Şırnak’ta 31 Mart yerel seçimlerinde Tümgeneral Ömer Keçeciğil Ortaokulu'nda oy kullanmak için şehir dışından getirilen taşımalı seçmene, "Konuş, sen nerelisin?" diye tepki gösteren Süleyman Salğucak ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen ve Tufan Ertaş hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Şırnak Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Salğucak, Güngen, Ertaş ile avukatları Rojhar Dilsiz ve Samet Ataman hazır bulundu. DEM Parti Milletvekilleri Nevroz Uysal, Zeki İrmez ve çok sayıda yurttaş da duruşmayı takip etti.
Seçim kanununun 153/4. maddesinde yer alan “Seçmenin sandık alanına girmesine veya oy kullanmasına tehdit/cebir/şiddet kullanarak engel olmak” suçlamasıyla açılan davada ilk olarak Salğucak, savunma yaptı.
Soruşturma aşamasında verdiği ifadeyi tekrarladığını söyleyen Salğucak, "Gazipaşa okulunda oy kullandım ancak burada oy kullanan herkes yabancı dışarıdan gelen insanlardı. Bunun üzerine gelen kişilere 'konuş sen nerelisin' şeklinde beyanda bulundum. Ancak söylediğim sözün suç teşkil ettiğini düşünmüyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
Ardından konuşan Ertaş da kendisine yönelik suçlamayı kabul etmediğini ve soruşturma aşamasındaki ifadesini tekrarladığını belirtti.
Süleyman Salğucak'a dava: Amaç korku psikolojisi yaymak
"Engel olduysak seçim iptal olmalıydı"
Son olarak savunma yapan DEM Parti İl Eşbaşkanı Güngen ise, şöyle konuştu: "DEM Parti Şırnak İl başkanıyım. Eğer seçmene engel olma durumu varsa seçimin iptal edilmesi gerekirdi. Video kaydında görüldüğü üzere ‘kölesiniz, hepiniz kölesiniz’ diyen kişi benim ancak söylediğim sözün suç teşkil ettiğini düşünmüyorum. Kimsenin seçime gidip hür iradesiyle oy kullanmasına karşı değiliz. Kabile kabile gelip oy kullanıldı. Bunun üzerine eleştiride bulundum. Taşımalı seçmenin uygun olmadığı noktasında yüzlerce dilekçe verdik, Yüksek Seçim Kurulu’na başvuru yaptık. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatımı talep ediyorum.”
"İddianameyi kabul etmiyoruz"
Salğucak, Güngen ve Ertaş'ın ardından avukatlar savunma yaptı. Avukat Samet Ataman, seçim sürecinde DEM Parti adına itiraza yetkili avukat olarak görevli olduğunu söyledi.
Seçimdeki usulsüzlük ve hukuksuzluklarla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden Ataman, usulsüzlüklere ilişkin örnekler verdi.
Ataman, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yerel seçimden önce genel seçim yapıldı. Genel seçimde Şırnak ilinde yaşayan herkes oy kullanmıştı ancak Yeşilyurt mahallesinde davaya konu okulda yerel seçime bir gün kala tek bir adrese 2968 kişi kayıt edilmişti. Aydoğan caddesinde yerel seçimde 740 kişi eklenmişti. Bunlar bazı örnekler. Bunlara ilişkin itirazlarımız reddedildi.
Müvekkilim Süleyman Salğucak ise 50 yıldır bulunduğu mahallede ikamet ediyor. Seçim günü okulun bahçesine gittiğinde, ‘senin burada oyun yok. sadece askerler oy kullanacak’ denilmiştir. Müvekkilim buna tepki gösteriyor, bu tepki haklı ve meşru bir tepkidir. İddianameyi kabul etmiyoruz. Hiçbir şekilde bu dosyanın soruşturmaya dönmemesi gerekirdi. Soruşturma olsa bile takipsizlikle sonuçlanması gerekirdi.
Ayrıca müvekkilimin tepkisini videoya çeken gazeteci ödül aldı çünkü bu çarpıklığı tüm dünyaya göstermişti ancak müvekkilim bunu söylediği için cezalandırılıyor. Ben bu olayın avukatı olmakla birlikte tanığı konumundayım. Müvekkilimin ‘Polis sen nerelisin’ dememiştir sadece "sen nerelisin" demiştir. Ağzından polis kelimesi çıkmadı. Bu hususların göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz.”
'Konuş, sen nerelisin?' diyen Salğucak'a soruşturma: Talimatı kimden aldın?
"Tehdit bu sözlerin neresinde?"
Baro Başkanı Rojhat Dilsiz de savunmasında suçlama konusu yapılan sözlere vurgu yaptı ve bu ifadelerin suç teşkil etmediğine dikkat çekti.
Dilsiz, konuşmasında şunları söyledi: “‘Bakma lan öyle, hepiniz kölesiniz’ sözünde tehdit nerededir?, ‘Konuş sen nerelisin’ sözünde tehdit, şiddet yoktur. Bu sözler seçmenin sandığa gitmesine engel değildir. 7817 kişi seçim öncesinde Şırnak iline getirilmiş, bu kişiler hayatları boyunca bu şehre gelmemiş ancak gelip burada oy kullanmışlar. Dolayısıyla şehrin iradesini gasp ettiler. Cumhuriyet böyle bir sistem midir? Demokrasi böyle bir şey midir? Bu coğrafyada devlet herkese eşit mesafede olmalıdır. Bu iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesini kabul etmiyoruz. Bu iddianameye karşı savunma yapmak bize karşı zuldür. Bir an önce müvekkillerimizin beraatlerine karar verilmesini talep ediyoruz.”
Savunmaların ardından mahkeme, duruşmayı 12 Kasım'a erteledi.
(RT)