* Halil Sağırkaya - Ankara/AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin haftalık grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında sağlıkta şiddet, rahip Brunson davası, İş Bankası’ndaki CHP hisseleri, “tek adam” tartışması, gizli tanık uygulaması, kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı konularına değindi.
“Vatandaş en tepeye ulaşmak zorunda hissediyor”
Kılıçdaroğlu, gruptaki konuşmasına İstanbul İkitelli’deki bir sanayicinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan randevu talebini binanın dış cephesine yazdırmasından bahsederek başladı:
“Güç ve yetkiler tek elde toplanmaz. Güç ve yetkileri tek elde toplarsanız devleti yönetemezsiniz karmaşa çıkar. Bir vatandaş kendi binasının camlı olan ön bölümünün tamamına yazmış, Erdoğan’dan randevu istiyor. Niçin? Diyor ki ‘Sorunu Erdoğan’dan başka kimse çözemez. Bütün sorunlar için oraya gideceğim’ diyor. Vali yok, kaymakam yok, belediye başkanı yok, muhtar yok, vatandaş yok, bakan yok, bakan yardımcıları, genel müdürleri yok. Nereye gidecek? Yetki bir kişi de oraya gidecek. O da Türkiye’nin önünü tıkıyor. Düşünün Türkiye’nin geldiği noktaya bakın. Bir vatandaş, sorununu çözmek için en tepeye ulaşmak zorunda.”
“Sağlıkta şiddeti birlikte ele alalım”
“Sağlıkta şiddet giderek artıyor. 83 yıllık cumhuriyette bir hekim şiddet nedeniyle hayatını kaybetti.
“Ancak 16 yılda şiddet nedeniyle hayatını kaybeden hekim sayısı 16. Şiddet vakası ise 2312-2018 arası 6 bin 385.
"Bu konu 2013’te parlamentonun da gündemine gelmiş, kurul kurulmuş. Aradan 5 yıl geçiyor tek bir şey yapılmış değil.
“Bütün partilerin genel başkanlarına sesleniyorum sağlıkta şiddete son vermek istiyorsak bu konuda el birliği yapalım.
“Utanmasalar devlet töreniyle göndereceklerdi”
“Türkiye'nin nasıl yönetildiğine bakın. 'Papaz casus, ajan, terörist' dediler. Şimdi Brunson'un Türkiye cephesine bakıyoruz, ne oldu?
“11 Ocak'ta Erdoğan diyor ki, ‘Bu fakir bu görevde olduğu sürece bu teröristi alamazsın’.
“11 Ağustos'ta ‘Tehdit ediyor, ‘Yarın saat 18:00'e kadar göndereceksiniz’ diyor. Burası çatladıkapı ülkesi mi? Burası Türkiye Türkiye!"
“Ee ne oldu? Brunson'u gönderdin. Senin sayende oldu bunlar.
“Polis Akademisi'nde ‘Ver papazı al papazı’ diyor. Bizdeki gitti. Neyle? Özel uçakla gitti. Utanmasalar devlet töreniyle göndereceklerdi. Ne oldu da verdin? Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onuru ve şerefiyle nasıl oynarsın?
“Hep Trump’ın dediği çıktı”
“Ne müzakeresi yaptınız? Ya Trump doğruyu söylüyor, ya sen yalan söylüyorsun. Ya sen doğru söylüyorsun, Trump yalan söylüyor. Ama hep Trump'ın dediği çıktı.
“Sen Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin iradesini Trump'a teslim ettin. Senin yatacak yerin yok.
“Yok, mahkeme karar vermiş. Geçiniz, geçiniz. Trump kime teşekkür ediyor? Mahkemeye değil sana teşekkür ediyor.
“Gizli tanık rezaleti yaşadık”
"Brunson davası 'Dua' lakaplı bir gizli tanıkla başladı. Gizli tanık rezaleti yaşadık.
"Bu gizli tanıklara ne yapıldı? Neden yargıyı aldatmaktan ötürü hapse atılmadı? En büyük zararı kim gördü? Adalet gördü.
“Brunson'ın serbest bırakılacağını önce ABD’den duyduk. 12 Ekim'de tweet attı. 'Brunson evine dönüyor' diye. Bu kimin ayıbı? Türkiye'yi nasıl bu hale getiriyorlar?
“Sarayın bütçesi üç kat arttı”
"Ne enflasyondan ne krizden hiçbir şeyden etkilenmeyen iki kesim var. Biri Saray, diğeri beslemeleri. Saray'ın bir önceki aya göre üç kat arttı bütçesi.
"İşsiz sayısı 7 milyona yaklaşıyor. 2 milyona yakın işsiz üniversite mezunu var. İşsiz insan nasıl geçinecek, hayatını nasıl disipline edecek, geleceğe nasıl umutla bakacak?
“Saray'da oturanların keyfi yerinde, üniversite bitirmiş gencecik kızımız işsiz. Bunun hesabının sorulması lazım.
"Efendim diyor ki asgari ücretin altında çok az aylık alan var. Bugün söylemiş Erdoğan. Asgari ücretin altında emekli aylığı alan milyonlarca insan var. İşçiye ne verdiklerini bile bilmiyor çünkü Saray'dan bakıyor."
“Gazeteci senin ülkende nasıl öldürülür?”
"Türkiye bir başka sorunla karşı karşıya. Türkiye öyle bir hale geldi ki üçüncü dünya ülkeleri operasyon yapıyor.
“Bir gazeteci senin ülkende nasıl öldürülür. Türkiye Cumhuriyeti bundan sorumlu değil mi? Öldürüldü. Nereye de gömüldüğü belli değil. Ses kayıtları, görüntüler var deniyor. Hiçbiri ortada yok. Bunları nereden öğreniyoruz, Batı'dan öğreniyoruz.
“Kenan Evren de aynısını yaptı…”
“Atatürk ölmeden önce kendi el yazısıyla vasiyetini yazıyor. İş Bankası hisseleri bize ait değil, biz temsil ediyoruz sadece.
"Vasiyet herkesin yapabileceği ve hukuk güvencesi altında olan bir iradedir. Mustafa Kemal Atatürk de ölmeden önce yazıyor.
“Erdoğan, Atatürk’ün İş Bankası'ndaki hisselerini Hazine'ye alacağım diyor. Türkiye'nin en saygın bankasına şimdi el koyacağım diyor.
“Kenan Evren de aynısını yaptı o da bir diktatördü sen de aynısını yapıyorsun. Sen de diktatörsün.” (EKN)