Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kemalbay, sözlerine "Önümüzde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü var. Bugün gündemimizi kadın gündemi olarak planladık.
"Bu parlamentonun tek Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliği düşürüldü. Ona selam göndererek başlamak istiyorum" diyerek başladı. Grup toplantısından satır başları özetle şöyle:
"Sarraf duruşması yaklaştıkça paçaları tutuştu"
"AKP yanına daha çok ittifak çekebilmek için Atatürk'e, Zarrab'a ve Afrin'e sarıldı. Kendi suçlarını örtebilmek için her kılığa girebiliyor AKP.
"Reza Zarrab'ın yargılama günü yaklaştıkça AKP'nin paçaları tutuştu. Yolsuzlukların olduğu dönem, adı karışanları yargılasaydınız siz de rahat edecektiniz. Ama siz koruyup kolladınız. Bizim milletvekillerimiz politik açıklamalarından dolayı tutuklanırken siyasi olmuyor da; rüşvet nedeniyle yargılananlar nasıl siyasi oluyor?
"Türkiye'yi ırkçılıkla zehirleyerek AKP'nin işlediği suçların üstünü örterek sanki Türkiye'ye karşı bir şey varmış gibi halkı konumlandırmaya çalışıyorlar. Pis kokular geliyor, bu kokular ne Atatürk'le, ne bayrakla örtülebilir artık. Bu Türkiye meselesi değil, Erdoğan meselesidir. Hesap vermesi gereken de Erdoğan'dır."
"Yıldırım kararı Türkiye demokrasisi için utançtır"
"AYM, Gülser Yıldırım hakkında kararını verdi. Bizler bu kararın bu şekilde geleceğini bekliyorduk. Sarayın tahakkümü altında bir AYM var bu ülkede. AYM'nin demokratik siyaseti koruması gerekirken, o tek adam yönetimini tercih etti. Bu karar Türkiye demokrasisi için utançtır.
TIKLAYIN - Anayasa Mahkemesi, HDP Vekili Gülser Yıldırım'ın Başvurusunu Reddetti
"Hele hele kararın gerekçesi, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın beyanlarından kopyalanmıştır. Bu tuzun koktuğunun göstergesidir. AYM'nin bu kararını kınıyoruz. Bu karar kimseyi umutsuzluğa sürüklememelidir.
"Uğur Kaymaz'ı unutturmak istiyorlar"
"Uğur Kaymaz'ın ölüm yıl dönümü. Dün Dünya Çocuk Hakları Günü'ydü. Türkiye'de çocukların savaş, şiddet, çatışma ve sömürünün ağırlığını taşıdığını biliyoruz. Yayınlanan raporlar çocukların her gün daha çok sömürüldüğünü gösteriyor.
"Uğur Kaymaz'ın unutturulmaya çalışıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Uğur Kaymaz ve babası öldürüldükten sonra terörist süsü verilmek için yanına silah bırakılmıştı. Uğur'u unutturmamak için yerel yönetimlerimiz heykel yaptırdı. Kayyım kaldırdı bu heykeli. Unutturmak istiyorlar.
"Rejim OHAL'i kadınlara karşı kullanıyor"
"TBMM Başkanı seçildi. Bizim adayımız Selma Irmak'tı. Yeni seçilen İsmail Kahraman bir kez tutuklu vekillerin hakkı için çaba sarf etmedi. Gelin de görün bu nasıl bir meclistir.
"25 Kasım her sene kadınların mücadelesini yükselttiği bir tarih. Mirabal Kardeşlerin mücadelesinin anıldığı bir tarih. Tüm diktatörler kadınlara dönük aynı saldırıları uyguluyor.
"25 Kasım dünyada kadınların sesini diktatörlere karşı yükselttiği bir gün olarak anılıyor. Biz de Türkiye'de kadın hareketleriyle sesimizi şiddete karşı yükseltiyoruz.
"AKP rejimi 15 yıldır içinde bulunduğumuz OHAL'i kadınlara dönük olarak uyguluyor. Kadın düşmanı politikalar hayatın her alanında yaşamımızı kötüleştiriyor. Buna karşı dayanışmayla mücadelemizi yükseltiyoruz.
"Kadınların kazanımları OHAL bahane edilerek kaldırılmaya başlandı. Bu kazanımlar KHK ve darbe ortamıyla tasfiye edilmeye çalışılıyor tamamen.
"Kadınlara yöneltilen şiddet AKP döneminde yüzde 1400 arttı. Bu bizim tespit edebildiğimiz rakam. Gerçek rakam daha da yüksek.
"İktidar politikaları kadını eve hapsediyor"
"Türkiye'de kadınlar çalışma yaşamında yer alamıyor. Erkeklerin yarısı kadar kadın istihdama katılıyor. Batıdaki rakamlardan çok düşük bu rakam. Kadınların devlete ve erkeğe bağlı olmadan ayakları üstünde durabilmesi çok önemli. Bu olanakları ortadan kaldıran iktidar politikaları onu eve hapsediyor, erkeğe mahkûm kılıyor.
"Kadınların sorunlarının çözülmemesi şiddetin politik bir mesele olduğunu gösteriyor. Biz bu politik sorunu tespit ettiğimiz için siyasette eşit temsiliyetin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
"Türkiye'de sömürünün sınırsız biçimde yaygınlaştığı alan kadın emeğidir. Çalışma yaşamına baktığınızda erkeklere göre düzenlenmiş bir alan olduğunu görüyoruz. Kadınlar çalışma yaşamında güvencesizlikle yüz yüze kalıyor.
"Bizler Türkiyeli bütün kadınlara sesleniyoruz; kadınlar AKP-Saray iktidarının bu politikalarına karşı daha fazla dayanışarak kendine yol bulabilir. Bizler ancak birlikte kurtulabileceğimizi biliyoruz. Bunun çabası içindeyiz.
"Kürtler o masada olmasın diye 40 takla atıyor"
"Türkiye Efrîn'e kafayı takmış durumda. Efrîn'e niye bu kadar takıyorsunuz kafayı? Efrîn, Kürt halkının IŞİD çetelerine karşı verdiği mücadeleyle kendine demokratik bir yaşam kuran Kürt halkının yaşadığı bir coğrafya.
"Suriye, içinde bulunduğu bu savaşı demokratik yöntemlerle siyasi çözümle sonuçlandırmaya çalışıyor. Bugün bölgedeki güçler bunun için müzakere masaları kuruyorlar. Türkiye'nin yapması gereken bunu desteklemektir. Ama bakıyorsunuz Türkiye Hükümeti o masada Kürtler bulunmasın diye 40 takla atıyor.
"Kürtler bir statü sahibi olmasın diye kendini parçalıyor. Siz Kürtlerin statü sahibi olmasının önüne bu kadar durdukça, Kürt sorununu çözmezseniz, kendi Kürtlerinizle de barışamazsınız. Kendi Kürdüyle barışamayan Türkiye bu savaş politikalarının maliyetlerini ödemek zorunda. Bugün faizler artıyorsa, dolar yükseliyorsa, işsizlik artıyorsa altında yatan bu öngörüsüz, savaşçı politikalardır." (PT)
*Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan/ ANKARA/ AA