Karl Marx ile Friedrich Engels’in kaleme aldığı “Komünist Manifesto”, “Avrupa’da bir heyûla dolanıyor – komünizm heyûlası” cümlesiyle başlar ve “Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!” cümlesiyle biter.
Modern komünizmin temel metni olarak kabul edilen bu kısa metni Marx’ın 200. yaşgünü vesilesiyle yeniden hatırlatıyoruz.
Tanıl Bora’nın çevirisiyle İletişim Yayınları’ndan bu yıl basılan kitaptan “aile, kadın ve çocuk” üzerine geçen bölümleri yayınlıyoruz:
(...)
“Burjuvanın ailesi elbette onu tamamlayan bu aile ilişkilerinin bertaraf oluşuyla beraber bertaraf olacaktır, sermayenin yok olmasıyla ikisi birden yok olacaktır.
Çocukların aileleri tarafından sömürülmesini ortadan kaldırmak istemekle mi itham ediyorsunuz bizi? Bu cürümü işlediğimizi itiraf ediyoruz.
Fakat, diyorsunuz, evdeki eğitimin yerine toplumsal eğitimi koymakla en mahrem ilişkileri ortadan kaldırıyormuşuz.
Sizde de eğitim toplum tarafından belirlenmiyor mu?
Eğitimin içinde vuku bulduğu toplumsal koşullar tarafından, toplumun doğrudan ya da daha dolaylı müdahalesiyle okulda aktarılarak vs.? Komünistler toplumun eğitime nüfuzunu icat etmiş değildirler; sadece karakterini değiştiriyorlar bunun, eğitimi egemen sınıfın nüfuzundan çıkarıyorlar.
Aile ve eğitim üzerine, ebeveynle çocukların mahrem ilişkisi üzerine burjuvaca lâflar, büyük sanayinin etkisiyle proleterlerin aile bağları kopup çocuklar adi ticaret emtiasına ve iş araçlarına dönüştürüldükleri ölçüde, iyice iğrençleşir.
Ama siz komünistler karıları ortak hale getireceksiniz, diye koro halinde bağırıyor bize bütün burjuvazi.
Burjuva, karısını sadece bir üretim aracı olarak görür. Üretim araçlarının toplumsal ortaklık içinde sömürülecekleri çalınır kulağına, o zaman da tabii, bu toplumsal ortaklık kaderinin kadınları da vuracağı düşüncesinden başka bir şey gelmez akima.
Meselenin tam da kadınların salt üretim aracı olma konumunu aşmak olduğunu sezinlemez bile.
Bu arada, burjuvalarımızın komünistlerin sözümona karıları resmen ortak kılacaklarına dair yüksek ahlâklı dehşetlerinden daha gülünç bir şey de olamaz. Komünistlerin kadınları orta malı yapan düzeni ihdas etmelerine gerek yoktur, bu zaten neredeyse her daim var olmuştur.
Proleterlerin karılarının ve kızlarının ellerinin altında olmasından gayet memnun bulunan burjuvalarımız, -resmî fuhuştan bahsetmiyorum bile-, kendi nikâhlı karılarım karşılıklı ayartmaktan da büyük zevk alırlar.
Burjuva evliliği, gerçekte nikâhlı kadınların ortak kılınmasıdır. Komünistleri, kadınların ortak kılınmasının riyakârca saklanan bir biçimi yerine resmî, dürüst bir ortaklığı getirmeyi istemekle itham edebilirler en fazla. Lâkin bugünkü üretim ilişkilerinin aşılmasıyla, bu ilişkiler temelinde kadınların ortak kılınmasının da, yani resmî ve gayrî resmî fuhuşun da yok olacağını açıklamaya hacet yoktur." (...)
Karl Marx kimdir?5 Mayıs 1818’de Trier’de doğdu. Bonn ve Berlin’de hukuk ve felsefe eğitimi aldı. Rheinische Zeitung’da yazar ve editör olarak çalıştı. Bu dönemde Hegel felsefesi üzerine yoğunlaştı. 1843’te Fransız Devrimi’nin siyasi, iktisadi ve tarihî özelliklerini incelemek üzere Paris’e, 1845’te Fransa’dan sınırdışı edildiği için Brüksel’e gitti. Felsefenin Sefaleti’ni bu dönemde yazdı. 1848’de Londra’da toplanan işçi kongresi için daha önceki çalışmalarına dayanarak geliştirdiği Komünist Manifesto’yu Engels ile birlikte kaleme aldı. Bir süre daha Belçika ve Prusya’da bulunan Marx, 1849’da arkadaşlarıyla kurduğu Neue Rheinische Zeitung’a yöneltilen basın kanununa muhalefet ve halkı vergileri ödememeleri konusunda tahrik ettiği suçlamaları nedeniyle önce Paris’e ardından Londra’ya “sürüldü”. Londra’da aylık bir dergi olarak Neue Rheinische Zeitung’un yayımına bir süre daha devam eden Marx, ekonomi politik üzerine çalışmalarını da British Museum’da sürdürdü. Bu arada düzenli olarak New York Tribune’a makaleler yazdı. Fransa’daki 2 Aralık darbesinin ardından siyasi düzen, toplumsal sınıflar ve ekonomi politik arasında kurduğu derinlikli analizleriyle siyaset bilimi ve düşüncesini de etkilemiş olan Louis Bonaparte’ın On Sekiz Brumaire’ini (1852) yayımladı. İzleyen dönemde ekonomi politiğin eleştirisine ağırlık verdiği Grundrisse (1857-1858) ve Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’yı (1859) hazırladı. Marx’ın düşüncesinin daha net hatlarıyla belirdiği ve billurlaştığı Kapital’in birinci cildi 1867’de Hamburg’da yayımlandı. Modern sosyalizmin kurucusu olan Marx, 1883’te Londra’da öldü. İletişim’de yer alan kitapları: 1844 El Yazmaları (çev. Murat Belge, 2000); Sanat ve Edebiyat Üzerine (Friedrich Engels’le birlikte, çev. Murat Belge, Birikim Kitapları, 2001); Grundrisse (çev. Sevan Nişanyan, Birikim Kitapları, 2008); Louis Bonaparte’ın On Sekiz Brumaire’i (Çev. Tanıl Bora, 2010). |
Friedrich Engels kimdir?1820’de Prusya’nın Barmen (şimdi Vuppertal) kentinde doğdu. Fabrikatör bir ailenin çocuğu olan Engels, liseyi bitiremeden bir ticarethanede çalışmaya başladı ve aynı süreçte bilimsel, politik eğitimine devam etti. Hegel doktrininden etkilenmesine rağmen, onun idealizmini reddetti ve materyalist oldu. Engels’in İngiltere Manchester işçilerini yakından tanıması, sosyalizmin eyleme aktarılması düşüncesinin onda olgunlaşmasına temel oldu. Buradan hareketle İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu adlı eserini yazdı. Engels ve Marx, birlikte, Komünist Manifesto’yu yazdılar. Manifesto, bütün dünya işçilerini birleşmeye ve mücadeleye çağırır. Engels, sosyalizmin kurucularından biri olmanın yanısıra kararlı bir militandır da. İşçilerin örgütlenmesi mücadelesi ve taktikleriyle yakından ilgilenmiştir. Yine Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni, Doğanın Diyalektiği vb. eserlerle doğa ve toplumun gelişimine ait materyalist görüşler ileri sürmüştür. 1895 yılında öldü. (Kaynak: İletişim Yayınları) |