Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi Turgut Kazan başkanlığında yapılan çalışma sonucu, taslak hakkında değişiklik önerileri hazırlandı.
Bu öneriler arasında, mevcut 5680 sayılı Basın Kanunu'nda gazetecilere verilen para cezalarının makul bir düzeye indirilmesi de yer alıyor.
Atalay : "Tüm kesimler katkı yapacak"
Yeni Basın Kanunu taslağı, basından sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay tarafından 2003 yılı Temmuz ayında kamuoyuna açıklanmıştı. Bakan Atalay, taslak metnin, "Toplumun tüm kesimlerinden gelecek katkılar doğrultusunda bir kanun tasarısı haline geleceğini" vurgulamıştı.
Mevcut yasadaki süreli yayınların kapatılması, dağıtımının engellenmesi, matbaa makinalarına suç aleti olarak el konulması hükümlerinin, yeni taslakta kaldırılması, iletişim çevrelerince AB Uyum Yasaları doğrultusunda atılmış demokratik adımlar olarak değerlendirilmişti.
Konsey : "Önemli demokratikleşme adımı"
Basın Konseyi'nin yeni Basın Kanunu taslağı hakkında hükümete sunduğu değerlendirmesi şöyle:
* Basın Konseyi Yüksek Kurulu, yeni Basın Yasası Taslağını "demokratikleşme" yönünde önemli bir adım olarak görüyor.
* Özellikle, iletişim (basın) özgürlüğünü kısıtlayan 31. madde ile 12 Eylül askeri rejiminden kalan ek ve geçici maddelerin kaldırılması çok yerindedir.
* Ve taslağın 15. maddesindeki "haber kaynağını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz" kuralı, doğru bir yaklaşımdır, sağlıklı bir anlayıştır.
Olumlu düzenlemeler
Basın Konseyi, taslakta, (kimliği bilinen) eser sahibi ile yazı işleri müdürünü yanyana yargılama alışkanlığının terk edilmesi, bildirimlerin doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesi, soruşturma ve yargılama aşamasında en çok 3 gazete ve dergiye el konulabilmesi, (26. madde dışında) para cezalarının hapis cezalarına çevrilememesi yolundaki kuralları "olumlu düzenlemeler" olarak değerlendirdi.
Yayınlara dağıtım ölçütü getirilsin
Taslağı desteklediğini açıklayan Basın Konseyi, bazı maddelerle ilgili düşünce ve önerilerini beş madde halinde şu şekilde açıkladı :
1- Taslağın 4. maddesindeki yaygın, bölgesel ve yerel sürekli yayın ayrımıyla ilgili ölçütlerin uygulamada sorun yaratacağı düşünülmelidir. Gerçekten, ülkemizde bir çok yaygın süreli yayın, her coğrafi bölgenin en az bir ilinde basılmıyor. Ama, bütün Türkiye'de dağıtılıyor.
Bu nedenle, bölge ve basım ölçüleri terk edilerek, aynı imtiyaza dayalı yayınlar için, mevcut il sayısının belli bir oranında dağıtılıyor olması esas alınmalıdır.
Örneğin madde aşağıdaki gibi yazılabilir:
"Yaygın süreli yayın, aynı imtiyaza dayanılarak basılan ve mevcut il sayısının en az 2/3'ünde (veya en az 60 ilde) dağıtımı yapılan yayındır"
Engel oluşturan haller daraltılmalı
2- Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü koşullarını düzenleyen 6. maddenin (e) fıkrası değiştirilmelidir. Çünkü, "taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla ağır hapis" engeli antidemokratik uygulamalara yol açabilir.
Bu nedenle, yalnız şantaj yoluyla çıkar sağlamak, hırsızlık/dolandırıcılık gibi yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyet hali engel sayılmalıdır.
Örneğin bu fıkra aşağıdaki gibi yazılabilir:
"Nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanmak, dolanlı iflas, fuhşiyata tahrik, yayın tehdidiyle çıkar sağlamak, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırmak suçlarından biriyle hüküm giymemiş olmak"
"Mütalaa" ile "haber" birbirinden ayrılmalı
3- "Yargıyı Etkileme" başlıklı 23. madde, adli haberlerde tehlikeli bir uygulamaya yol açabilir. Özellikle, 2. fıkra "mütalaa" ile "haberi" birbirinden ayırmadığı için sorun yaratır.
Bu nedenle ve bir önceki taslak metinde olduğu gibi, "haber vermenin sınırlarını aşacak şekilde" ibaresi, metne mutlaka eklenmelidir.
"Para cezaları ölçülü değil"
4- Taslağın, zorunlu bilgileri göstermeme, beyanname vermeme, eksiklikleri gidermeme eylemleri için (18, 19 ve 20. maddelerde) öngördüğü para cezaları "ölçülülük ilkesi" ve "demokratik toplum düzenini gerekleri" ile bağdaştırılamaz.
Nitekim, 4756 sayılı yasada yer alan benzer ağırlıktaki para cezaları, "ödenemez", dolayısıyla öldürücü sayılarak, bu cezaları koyan maddelerin iptali için, Cumhurbaşkanınca Anayasa Mahkemesi'ne dava açılmıştır. Henüz karar verilmedi.
Bu aşamada, taslağın aynı ölçüsüzlüğü tekrarlaması büyük bir talihsizliktir. Öngörülen cezalar demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü bir düzeye getirilmelidir.
"34. maddeye ekleme yapılmalı"
5- Ayrıca, taslağın 5680 sayılı yasayı yürürlükten kaldıran 34. maddesine "195 sayılı yasanın 49. maddesinin" de yürürlükten kaldırıldığı eklenmelidir. Çünkü, söz konusu madde, Basın İlan Kurumu'na içerik yönünden basını denetleyip cezalandırma yetkisi veriyor. Bu yetki yargılama yetkisidir. Kesinlikle hukuka aykırıdır. Kaldırılması gerekir.