Mentra ve Pera'nın bir araya gelerek yayınladığı "Söyle" için şarkının yazarı ve bestecisi Mert Erol, "Açık konuşalım insanımızda büyük bir suskunluk, tükenmişlik ve vaz geçmişlik hâkim. İşte bunların hepsinin "söyle"nmesi gerekiyor" diyor.
Ankaralı iki grup Mentra ve Pera'nın kafa kafaya verip başlangıç süresini artık hatırlamakta zorlandığımız "birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz günler"i geride bırakmaya bir nebze olsun katkıda bulunmak için "Söyle" adlı tekliyi yayınladı. Garaj Müzik etiketiyle çıkan şarkının söz ve bestesi Mentra'nın solisti Mert Erol'a ait. Erol'a, Pera'nın solisti Gökhan Mandır eşlik ettiği şarkı, umut vadetmenin ötesine geçip yaşadığımız "her şey" için "hareket zamanı"nın geldiğine dikkat çekiyor. Mert Erol'la "Söyle"yi konuştuk.
"Artık bir şeyler söylemek gerektiğini düşünüyoruz. Hayata, yaşananlara ve şu an yaşadıklarımıza dair" diyorsunuz şarkının oluşum süreci için. Buradaki "artık" tam olarak neye tekabül ediyor? Zira özellikle pandemi süreciyle beraber, "Bundan sonra", "daha güzel günlere" vs. minvalinde yüzlerce şarkı dinledik. Ve sizce daha ne kadar "Artık bir şey yapmak gerekiyor," diyen şarkılar dinleyeceğiz?
Bir şeyler yapılana kadar "Artık bir şeyler yapmak gerekiyor" dememiz gerekecek diye düşünüyoruz. Bizler de insan olarak ülkenin yoğun gündeminden ve yaşananlardan birer sanatçı olarak etkilenip bunları eserlerimize istemli veya istemsiz bir şekilde yansıtıyoruz. Açık konuşalım insanımızda büyük bir suskunluk, tükenmişlik ve vazgeçmişlik hâkim. İşte bunların hepsinin "söyle"nmesi gerekiyor.
"Söyle" çok uzun süredir birlikte çalıyormuşsunuz gibi bir şarkı olmuş. Sözleri net, mesajı belli. Sound'u oturmuş... Bu frekansın tutturulmasında öncelikle kafaların ve dertlerin ortak noktada buluşması işin harcını oluşturuyor sanırım. Siz neler söylemek istersiniz?
Tabii ki dedikleriniz son derece doğru. Öncelikle iki grup da Ankaralı. Havasından mıdır suyundan mıdır bilemeyiz fakat Ankara'dan çıkan grupların daha samimi, daha içten ve daha duygusal olduklarını görüyoruz. Bizler Pera dinleyerek büyüdük. Doğal olarak müzikal altyapımızın bir kısmında Pera'nın kodları yazılı. Beraber çalışırken de bu kodları oldukça kullandık diyebiliriz. Biraz da benim Pera ile düetten önce de prodüktörlük yapma fırsatı bulmam bu frekansın geçmişten beridir aslında yavaş yavaş yerine oturduğunu gösteriyor.
"Söyle" gibi şarkıların "tek bir yeri hedefleme" gibi riskleri olur genelde. Ancak "Söyle"de bu durumu aştığınız için şarkının ayrı bir önemi olduğunu düşünüyorum. Bahsettiğiniz "kayıplar", "geride kalanlar", gelecek, hepimizin. Ama uzun bir süredir "Herkes için söyle"meyi unuttuk galiba... Katılır mısınız bu görüşüme?
Kesinlikle katılıyoruz. Herkesin üzerine alınabileceği bir şarkı yaptık. İyisiyle kötüsüyle. Öncelikle "Söyle"de genel anlamda her şey için bir şeyler söylenmesi gerektiğini savunduk. Bir şeyleri söylemek, sevmek, nefret etmek, rahatsız olmak, memnun olmak, korkmak, istemek veya istememek... Önce kendimiz için bir şeyleri savunabileceğiz ki bu savunmayı yarattığımızda herkes için savaşabilelim. İnsanlarımızdaki mevcut durumun da açıkçası bu olduğunu düşünüyoruz. Kimsenin henüz kendisi için bile gücü yok.
Sanatın her alanında böyle işlere ihtiyacımız var. Söyledikleriniz de sonuna kadar desteği hak ediyor. Ancak sizce artık rutine bağladığımız hayatta kalmak için yaşadığımız hayatlarımızda –niyetiniz bu olsa da- bir etki yarattığınızı düşünüyor musunuz?
Bir kişi bile bizi dinleyip umutlandıysa veya tüyleri ürperdiyse bu bizim için bir etkidir. Bir kişi çok şeyi değiştirebilir.
"Söyle"yi devasa bir sahnede binlerce kişiye söylediğinizi kafanızda canlandırmanızı istesem manzarayı nasıl tarif edersiniz?
Öncelikle şarkı başlamadan bir konuşma yapmak isterdik. Müziğin birleştirici gücü adına. Herkese şu an yanında olan kişiye onu sevdiğini söylemesini, bu hayatın küsmek veya darılmak için çok kısa olduğunu, şarkıyı söylerken yarını düşünmeden, sabah kaçta kalkacağınızı düşünmeden, faturalarınızı düşünmeden, yetiştirmeniz gereken işleri düşünmeden, sadece sevdiklerimizi düşünerek hep beraber söyleyeceğimizi söylemek isterdik. Çünkü gerçekten hayat kırgınlıklar veya günlük telaşe için çok kısa.
(BS/AÖ)