Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM), gelişmiş ülkelerde yaygın şekilde uygulanan bölgesel ve sektörel asgari ücret tartışmasına hazırladıkları bir raporla dahil oldu.
Dr. Ahmet Çelik, Koray Güçlü, Şükran Özge Özer ve Zülfiye Kaynar “Çalışma hayatına yeni bir bakış: Bölgesel asgari ücret” başlığıyla hazırladıkları raporda bölgesel asgari ücretin ne olduğu, nasıl uygulandığı ve bu politikanın avantajları ile dezavantajlarını inceledi.
Her bölgenin farklı ekonomik ve sosyal dinamiklere sahip olduğunu belirterek, tek bir asgari ücretin tüm bölgelerde aynı şekilde uygulanmasının sorunlara yol açtığını kaydetti.
Türkiye'de her iki çalışandan biri asgari ücretli
Raporu hazırlayanlar Türkiye’deki asgari ücreti Avrupa’daki asgari ücret seviyeleriyle karşılaştırdı. Raporda asgari ücretteki yüksek artış oranlarının ortalama ücretleri birbirine yaklaştırdığını belirtti:
“Eurostat verilerine göre, Türkiye’de 2018 itibarıyla asgari ücret, aylık ortalama ücretin yüzde 54,2’si düzeyindedir. Bu oran, AB üyesi ülkeler içindeki en yüksek orandır. Asgari ücretin ortalama ücretlerin yüzde 54,2’sine karşılık gelmesi, her iki çalışandan birinin asgari ücretli olması anlamını taşımaktadır.”
"Gelir eşitsizliğinin azaltılmasına yardımcı olabilir"
Ardından asgari ücret sistemlerinin çeşitliliklerinden bahsetti. Bunları “ulusal, bölgesel, sektörel, mesleki ve işletme büyüklüğü” olarak sıraladı. “Her bir yaklaşımın arkasında, politika yapıcıların politika tasarımına yön veren endişelerini yansıtan belirli bir mantık söz konusu” dedi.
Bölgesel asgari ücret uygulamasını; ülke içindeki farklı bölgeler arasında var olan yaşam maliyetlerinin ve ekonomik eşitsizliklerin dikkate alındığı sistem olarak tanımladı.
Amacını ise “çalışanlar için adil ücret tabanının korunması ile ülke içindeki bölgesel ekonomik farklılıkların hesaba katılması arasında denge kurulması” olarak aktardı.
Bölgesel asgari ücret politikalarının gelir eşitsizliğinin azaltılmasına, bölgesel kalkınmanın desteklenmesine ve farklı bölgelerdeki çalışanların özel ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulduğunu kaydetti.
Bölgesel asgari ücret belirlenmesinin avantajlarını yaşam maliyeti eşitsizliklerinin giderilmesi, ekonomik istikrarın teşvik edilmesi, adil rekabetin desteklenmesi, çalışanların güçlendirilmesi ve Sosyal kapsayıcılığa katkı sunulması olarak verdi.
Bölgesel asgari ücret üzerine eleştiriler
Raporu hazırlayanlar, işçi sendikalarının bölgesel asgari ücret uygulamasına yönelik endişelerini ise şu şekilde sıraladı:
- Asgari ücretin bölgelere göre farklılaşan düzeylerde belirlenmesi, asgari ücretin genel felsefesine aykırıdır. Asgari ücretin temel amacı, çalışanların daha düşük ücretlere karşı korunması ve rekabetin çalışanların haklarının ihlal edilmesi üzerinden yapılmasını önlemektir.
- Bölgesel asgari ücret uygulaması, Anayasanın eşitlik ve adaletli ücret ilkelerine aykırıdır. • Söz konusu model, asgari ücretin tespitinde devletin rolünü azaltacak ve tutarın tespitinde işveren lehine bir sürecin gelişmesine yol açabilecektir.
- Bölgesel asgari ücret uygulaması, işyerleri ve iller/ bölgeler arasındaki haksız rekabet sorunlarını artıracaktır.
- Söz konusu uygulama asgari ücret düzeyinin daha yüksek belirlendiği illerdeki/ bölgelerdeki işyerlerinin daha düşük belirlendiği illere/bölgelere taşınmasına yol açabilecektir.
- Özellikle emek-yoğun sanayilerde işlerin taşınması halinde gelişmiş illerdeki istihdamın azalması riski ile karşılaşılabilecektir.
- Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için haksız rekabet çok daha yıkıcı olacaktır.
- Uygulama, az gelişmiş illere etkin ve verimsiz, dolayısıyla sürdürülemez yatırımların yapılmasına ve ulusal ekonomide kaynak israfına da neden olabilecektir.
- Bölgesel asgari ücret uygulamasına geçilmesinin en önemli riski, net asgari ücretin azalmasına yol açabileceğidir.
- Asgari ücretin daha düşük düzeyde belirlendiği bölgelerden diğer bölgelere yönelen göç yoğunluğu artabilecektir.
- Aynı işverenin farklı bölgelerdeki işyerlerinde çalışan ve aynı işi yapan işçileri arasında eşitsizlik doğacaktır.
- Bölgesel asgari ücret uygulaması, çalışanların bölgeler itibarıyla daha da yoksullaştırılmasına neden olabilecektir.
- Anayasanın eşitlik ilkesine uygunluğu da tartışmalı olan bölgesel asgari ücreti benimsemek yerine, daha az gelişmiş illerde/bölgelerde asgari ücret üzerindeki vergi ve SGK prim yükünden daha fazla indirim yapılması yöntemi benimsenmelidir.
"Göçü teşvik edebilir"
Raporda “Bölgesel asgari ücret modelinin sosyal ve siyasi sorunlar oluşturma olasılığı da bulunmaktadır” diyerek “Gelişmiş yöreler için asgari ücretin önemli ölçüde yükseltilmesi ise ülkenin genel rekabet gücü açısından sorun oluştururken, hedeflenenin aksine gelişmiş yörelere göçü teşvik edici bir unsur da olabilir” yorumunu yaptı.
İki farklı hesaplama
Ahmet Çelik, Koray Güçlü, Şükran Özge Özer ve Zülfiye Kaynar raporda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Yatırım Teşvik Bölgelerini dikkate alarak bölgesel asgari ücret hesaplaması da yaptı. Altı bölgede bölgesel net asgari ücreti 11 bin 402 TL ile 17 bin 103 TL arasında belirledi.
Buna göre asgari ücret birinci bölgede 11 bin 402 TL, ikinci bölgede 12 bin 542 TL, üçüncü bölgede 13 bin 682 TL, dördüncü bölgede 14 bin 823 TL, beşinci bölgede 15 bin 963 TL ve altıncı bölgede 17 bin 103 TL olmalı.
İkinci alternatif olaraksa kalkınma ajansları için belirlenen 26 bölge özelinde hanehalkı gelirleri baz alınarak bir bölgesel asgari ücret hesaplaması yaptı. Bunda da asgari ücret 11 bin 402 TL ile 24 bin 408 TL arasında değişti.
(HA)