"Suçu küresel ısınmaya atmayın, az tüketin"
Türkiye bir kapalı havza ülkesi olmasına karşın, küresel ısınmanın etkilerini -belki de en belirgin- şekilde son günlerde yaşıyor. Yağışların azalmasıyla başlayan kuraklık önce su kaynaklarının azalmasıyla etkisini gösterdi.
Geçen aylarda Türkiye'nin doğusunda yaşanan sel felaketinin nedenlerinden birinin de küresel ısınma etkisi olma ihtimali tartışması medyada yer bulmazken, Kocaeli'nin su ihtiyacını karşılayan Yuvacık Barajı'nda suyun tükenmesiyle medya bu kez küresel ısınmayı kabul etti.
Ancak su kaynakları üzerine çalışan Doç. Dr. Üstün, küresel ısınmanın etkilerinin her halükarda önlenemez olduğunu söyleyerek "Küresel ısınmayı sorumlu tutmak yerine sudan, su kaynaklarından optimum fayda ile yararlanmak gerekirdi. Kocaeli'nde yaşanan sorun başka illerde de boy gösterecek. Kısa vadede politikasız çözüm üretilemez" dedi.
"Zaten şu ana kadar susuzlukla karşı karşıya kalmamış olmamız büyük şans. Bundan sonra susuzluk tehdidiyle yaşamak zorundayız. Suyu doğru kullanmayı, su kaynağını doğru idare etmeyi öğrenmek gerek."
Boşa akan su atık su olarak geri dönüyor
Sanayi tüketiminden ev eksenli tüketime, düşünmeden su kullanıldığını savunan Üstün "Hala sensörsüz musluklar nedeniyle okul, hastane, otel, ev gibi yapılarda milyonlarca ton su boşa akıyor. Bu kullanımda ilk hata. İkinci hata ise boşa akan suyun atık su olarak geri dönmesi" dedi.
Üstün Yakacık Barajı'yla ilgili pek çok duyum aldıklarını ancak bu duyumların hepsinin şimdilik kanıtlanamaz birer iddia olduğu söyledikten sonra Baraj kapaklarının zamansız açıldığını, ihtiyaçtan fazla zaman dilimi boyunca açık kaldığını, suyun başka amaçlarla kullanılmak için kanalize edildiğini duyduklarını aktardı.
Bütün bunlara rağmen Türkiye'nin su politikasının olmadığını ve asıl sorunun da bu olduğunu söyleyen Üstün'e göre politikacılar geçici, kamu çıkarını koruyan politikalarsa kalıcı olmalı ki "başımıza geldikten sonra değil önce" hareket edebilelim.
"Su stratejisinin, denetiminin olmadığını bütün su kaynakları örneğinde görmek mümkün. En basiti maviyi, yeşili görebilmek için su kaynağının kenarına apartman dikmek ya da suya daha fazla ihtiyacı olan sanayiyi su kenarına kurmak bu durumu açıkça gözler önüne seriyor."
Baraj yapmak ne kadar doğru?
Üstün su kaynaklarını korurken baraj yapmanın ne kadar doğru olduğu sorusunu şöyle cevapladı:
"Baraj yapma kararı almak için çok boyutlu düşünmek şart. Çünkü barajlar faydasından zararına çok farklı ve kompleks bir bütünden oluşan yapılar. Örneğin kotu yükseltmek ve suyu kullanmak için baraj yaparsınız, fakat dereye bağlıdır. Oradaki eko sistemin dengesini bozarsınız. Temiz su beslenemeyebilir. Çevresindeki verimli araziler tuzlanma yapabilir. Bir barajdan optimum fayda sağlamak için a'dan z'ye bütün riskleri ve etki noktalarını hesaplamanız gerekir."
WWF: "Türkiye su tasarrufuna yönelmeli"
Türkiye'de sulak alanların büyük bölümünün kurutulduğunu savunan Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Genel Müdürü Filiz Demirayak ise "Üç Van Gölü büyüklüğünde sulak alan ekolojik ve ekonomik önemini kaybetti. Buralar sadece kuşların ve sazlıkların olduğu alanlar değil. Bunu acı şekilde öğrendik. Buralar su kaynaklarının doğal merkezi. Artık geriye kalan alanları korumalıyız. Göllerimizi, akarsularımızı kanalizasyon ya da atık yeri gibi görmemeliyiz" dedi.
Demirayak, Türkiye'nin su tasarrufuna yönelmesi gerektiğini vurgulayarak yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Şebeke sularındaki kaçakların önlenmesi, dağıtımdaki sızıntıların giderilmesi önemli konular. Bugün Kocaeli ciddi bir trajedi ile karşı karşıya kaldı. Orada yaşayanlar için üzülüyoruz. Bir an önce sanayide ve evsel kullanımdaki dağıtımdaki kaçakların ve sızıntıların önlenmesi, sanayi tesislerinin mutlak atık sularını arıtarak yeniden kullanıma kazandırılması gerekiyor. Yeni yer altı kuyuları ve barajlar sorunu çözmeyecektir, çünkü bugüne kadar hep oradan hareket ettik. Türkiye'de kaçak su kullanımı var. Türkiye'nin gelecek için hazırlık yapması gerekiyor."
DSİ: Tek çözüm yağmur
İzmit Su İdaresi, Yuvacık Barajı'nın kurumasıyla ilde çıkan kriz aşılıncaya kadar Gebze Organize Sanayi Bölgesi'ne, günlük ihtiyacının yarısı kadar su verecek. Üretimin zaman zaman durduğu organize sanayi bölgesinde 9 bin işçiyse her gün işe tedirgin geliyor. Tankerler sanayi bölgesinin her yanında sürekli faaliyette. Sanayici sorunu geçici yöntemlerle çözmeye çalışıyor.
İzmit'te yaşanan su sorununa Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü çözüm arıyor. DSİ'ye göre sorunun kısa vadede çözümü için yağmur yağmasından başka yol yok.
Suyun yarısı yolda toprağa karışıyor
Kocaeli'deki susuzluğun tek sebebi Yuvacık Barajı'ndaki suyun bitmesi değil. Kentin su şebekesindeki kayıp ve kaçaklar da susuzluğun diğer nedenleri.
Eski boruların da etkisiyle kayıp kaçak oranı yüzde 47; yani barajdan alınan suyun yarısı yolda toprağa karışıyor. 700 bin nufuslu kent merkezi için normalden 2 kat fazla su harcanıyor. (EZÖ/AÖ)