Filiz Koçali Osmanlı'dan bugüne kadın hareketinden örneklerle, dönemler arası karşılaştırmalar yaptı. Kadın hareketinin bugünkü sorunlarına da dikkat çekerek, bu sorunları önümüzdeki hafta sonu yapılacak konferansta tartışma olanaklarını bulacaklarını söyledi.
Hülya Gülbahar da, Medeni Kanun değişikliği için kadınların yaptığı mücadeleyi, Medeni Yasa'nın sorunlarını ve kadınlara yönelik şiddeti anlattı.
Sadece hayatını anlattı
Oturumun son konuşmacısı Müyesser Güneş ise hayatını anlattı. Dinleyenleri çok etkileyen bir konuşma yapan Güneş, Doğubeyazıt'ın Ahlat ilçesinden olduğunu söyleyerek önce bölgesindeki kadınların sorunlarını dile getirdi:
"Mal gibi alınıp satılırlar, istemedikleri kişilerle evlendirilirler, söz hakları yoktur. Bir de ister çatışma, ister terör, ister kirli savaş deyin, son yıllarda yaşananlar ezdi kadınları. Gözaltına alındılar, çırılçıplak bırakıldılar. Tecavüze uğradılar, en yakınlarına söyleyemediler."
Mehmet ve Fuat
Güneş daha sonra kendi yaşamını anlatmaya başladı. Aslında kendi yaşamını değil,
iki oğlu Mehmet ve Fuat'ınkini... Örneğin, Mehmet'in okul yaşamını, ne kadar zeki olduğunu, yatılı okul yıllarını, orada yaşadığı baskıları öğretmen isimlerini, tarihleri, iyilik yapanları atlamadan aktardı.
Sonra Mehmet'in üniversiteyi kazandığını, yine çeşitli baskılara maruz kaldığını öğrendik. Sonra da dağa çıktığını...
Mehmet dağa çıktıktan sonra, çok baskı gördüklerini, küçük oğlu Fuat'ın bu yüzden küçük yaşta göz altına alındığını, Fuat'ı korumak için İstanbul'a göç ettiklerini, baskının İstanbul'da da sürdüğünü anlattı. Sonra Fuat'ın "Kardeşimin düğününü göremedim, kusura bakmayın, gidiyorum," yazan bir mektup bıraktığını ve dağa gittiğini...
"Barış gelsin, çocuklar yaşasın"
"Birisini kaybetmiştim. İkincisi belki kurtarırım dedim. Barış Anneleri İnisiyatifi'ne katıldım. Oğlumu kurtaracağıma çok emindim. Gece gündüz çalışıyorduk, baş vurmadığımız yer kalmadı. Barış gelsin, çocuklar yaşasın istedik. Çatışma bitti, benim oğlum çatışma bittikten sonra öldürüldü."
Sonra oğlunun cesedini alabilme, ardından gömebilme mücadelesi... Zorlu ve acılı bir yaşam. Ve bir sitem:
"Çok çile çektik, çok çığlık attık, bizi kimse duymadı."
Müyesser Güneş, geçmişte daha yalnız olduklarını, son yıllarda ise acılarını başkalarıyla paylaştıklarını, destek gördüklerini söyledi. (BB)