CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nevşehir’de partisinin il başkanları toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasında, ekim ayında Meclis’e getirilmesi planlanan yargı reformu paketine dikkat çekerek, “Adalet reformunu getirin Meclis’ten geçirelim” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
“Bedeli ne olursa olsun adaleti sağlamak görevimiz”
“Adaletin olmadığı yerde zaten demokrasi olmaz. Demokrasinin olmadığı yerde adalet de olmaz. Bu ülkenin hapishanelerinde suçsuz insanlar yatıyorsa, bunların suçsuz olduklarına dair Cumhuriyet Başsavcılarının da kararları varsa ve bu kararlara rağmen bu gazeteciler hala hapisteyse bu ülkede temel bir adalet sorunu var demektir. Masum insanlar hapiste, beyler eğleniyorlar. Yargıtay Başkanı söylüyor: ‘Adalete olan güven yüzde 38'lere düştü’. Peki, güvenmemenin kaynağı nedir? İktidar olanların adaleti baskı altına almalarıdır. Eğer hakim karar verirken ‘Bir yukarıya bakayım’ derse bu ülkede adalet bitmiştir. Bedeli ne olursa olsun adaleti sağlamak hepimizin görevi.”
“İstanbul’da yaptığımızı Türkiye’de yapacağız”
"Herkes dertli. Hiç meraklanma kardeşim, seçimler gelecek. İstanbul’da ne yaptıysak aynısını Türkiye’de yapacağız diyeceksiniz. Vatandaşa umutsuzluk değil, umutlu, güzel bir dünya vadedeceğiz. Yapmadılarsa biz yapacağız diyeceğiz. 5 yılda Türkiye’de Ortadoğu’daki bataklıktan alnının akıyla nasıl çıkar göreceğiz diyeceğiz. Konuyu bilen değil, bana koşulsuz sadık olan kişiyi işin başına getiriyorlar. Sorunu çözeni değil kendilerine hizmet edeni istiyorlar.
“Sarı sendikacılık bu ülkenin başına gelen en felaket şey”
"Türk-İş Genel Başkanı’nın yaptığı sözleşmeye değinmek isterim. Sendikacılık işçinin hakkını aramaktır. Güç karşısında işçinin hakkının teslim edilmesidir. İşçinin alın terini saraya pazarlarsa ona sendikacı denmez. Üstelik görüşmeyi kapalı kapılar ardından sarayda yapmışsa kendisini teslim etmiş oraya. Ne vadettiler bilmiyorum. İşçinin alın teri kadar değerli bir şey yok. İşçilere yüzde 8, sonra 4 vereyim diyor. Beyefendi bizim iki üç maaşımız yok. Sen Saray’da oturuyorsun kira vermiyorsun, hiçbir masrafın yok. Her şey bedava, aylığına yüzde 20 zam yaptın, işçi bunların tamamını ödüyor sen ona yüzde 8 zam veriyorsun. Bu nasıl hak aramadır. Sendikanın genel başkanı işçinin alın terini pazarlıyor. Batsın sizin sendikacılığınız. Sarı sendikacılık bu ülkenin başına gelen en felaket şeydir.
“Ortadoğu bataklığına seni hangi egemen güç soktu?”
“Kendisi ne diyordu, ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanıyım’ diyordu. Soruyorum seni Ortadoğu bataklığına hangi egemen güç soktu? Bunu bilmek zorundayız. Teröristler Türkiye üzerinden oraya gitti. Amerika silahlarını Türkiye üzerinden götürdü. Müslümanı Müslümana kırdırdın. Senin günahın çok kardeşim. Hala insanlar ölüyorlar. 2013’te Türkiye’de Suriye konferansını toplayın, Suriye sorunun çözümü ile ilgili oturup Türkiye bir koçbaşlığı yapsın dedim, ‘Yok sen anlarsın’ dedi. Ama egemen güçler söyleyince koşa kaşa gidiyorsun. Niye sen yapmıyorsun? Hani dünya lideriydin, ne oldu? O kadar çok havalanmışlar ki ‘24 saatte gireriz Emevi Camiinde namaz kılarız’ diyorlardı. Sonra ne oldu, Süleyman Şah türbesine saldırdılar. Tarihte ilk kez kendi toprağından kaçan bir iktidar oldu, bu ibretliktir.
“Suriyelilere değil, onları getiren adama kızacaksınız”
“3 buçuk milyon Suriyeli burada. AK Partili ve ülkücü arkadaşlarıma söylüyorum. Bundan rahatsızsınız ama kabahat Suriyelilerde değil ki. Suriyelileri buraya getiren adama kızacaksınız. Bu dış politikayı izleyen siyasi iktidara kızacaksınız. Simdi İdlib belası çıkacak karşımıza. Orada da Suriyeliler var. İdlib düşerse onlarda Türkiye’ye gelecek. Bu gerçeği dillendirmeyecek misiniz? Senin ne işin var Suriye’de. Sorunu çöz diyoruz. ‘Suriye’nin toprak bütünlüğü’ diyorsun nerede arıyorsun Suriye’nin toprak bütünlüğünü? Rusya’da, Amerika’da. Dış politikada kan davası olmaz. Ülkelerin çıkarları üzerinedir. Bugün kavga ettiklerinizle yarın el tokalaşırsınız. Bugün tokalaştıklarınızla yarın kavga edersiniz.” (RT)