Bu sözlerin sahibi KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın eşi Oya Talat.
Ama öncelikli olarak Yurtsever Kadınlar Birliği Başkanı. Yaşamının yarısından fazlasını aktivist olarak, Kıbrıs kadınlarının sorununu çözmekle geçiren Oya Talat, "KKTC Cumhurbaşkanı eşi"olarak anılmaktan çok "Yurtsever Kadınlar Birliği"ndeki kimliğini tercih ediyor.
Totaliter düşüncelerle mücadele etmek
"Uluslararası Kadın Yöneticiler" forumunda konuşan Oya Talat, Türkiye'nin içinde bulunduğu değişimde STK'lara çok görev düştüğünü söylüyor. Ekonomik ve sosyal kalkınmadaki çözüm yolunun sosyal barıştan geçtiği düşüncesinde.
"İnsan haklarının konuşulduğu yerlerde AB ile geliştirilen ilişkilerde çok önemlidir. Sadece AB değil, tüm dünya devletleriyle kurulan ilişkiler önemli. Dünya barışına yönelik katkılar yaparken, terörle mücadele etmek, yoksullukla ve çağdışı tutucu, bir anlamda totaliter düşünce akımlarıyla da mücadele etmek bir görevdir".
Toplumsal cinsiyet rolleri sorgulanıyor
Kadın sorununun önemli bir sorun olduğunu ve uluslararası toplantılardaki ele alınışlarının çözüme katkısı olacağını söylüyor.
"Benim ülkemde, Kıbrıs'ın kuzeyinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde kadının konumu göreceli olarak bazı dünya ülkelerinden ilerde ama, gelişmiş ülkelere kıyasla çok geride. Kadınların yaşama katkısı her alanda yeterli değil".
Oya Talat konuşmasında, "Kadınların geçmişten günümüze taşınan kurallarla edindikleri statü çok açıktır ve günümüzün çağdaş normlarına uygun değildir. İnsanları kadın ve erkek diye ayıran ve birbirleriyle uyumu değil güce dayalı eşitsizliği ortaya çıkaran toplumsal cinsiyet rolleri artık sorgulanmaktadır" diyor.
İlerici kadın hareketi feminizmden besleniyor
Yaşamı birlikte örgütlemekten söz ediyor Oya Talat. Kadın ve erkeğin, insan hakları çerçevesinde ortaklıklar kurması gerektiği üzerinde duruyor.
"Toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanması ve yaşamın cinsiyet eşitliğine dayalı bir paylaşımcılıkla yönlendirilmesinden yana açık ve aktif bir tavır vardır. Dünya ilerici kadın hareketi, feminizmden beslenerek gelişmekte ve bilimsel saptamaları dünyanın çağdaş yaşam normlarıyla birleştirmeye yönelmektedir. Yaşamın eşitlikçi olmayan, kadını dışlayan kurallarının yeniden değiştirilmesi için yapılan çalışmalar, BM sözleşmeleri, sosyal ilerlemelerin de sebebidir".
Yurtsever Kadınlar Birliği Başkanı Oya Talat, Kıbrıs'taki kadının da durumunun Türkiye'den farklı olmadığını belirtiyor.
Kıbrıs'ta En Son Nüfus Sayımı 1999'da yapıldı
"Kıbrıs'ın kuzeyinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde, kadının konumu göreceli olarak bazı ülkelerden ilerdedir ama, gelişmiş ülkelere kıyasla çok geridedir. Toplumsal yapı erkek egemen. İşsizliğin ilk hedefi kadınlar. Karar alma mekanizmalarında sayıları yetersiz ve yaşamın etkin ve eşit örgütleyicileri değiller".
KKTC'de en son nüfus sayısı 1999 yılında yapıldı. Açıklanmayan rakama göre KKTC'nin nüfusu 200 bin civarında. Bu nüfusun -arttığı varsayılıyor- 74 bin 511 kişisi erkek ve 25 bin 378'i kadın nüfus olarak iş yaşamına katılabilecek yaşta.
Çalışanların yüzde 34'ü kadın, yüzde 66'sı erkek. Son rakamlara göreyse tüm çalışanların yüzde 33.3'ü kamuda, yüzde 66.7'si de özelde çalışıyor. Kamuda çalışanların da yüzde 33,6'sı kadın.
Oya Talat'ın açıklamalarına göre bu oranlara yakın figürler özel çalışma alanlarında da geçerli. Üst düzey çalışan sayısı da kadınlar açısından parlak değil. Bin 264 kamu çalışanının 251'i kadın. 7 bin 493 özel sektör çalışanının ise bin 704'ü kadın. Özelde küçük işletmelerin başında kadın yönetici varken, büyük işletmelerdeyse yok denecek kadar az.
Kıbrıs'ta kadının durumu
KKTC'de, eğitim ve sağlık sektöründe çalışanların da kadınlar açısından değerlendirmesi yapılıyor:
Sağlık sektöründe çalışan 2 bin 229 çalışanın bin 453'ü kadın olurken, bunların bir tanesi başhekim, bir tanesi de servis sorumlusu.
Eğitim alanındaysa 4 bin 797 çalışanın 2 bin 854'ü kadın. Ancak yönetici kadrolarda bu sayıya uygun eşitlik yok.
KKTC'de okuma yazma oranı yüksek. Yüzde 54'lük üniversiteleşme oranı var. Kadınların yüzde 90'ı yüksek öğrenimli. Fransa'dan sonra, en eğitimli ülke KKTC.
KKTC Cumhurbaşkanı ve Yurtsever Kadınlar Birliği Başkanı Oya Talat'a göre, yüksek öğrenimli olmak kadınlar için bir ayrıcalık sayılmıyor.
"Fransa'dan sonra ikinci olmak, ada nüfusu için oldukça iyi bir orandır ama, buna bağlı olarak işsizlik oranı da yüksektir. Yüzde 88 çalışana karşılık yüzde 12 çalışmayan var ve bunların yüzde 80'i kadındır. Yasamanın yüzde 6'sı, yürütmeninse yüzde 10'ü kadındır. Halbuki, toplumsal yaşama en önemli katkıyı yapması gereken kesim kadınlardır.
Toplumsal yaşama kadınlar katılmazsa, yaşam tek kanatlı bir kuş misali dengesizleşir. Kadınların katılmadığı kazanımlar eksik kalır. Katılımcılık arttıkça sahip çıkma ve benimseme de artacağından çağdaş ve mutlu bir yaşamın sağlanması daha kolay olur".(AD)