Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Davaları 6-7 Aralık'ta tutuklu oldukları görülecek olan Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve İdris Baluken'i hatırlatan Kemalbay, Demirtaş'ın Anayasa Mahkemesi başvurusunun yarın görüşüleceğini de kaydetti:
"Hırsızlar dışarıda, onurlu insanlar içeride" diyen Kemalbay şöyle konuştu:
"Nuriye ve Semih'in talepleri hepimizin talebidir"
"Dün akşam sevgili Nuriye Gülmen'i ziyaret ettim. Çok moralli, dirençli ve o kocaman gülüşüyle bizi karşıladı. Nuriye ve Semih, OHAL'e karşı mücadelede bir sembol oldu. Hukuksuz bir şekilde işlerinden atılanları temsil ettiler, onların sesini Türkiye ve bütün dünyaya duyurdular.
"Onlar akademisyen ve öğretmen olarak yaşamlarını sürdürüyorlardı, ama bir gecede 'terörist' oldular. Şimdi ailelerinin yanındalar ama açlık grevlerine devam ediyorlar. İşlerine geri dönmeleri talepleri, hepimizin talebidir.
"Hukuksuzluğa örtü olan OHAL Komisyonu; görevini yap ve bir ana önce Nuriye ile Semih'in dosyalarını görüş. Bu hukuksuzluk artık son bulsun. Nuriye ve Semih onurumuzdur. Onların mücadelesi, bizim de mücadelemizdir.
"Bu tiyatroyu Fethullahçılardan öğrendiniz"
Kemalbay 11 HDP'li vekilin tutuklanma sürecini hatırlatarak "Bekir Bozdağ, 'ABD'de bir yargı tiyatrosu oynanıyor' dedi. On binlerce kilometre öteye gitmenize gerek yok.Tiyatro görmek istiyorsanız HDP'ye yönelik davalara bir bakın. Uyduruk fezlekelere bir bakın. Nasıl bir tiyatro oynandığını göreceksiniz" ifadelerini kullandı ve ekledi:
"Aynı gecede 11 milletvekilimiz operasyona tabi oluyor. Hangi hukukta var bu? Bu tiyatro değil de nedir?
"Ahmet Şık'ı gözaltına alıp tutuklarken yaptığınız nedir? Nuriye ile Semih'e bir gecede terörist ilan etmeniz nedir? İşte tiyatro budur!
"Siz bu tiyatroyu ortağınız Fethullahçılardan öğrendiniz. Onlardan öğrendiklerinizi HDP'ye karşı, demokrasi güçlerine karşı yapıyorusunuz. Boynuz kulağı geçmiş.
"Bu bir rüşvet, talan, hırsızlık meselesidir"
"Türkiye'yi çalkalayan, büyük soru işaretleri yaratan bu yolsuzluk, rüşvet, hayali ihracat, kara para aklanmasıyla karşı karşıyayız. AKP Genel Başkanı Erdoğan oturuyor kalkıyor bunun bir algı operasyonu olduğundan bahsediyor.
"Siz bu 4 bakanı hani bir tanesi çok pahalı bir saat takmıştı, bir tanesi makaracı, onları şu Meclis'te aklamadınız mı? Eğer bir ülkede yolsuzluk varsa, rüşvet varsa onun araştırılacağı yer demokratik kurumlardır.
"Halkın önünde, şeffaf bir şekilde hesap verirsiniz, ondan sonra size iftira atan varsa ortaya çıkar. Siz ne yapıyorsunuz? Üstünü örtmeye çalışıyorsunuz. Halkı kutuplaştırarak, düşmanlar yaratarak yapmaya çalıştığınız şey sorumluluktan kaçmaktır.
"Antiemperyalistliğe soyunarak örtemezsiniz"
"Bu ne yerli ne millidir, bu mesele bir rüşvet, talan ve hırsızlık meselesidir
"Reza Zarrab bu ülkede gözaltına alındı. Öğrendik ki rüşvet vererek gözaltından kurtulmuş. Ardından Türk bayrağının önüne oturtularak, aslında bugüne kadar ortaya saçılmış pisliklerin içinde yer alan kişi. AKP-Saray iktidarının ortaklarından.
"Şimdi, AKP-Saray iktidarı ne yapıyor? Zarrab'ın arkasındaki bayrağı getirmiş, pisliklerin üstünü örtmek için kullanmaya çalışıyor. 'Bu, millete devlete, Erdoğan'a yapılan bir saldırıdır' diyorlar. Hayır! Bu, millete yağılan bir saldırı değildir. Şimdi Kürt düşmanlığı yaparak, sahte antiemperyalistliğe soyunarak bu işin üstünü bayrakla örtemezsiniz. Bu ne yerli ne millidir, bu mesele bir rüşvet, talan ve hırsızlık meselesidir.
"Metal yorgunluğu değil, çöplükten gelen metan gazı kokuları var ve bayrak bunun üstünü örtmeyecektir.
"Hırsızlar dışarıda, onurlu insanlar içeride"
"İşte görüyorsunuz neden Selahattin Demirtaş rehin alınmış durumda. Neden içerideler? Man Adası'nda para götüren Selahattin Demirtaş mı? Figen Yüksekdağ mı? Para ilişkilerine bulaşmış olan Ahmet Şık mı? Niye onlar rehin alınıyor. Tüm onurlu insanlar rehin, pisliklere bulaşmış olanlar da ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Hırsızlar dışarıda, onurlu insanlar içeride.
"Ama halk görüyor. Halk, bu adaletsizliği, bu çürümeyi mutlaka cezalandıracaktır. AKP-Saray rejimi aynı zamanda uluslararası suçları da ortaya çıkmış oldu. 15 yılın en ciddi krizini yaşıyorlar.
"Biz Demirtaş'la Yüksekdağ'la aynı gemideyiz"
"Aynı gemideyiz diyorlar. Hayır, biz Erdoğan'la, biz bu hırsızlarla aynı gemide değiliz. Soma'da yaşamını yitiren işçiler nasıl ki patronlarıyla aynı gemide değillerse, Aladağ'da yanarak yaşamını yitiren o çocuklar iktidarla nasıl ki aynı gemide değillerse biz de bu hırsızlarla aynı gemide değiliz.
"Biz Selahattin Demirtaş ile, Figen Yüksekdağ ile Ahmet Şık ile, Nuriye ve Semih'le, işçilerle aynı gemideyiz.
"Türkiye'yi savaşa sokmak istiyorlar"
"Efrîn'e saldırarak Türkiye'yi yeni bir savaşa sokmaya çalışarak sıkışmışlıklarını aşmaya çalışıyorlar. 1 Aralık'ta Kuzey Suriye seçimleri oldu, gurur duyulacak bir demokratik süreç. 6 yıldır, milyonlarca insanın zorunlu göçe maruz kaldığı bu coğrafyada demokratik bir çözüm için adım atılması gerekiyor ama Erdoğan savaş için elinden geleni yapıyor.
"Ne istiyorsunuz Efrîn'den diyoruz, cevap vermiyor. Efrîn ,6 yıllık savaştan kaçıp gelmiş insanlara ev sahipliği yapmış. Kürtler, Türkmenler, Araplar, Çerkezler, Asuriler, Süryaniler bir arada yaşıyor.
"Erdoğan hesap verecek"
"Sayın Öcalan'ın başlattığı demokratik çözüm süreci işte bunu tarif ediyordu. Ağır tecrit koşullarıyla Sayın Öcalan'ı susturmaya çalışıyorlar, onun çözüm önerilerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar.
"F-16 olacakmış da insanların tepesine düşecekmiş. Hani baldıran zehri içecektin? Barışı bu ülkeye biz getireceğiz. Selahattin Demirtaş getirecek, Figen Yüksekdağ getirecek.
"Bu iktidar öyle kolayca işlediği suçlardan kurtulamaz. Bugünlerde, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın grup toplantısında çocuklar dede dede diye bağırıyor. Acaba birileri subliminal mesaj mı veriyor, yaşlandın artık torun sev diye ama öyle yağma yok. AKP Genel Başkanı Erdoğan hesap verecek." (PT)
*Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan/ ANKARA/ AA