CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun gündem maddeleri 1 Mayıs’a Taksim yasağı, taşeron işçilik, kıdem tazminatları, 23 Nisan resepsiyonu, Ensar Vakfı ve dokunulmazlıklar vardı.
İşçilerin kutlaması engellenemez
Demokrasilerde, işçilerin, bu günü bayram olarak kutlamasına engel olunamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, Taksim'in Türk siyasal tarihi açısından öneminin bulunduğunu, 1 Mayıs 1977'de 34 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsattı.
Kılıçdaroğlu 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanabileceğine dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Türkiye mahkemelerinin verdiği kararların olduğunu hatırlattı.
“AKP taşeron işçilere söz vermişti”
Türkiye'de hiçbir iş güvencesi olmayan, asgari ücrete mahkum 1 milyonu aşkın taşeron işçinin kamuda çalıştığını kaydeden Kılıçdaroğlu, seçim meydanlarında taşeron işçilerine kadro sözü verdiğini, AKP'nin de aynı sözü vermesine rağmen, bunu nasıl yapacaklarını bilmediklerini savundu.
“Kıdem tazminatı haktır”
İktidarın, kıdem tazminatına el atmak istediğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Kıdem tazminatı işçinin uzun mücadeleler sonucu elde ettiği bir hak. Eğer bu hakkı ellerinden alırlarsa, bütün işçi kardeşlerime sözüm var, sizlerle beraber bütün meydanlara ineceğim, dokundurtmayacağım" diye konuştu.
İş cinayetleri
Türkiye'nin iş cinayetlerinde Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Başka ülkelerde olmuyor da neden Türkiye'de oluyor? Bütün bu sorunları çözeceklerine, bütün dertleri '1 Mayıs'ı nasıl yasaklarız?' Kardeşim sen 1 Mayıs'ı yasaklayamazsın, dünya nasıl kutluyorsa bizim işçimiz de aynı özgür ortamda kutlayacak." dedi.
Amasya'da yerin 680 metre altında işçilerin ölüm orucuna yattığını, Sivas Demir Çelik'te işçilerin haklarını alamadığını belirten Kılıçdaroğlu, bütün işçilerin haklarına sahip çıkmanın kendisinin namus borcu olduğunu söyledi.
“23 Nisan’ı kutlayacağız”
"23 Nisan'ı kutlamayalım" diye genelge yayımlandığını söyleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "23 Nisan'ı kutlayacağız, çocuklarımız da kutlayacak, her beraber kutlayacağız. Cumhuriyetimizi seviyoruz, çocuklarımızı seviyoruz. Onların bağımsız, güzel, özgür bir Türkiye'de yaşaması için hep birlikte mücadele edeceğiz" dedi.
Türkiye raporu
Kılıçdaroğlu, Avrupa Parlamentosunun Türkiye Raporu ve ABD Dışişleri Bakanlığının İnsan Hakları Raporunu değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, "Sayın Davutoğlu, Türkiye'yi tam demokrasi için gel birlikte hazırlayayım, yasaları birlikte yapalım -hatta siz yapın- Türkiye'yi bu ayıptan kurtaralım. Artık uluslararası kuruluşlar, devletler bizi eleştirmesinler, 'Türkiye'de demokrasi, medya özgürlüğü yoktur, özgürlükler kısıtlandı' demesinler" ifadesini kullandı.
Ensar vakfı
Kılıçdaroğlu, grup toplantısındaki konuşmasında, Karaman'daki çocuk istismarına da yer verdi.
Konuyla ilgili verdikleri Meclis araştırma önergesinin reddedildiğini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun, AK Parti'nin oylarıyla gensorudan kurtulduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, CHP heyetinin valiyi ziyaretinde, valinin, "Ensar'ın böyle bir yurdu yok, benim o yurtlardan haberim yok" dediğini ifade etti.
Ensar Vakfı'nın, 2012'de valiliğe, "Öğrenci hizmetleri için ihtiyaç duyulan malzemelerin satın alınmasında kullanılmak üzere bize para yardımı yapın" diye bir dilekçe gönderdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, İl Genel Meclisinin, "Vakfın yurtlarında fakir fukara ailelerin çocuklarının barındırıldığı, öğrencilerden hiçbir ücret talep edilmediği" gerekçesiyle 25 bin lira verdiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, "O valiye soruyorum, yurtlardan haberin olmadığını söylüyorsun, bu karar senin il genel meclisinden çıktı. Sen vali değil misin, vali değilsen o koltukta niye oturuyorsun" diye sordu.
Dokunulmazlık
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dokunulmazlık konusunu değerlendirirken, parti programındaki dokunulmazlıklara yönelik bölümü okudu. Kılıçdaroğlu, "Hırsızların TBMM'de yeri yoktur diyoruz. Kürsü dokunulmazlığına evet. Milletvekili ister Mecliste, ister grupta, ister Ağrı, Hakkari, Tekirdağ, Kırklareli'nde konuşabilir, dokunulmazlığı vardır eyvallah. İhale takipçisi, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, hırsızlık yapma; ne dokunulmazlığı. Bizim dokunulmazlık anlayışımızda bunların yeri yoktur" dedi.
"Başbakanın dokunulmazlığı devam edecek"
Kemal Kılıçdaroğlu, bakanların dokunulmazlığının da kaldırılmasını, onların da milletvekili olduğunu vurgulayarak, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dokunulmazlığının devam edeceğini söyledi.
Davutoğlu'na, "Sen milletvekili değil misin?" diye seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"(Benim dokunulmazlığım devam etsin) diyor. Niye devam etsin kardeşim? Ahlaklı adamsan, verilmeyecek hesabın yoksa çık meydana, 'hodri meydan' de 'Ben de dokunulmazlığımı kaldırıyorum' de. Cesaret edemez.
"Binali Yıldırım, milyon Ali'nin dokunulmazlığı aynen devam edecek, buna kimse dokunmayacak. Rıza Sarraf'ın önüne yatan Muammer Güler'in de dokunulmazlığı aynen devam edecek. Davutoğlu'na sesleniyorum, kul hakkı yiyenlerden hesap soracaksan, gel kardeşim benim gibi alnın açık, başın dik olacak. Sen gidip Sarraf'ın önünde yatan adamı koruma. Ayıptır, sana yakışmıyor. Zafer Çağlayan... Şimdi Davutoğlu'na sesleniyorum, 52 milyon dolar rüşvet alan adamın önüne yatacak mısın, yatmayacak mısın? Yatmayacaksan getir kardeşim. Kuran-ı Kerim'le dalga geçen, ayakkabı kutusunda 3 seferde 1,5 milyon dolar alan Egemen Bağış'ın önüne yatacak mısın, yatmayacak mısın Sayın Davutoğlu? Bir de Erdoğan Bayraktar vardı. Bunun da dokunulmazlığı var. Davutoğlu'na sesleniyorum, sen namuslu adam gibi bunların dokunulmazlığını kaldıracak mısın? Bütün bu hırsızlık yapanların, yolsuzluk yapanların, rüşvet yiyenlerin önüne yatacak mısın? Allah'tan başka korkumuz yok. Sen yürekli adamsan, namuslu adamsan, 'kul hakkı yiyenlerle ben de mücadele etmek istiyorum' diyorsan, gel kardeşim beraber hareket edelim. Bu kul hakkı yiyenlerden birlikte hesap soralım."
"Beyfendi siz?"
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun, "dokunulmazlığı kalkarsa terör örgütlerine yardım ve yataklıktan dolayı yargılanacağı için korktuğunu" iddia etti:
"Davutoğlu da abisi de terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmışlardır. Başkalarına gelince 'dokunulmazlıkları kaldıralım.' Beyefendi siz? 'Benimki kalsın.' Niye kalsın? 'Ben hırsızların önüne yatıyorum, benim görevim de bu' diyor. Senin görevin başbakanlık yapmak. Her şeye rağmen kürsü dokunulmazlığı hariç, bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz.
"Her CHP'li hapse girmeye hazır olmalı"
"'Yargı bağımsızlığı yok, ya sizi hapse atarlarsa' diyorlar. Eğer bu ülkede akademisyenler, askerler, Genelkurmay Başkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, demokrasi, özgürlük mücadelesi, Türkiye mücadelesi veren her CHP'li hapse girmeye hazır olmalıdır.
"Demokrasi mücadelesi kolay değildir. Her şeyin bedeli vardır. Ben Meclis'te oturacağım, gazetecileri hapiste ziyaret edeyim. Yetmez... Bu mücadele kutsaldır, demokrasi, özgürlük, mücadelesidir, bu mücadele ekmek kavgasıdır. Türkiye bir darbe dönemi yaşıyor." (HK)