Çizim: Ercan Altuntaş
Kobanî davasının 15'inci duruşması, altıncı gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına çok sayıda avukat, HDP milletvekilleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve çok sayıda izleyici katıldı.
Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Duruşma kimlik tespitinin ardından gelen evrakların okunmasıyla başladı. Evrakların okunmasının ardından savcılık mütalaasını açıkladı. Savcı, siyasi tutuklularının “Örgüt üyesini olduğu” , “Suç işlediğinin kuvvetli ihtimali olduğu” gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devam edilmesini talep etti.
Savcılığın mütalaasının ardından söz alan tutuklu siyasetçi Nazmi Gür, mütalaaya itirazlarını sundu.
"Devlet bizim yanımızdaydı"
MA'nın haberine göre Gür, özetle şöyle dedi:
“Batı yakasında yeni bir şey yok. Biz tutuklu yargılanan herkes için yeni bir belge yok, dinlenilen tanıklardan başka. Hem iddia makamı
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor” Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi yargılanıyor. TIKLAYIN - Sancar: Bu davada adil yargılama yok, acil yargılama var |
hem biz çok farklı yerlerden bakıyoruz. Mahkemenin dinlediği tüm tanıklar usulsüz dinlendi. Usulsüz dinlenen tanıklar mütalaaya dahil edildi. Tanıklar birbirini çürüten iddialarda bulundu, beyanlar soyut beyanlar.
"Hiçbir tanığın doğrudan bilgisi, görgüsüne dayanmıyor. Yargılamanın omurgasını oluşturan tanıklar çelişki ifadeler verdi ama iddia makamı bu ifadeler üzerinden bizim tutuklu halimizin devamına karar verdi.
"Tanıkların çoğu örgüt mensubu, kendi ifadeleriyle bunu dile getirdiler, kendileri yargılanmıyor, ceza almıyor. Bunların ifadeleriyle bizi suçlamak bir ayağının havada kaldığı saç ayağına benziyor. Bizim kadro olduğumuzu söylüyorsunuz ama kanıt, delil yok sadece yalan tanıkların ifadeleri var.”
"Faaliyetlerimiz suç sayılıyor ama biz yalnız değildik ki, yanımızda devlet vardı. Askeri yetkililer, Bakanlar, Cumhurbaşkanı, bürokratlar, milletvekilleri herkes vardı. Bizi yargılıyorsanız isimlerini saydığım herkesi yargılamanız gerekiyor.
"Çözüm sürecindeki faaliyetlerimizi yeniden yapmamız gerekirse yine gözümüz kırpmadan yaparım. Ülkenin barışını ve huzurunu sağlamak için çaba sarf ettik. Şimdi bizi yargılıyorsunuz. Bizim suç işlediğimize dair hiçbir kanıt yoktur. Kanıt olarak sunulan Tweet, vicdani bir çağrıdır” ifadelerini kullandı.
“22 aydır tutukluyum”
Gür’ün ardından tutuklu siyasetçilerden Bircan Yorulmaz söz aldı. Yorulmaz, “Savcılık mütalaasında yeni bir şeyin olmadığını söyledi. Evet yeni hiçbir şey yok ama hala tutukluyuz. 15 aydır devam yargılanma devam ediyor. Getirdiğiniz tüm tanıklar bana ilişkin bir şey söylemedi, bunun bir önemi yok çünkü HDP’yi kriminalize etmektir.
"Esas amaç kapatma davasıdır, o davada bana siyasi yasak isteniliyor. Bana ilişkin hiçbir ifade yokken nasıl ceza vereceksiniz merak ediyorum. Her gelen tanık bir önceki tanığı yalanladı. Gül Tanrıverdi ise tüm tanıkları yalanladı.
"Bizden örgüt üyeliği çıkaramazsanız. Benden çıkarabileceğiniz tek şey HDP kurucusu olmamdır. Bundan da ceza verecekseniz de onur duyarım. Tutuksuz yargılan arkadaşlarımızla aramızdan fark yok, eğer varsa ortaya koyun ki ona ilişkin konuşalım. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
Daha sonra söz alan avukat Çiğdem Kozan, mütalaanın cezaevlerine tebliğ edilmesini talep etti.
“Evraklar tebliğ edilmedi”
Mahkeme verilen aranın ardından Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda SEGBİS’le bağlanan Ayla Akat- Ata, evrakların kendilerine tebliğ edilmediğini belirtti.
Akat-Ata, özetle şunları söyledi:
“Dosyanın açıldığı tarihle bir algı oluşturmak istenildi. Biz bu olayların arkasında farklı güçlerin olduğunu söylemiştik. 3 gündür Türkiye’de siyasetin tüm mekanizmaları Türkiye’nin yeni provokasyonla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Cemevlerine yapılan saldırılarla karşı karşıyayız, geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.
"Bu saldırılar geçen sene savunmamıza başladığımızda gerçekleşen Deniz Poyraz saldırısıyla bağımsız değildir. 6-8 Ekim’in gerçek failleri dışarıda, özellikle Çözüm süreci nedeniyle cezalandırılmak istenilen bizler içerdeyiz. Savcılığın elinde gizli tanık ifadeleri dışında bir şey yok. Bu tanıkların mahkeme huzurunda yalan söyledikleri ortaya çıktı. Gizli tanık ifadeleriyle mütalaa vermek doğru değildir.”
Akat-Ata, atılan tweetin provokasyon amaçlı olmadığını vurgulayarak, gerçek dışı iddialarla yargılandıklarını söyledi.
“İddianame çelişkili”
Ardından Dilek Yağlı, mütalaaya ilişkin beyanlarını açıkladı. Yağlı, “Savcı illiyet bağı bulduğunu söylüyor ama aynı zamanda yeni delil yok diyor. İlliyet bağı tanık ifadelerine mi dayandırılıyor? Dayandırılıyorsa hangisine? İddianame dikkate alınacak ise incelenmesi lazım çünkü çelişen ifadeler nasıl dayanak yapılabiliyor” diye sordu.
Daha sonra söz alan Selahattin Demirtaş, kendisine mütalaanın tebliğ edilmediğini belirterek daha sonra konuşacağını söyledi. Figen Yüksekdağ, mütalaanın kendisine 15 dakika önce verildiğini vurgulayarak daha sonra konuşacağını söyledi.
Heyet daha sonra 4 Ağustos 2022 Perşembe'ye kadar duruşmaya ara verdi.
TIKLAYIN-Demirtaş'tan gizli tanığa: "Örgütte bulunduğuna emin misin?"
(EMK)