yakacak yardımı alıyor.
* Kısa vadeli bu yardımları yüzde 27 oranında Valilik'e bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (SYDTF), yüzde 19'la ikinci sırada ise belediyeler yapıyor.
Göç edenlerin dile getirdiği sorunlar
Araştırmaya katılanların ifadesine göre işsizlik, geçim sıkıntısı, eğitim ve sağlık sorunları öne çıksa da, bu sorunların dışında, kültürel haklar da sık sık dile getiriliyor.
Kürt kimliğine sahip olmanın onlar için vazgeçilmez olduğunu ifade eden göç mağdurları kendi dillerini özgürce konuşmak, kendi kültürlerine özgü alışkanlıklarını özgürce yaşamak istiyor.
* Ankete katılanlar, köye dönüşün ve bölgeye yapılacak yatırımların ancak Kürt sorunun çözülmesiyle mümkün olduğunu düşünüyor.
* Ailelerin yüzde 41'i köylerine dönmek isterken, köye geri dönüşlere ilişkin aile içi görüş farklıkları var.
* Güvenlik nedeniyle köyleri boşaltılan ailelerin yüzde 67'si tazminat alabilmek için dava açmış. Davaları halen sürüyor. Tazminat alanların oranı yüzde 1,5. Mahkemeye gitmeyen veya mahkeme sonucu tazminata hak kazanmamış ailelerin oranı ise yüzde 32. (AD/TK)