CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin ardından TBMM’de oluşturulan araştırma komisyonuna AKP’nin üye milletvekili göndermemesini eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, “Bütün partiler MHP, HDP ve CHP araştırma komisyonuna üye verdiler. Üye vermeyenler sadece AKP. Binali Yıldırım’a şunu sormak istiyorum; ‘Neden araştırma komisyonuna milletvekili görevlendirmiyorsunuz, hangi gerekçeyle görevlendirmiyorsunuz? Hangi milletvekillerine güvenmiyorsunuz” dedi.
17 Ağustos Depremi: İnsana değil ranta yatırım yapıldı
* Deprem değil, tedbirsizlik insanı öldürür. Biz tedbir almadığımız için 18 bini aşkın vatandaşımız hayatını kaybetti. Şimdi uyarıyorlar. Türkiye yeni bir deprem olabilir diye. Aradan geçmiş 17 yıl, önlem almamışız. 2004’te birinci deprem şurasını toplamışız. Sonra 2009’da da kentler şurasını toplamışız. Aslında hepimizin bildiği şeyler var, hiçbiri yapılmamış. İnsan hayatına değil, ranta yatırım yapılmış.
“2002’de terör yoktu”
* 2002’de iktidarı devraldılar, terör yoktu. Bugün Türkiye’nin bir bölgesi yanıyor, şehitlerimiz geliyor. Ölen vatandaşlarımız bizim kardeşlerimiz, bizi korkuyorlar. Ama hayatlarını kaybediyorlar. 2002’de sıfır terör varken niçin Türkiye şimdi terör batağının içinde. Ve şu sorunun arkasında şunu sormamız lazım: 14 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor?
“AKP üye vermedi”
* Bu süreçte en dik duran kurum TBMM oldu. Darbe girişimi sırasında burası bombalandı, ama bu parlamento sabaha kadar darbecilere karşı direndi. Vatandaşın onurunu korudu. Dört siyasi parti de onurlu bir duruş sergiledi. Dört siyasi partinin genel başkanları ortak metin hazırladı. Parlamento görevini yaptı. Bir şey daha yaptık, CHP’li vekiller dediler ki “Araştırma önerisi verelim. Ben parlamentonun onurunu koruyorsam bu işi araştırmak benim görevimdir” dedi. Oy birliğiyle karar alındı, bugün 17 Ağustos. Bütün partiler MHP, HDP ve CHP araştırma komisyonuna üye verdiler. Üye vermeyenler sadece AKP.
“Hangi milletvekillerine güvenmiyorsunuz?”
* Binali Yıldırım’a şunu sormak istiyorum; “Neden araştırma komisyonuna milletvekili görevlendirmiyorsunuz, hangi gerekçeyle görevlendirmiyorsunuz? Hangi milletvekillerine güvenmiyorsunuz?
“Darbe hukukunu değiştirelim”
* Yüzde 10 seçim barajını darbe yapanlar getirdi. Darbeye karşı mıyız? Karşıyız. Darbeye karşıysak darbe hukukunu değiştirelim, “Yok bunu değiştiremeyiz işimize yarıyor” Türkiye’yi yüzde 10 barajı ayıbından kurtaracağız. Türkiye’yi darbe hukukundan arındıralım.
“Üç yıl yanıtlanmayan soru önergeleri var”
* Sayın Başkan’a sesleniyorum: Bakın milletvekilleri soru önergeleri verirler, iç tüzüğe göre 15 gün içinde cevaplanması lazım. 20 ay, üç yıl yanıtlanmayan soru önergeleri var. Bu Meclis’in itibarına gölge düşürmektir, meclis güçlü değil. Bakan diyor ki, “milletvekilinin soru önergesine cevap mı verilir?” Bir bakan soru önergelerine cevap vermiyorsa, Meclis Başkanı’nın “Sayın Bakan, derhal istifa et!” demesi lazım. Komisyonlar kuruluyor, bürokratlar davet ediliyor. Meclis’e gelip bürokratlara bilgi verecekler. En son güvenlik ve istihbarat komisyonu kuruldu, hayati bir komisyon. Bugüne kadar hiçbir bürokrat bu komisyonlara gelip bilgi vermedi.
“Devletin özünde liyakat vardır”
* Devletin özünde liyakat vardır. O işi en iyi bilen kişi gelir, o işi yönetir. Siyasetçi gerçekten Türkiye’yi, geleceği, insan haklarını düşünüyorsa liyakat sisteminin de ne kadar önemli olduğunun da farkına varmak zorunda. Bakın liyakat sisteminin özünde bilgi vardır, deneyim vardır.
Numan Kurtulmuş’a: Liyakat sistemini değiştir
* Bugün bir KHK yayınlandı. Efendim Özel Harekatçı olarak alınacaklar KPSS’ye girmeyecekler. Ayakkabı boyacısının oğlu giriyor, genel müdürün de oğlu giriyor. Hakkari’nin de Şırnaklının da çocuğu giriyor. Ama “Hayır” diyorlar, peki nasıl özel harekatçı alacaklar? Bizim partinin çocukları gelsin, özel harekatçıları alacaklar. Numan Kurtulmuş “liyakat sistemi esas alınacak” demişti. Sözünün eriysen liyakat sistemini değiştir, ya da adam gibi istifa et. “Benim görüşlerimi dikkate almıyorlar” de.
“Gazeteciler hapiste, gazeteler kapatılıyor”
* Darbe girişimi oldu, hükümet OHAL yetkisi aldı, biz karşı çıktık. Parlamentoyu bu işin dışına çıkarmayın dedik. Parlamento bu işin dışına çıktı. Gazeteciler hapiste, gazeteler kapatılıyor. Bunu demokratik dünyaya anlatamazsınız. Gülen örgütünü savundu, yazılarıyla yardım etti diye hapse atılıyor. TBMM kürsüsünde övgüler dizenleri ne yapacaksınız? Yanında olmasak bile, bütün gazeteciler özgürlüğün timsalidir. 60 yaşında, 70 yaşında gazeteci hapse atmak nedir? Yargılanamaz mı? Yargılanır. Yurt dışına çıkış yasağı koyarsın, hapse atmanın mantığı yoktur arkadaşlar. Gazeteciyi hapse atmak, gazeteleri kapatmak darbecilerle aynı çizgide gitmek demektir. Kalemini kullanan bir gazeteciyi hapse atmayı asla doğru bulmuyoruz.
Hukukun üstünlüğü
* Sanık oldukları düşünülenler mahkemeye sevk edilsin mi? Evet yargılansınlar. Nasıl yargılanacaklar? Hukukun üstünlüğü çok ama çok önemlidir. Cadı avı başlatmak, herkesi yakalamak haline geldi iş. Adam çıkıp sevmediği adamı FETÖ’cü diye ihbar ediyor, şikayet ettiği adam içeri alınıyor. İBB’de şehir tiyatroları var. Bir teknik personel ve altı sanatçı FETÖ’cü diye işlerinden oldular. Oysa bunların tüm hayatı demokrasi üzerine kurulu. Arkasından fırsat bulup 20 sanatçıyı daha uzaklaştırdılar. Neymiş, performansı düşükmüş. Ya bunların tüm oyunları kapalı gişe oynuyor. Performansını ölçecek olan sen misin, yönetmen mi? OHAL’i fırsat bilip gazeteciyi, sanatçıyı hapsetmek, işinden etmek, çoluğunu çocuğunu aç bırakmak Türkiye’ye yakışır mı? Ekmek götürecek evine bu adam. (hk)
* Fotoğraf: Anadolu Ajansı - Arşiv