Kazım Karabekir'in Günlükleri'nden (1906-1948) tümgeneral rütbesiyle 15. Kolordu Komutanı olarak atanması üzerine İstanbul'dan ayrılışıyla Samsun, Trabzon ve Erzurum'da geçen Nisan-Mayıs 1919 günlerinden parçalar yayınlıyoruz.
10 Nisan 1919 Perşembe
Bir haftaya kadar gideceğini zannederken Gülcemal vapurunun Cumartesiye hareket edeceğini haber verdiler. Bin iş bir güne toplandı. Harbiye Nâzırı Şakir Paşa'yı ziyaret ettim. Bu esnada Mahmut Hayret Paşa geldi. Sivri sakallı bir zat. Attı tuttu. (Vaktiyle Erzurum'da tûl-i müddet kumandanlık ve erkân-ı harplik yapmış. Halbuki İzzet Paşa kendisine bir şey sormamış. Birçok teşkilât değiştirmişler... Sonunda aç da bırakılmış.) Gençliği yiyecek bir iştihada gördüm... Harbiye Nâzırı zeki fakat ihtiyar ve hasta. Anadolu'ya iki şehzade gideceğini ve Mahmut Hayret Paşa'nın da heyete Ferit Paşa ile dahil olduğunu bildirdi. Dairede diğer ziyaretleri yaptım.
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paşa: Şarka gitme tasfiye yapacaklar. Beyhude zahmet ediyorsun dedi.
Dedim: Ben şarka milli istiklâlimizi temine gidiyorum. Tasfiye artık mevzubahis değildir.
Dedi: Seni Divan-ı Harb'e verirler.
Dedim: Bir kere Trabzon'a ayak basayım. Artık milli mahkemeler mevzubahis oluyor. Genç kumandanların Anadolu'ya bir an evvel gönderilmesine siz de çalışın ve siz de gelin.
11 Nisan 1919 Cuma
Selamlığa gittim. Huzurda kabul buyuruldum. Genç kumandanların bir an evvel Anadolu'ya tayinini tekrar rica ettim. Silahlar toplanıyor, felâket dedim. İltifat ve dua ettiler. Cuma selamlığı olduğu için daha fazla görüşmek münasip olmadığını ilave buyurdular. (Yani nezaketen anlattılar ki hususi ziyaret lâzım.)
İzzet Paşa, Cevat Paşa, Şevket Turgut Paşa (Şevket Turgut Paşa'ya: Şarkta milli mukavemet esaslarını kuracağımı söyledim), M. Kemal Paşa'yı ziyaret ettim. Rauf Bey'i bulamadım. Kemal Paşa hasta yatıyordu. Ameliyat yaptırmış. Anadolu'ya geçip fiili uğraşmaktan başka çare kalmadığını söyledim. Behemehâl gelmelerini anlattım. Münakaşa ettik, neticede "Bakalım, iyi olayım da ben de öyle zannediyorum" dedi.
12 Nisan 1919 Cumartesi
Hareket. Gülcemal ile. Zevalde ilan edildiyse de ateşçiler noksanmış. Akşama kalktık. Kız Kulesi ile Selimiye arasında demirledik. Geceyi vapurda geçirdik. İtilaf kontrol edecek!
Şarktaki planımı yaverlerime anlattım.
(...)
13 Nisan 1919 Pazar
Sabahleyin Boğaz'dan çıktık. Hava rüzgârlı ve bulutlu.
Büyükdere'de İngiliz bayrağı çırpınıyor. 28 Teşrinievvel 34'te çekilmişti. Hepiniz hepiniz inmeye mahkûmsunuz dedim.
(...)
17 Nisan 1919 Perşembe
4.00 sonra da Samsun'a vardık. Hafif bir rüzgâr gemiyi sallamıyordu. Sinop'a bir saat mesafedeki Çakıroğlu'ndan 8.00 evvelde kalkabilmiştik. Kızılırmak munsabbı garip bir şekilde deniz ortasında toprak renkli bir şibh-i cezire yapmıştı.
Samsun'da bir Hint bölüğü, limanda bir İngiliz torpido ve muhribi var. Rumlar kırk ellişer kişilik çete halinde fenalık yapıyorlarmış. Son günlerde Müslümanlar da çıkarmışlar.
(...)
19 Nisan 1919 Cumartesi
Trabzon.
(...)
Öğle yemeğinde vali beyle birlikte belediye namına verilen ziyafette idik. Yemekten sonra İstanbul'a hareket üzere olan Şehzade Miralay Cemalettin Efendi'yi ziyaret ettim.
Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti, Trabzon eşrâfından 21 kişi. 11'i heyet-i merkeziye, 10'u heyet-i idare. Hedefleri Avrupa'ya heyet gönderecekler, rica edecekler. Dedim ki bu iş ölüme mahkûm hastanın başında memlekete mersiye okumaktır. Bugün iş Mehmet'in süngüsünün ucundadır. Ben ve ordum bu uğurda öleceğiz ve kuvvetle milletin hakkını alacağız. İstanbul'daki İtilaf donanması bugün bostanlardaki korkuluk gibidir. Ermenileri ise bir hamlede ezmek hiçtir. Bu fikrim belediye reisine ve bazılarına hüsn-i tesir etti ve bu esasta çalışmaya başladılar.
20 Nisan 1919 Pazar
Şehzade Cemalettin Efendi iade-i ziyaret etti. Depo alay kumandanlığında bulundu. Zabitanla ziyade temasına bedel iyi fikir edinememiş. Zabitanı adi görüyor.
Siyasetle iştigal etmemek için padişah başkumandan olmalı diyor... Fikirlerini tashih ettim. (...)
(...)
23 Nisan 1919 Çarşamba
Fırtına var.
(...)
Trabzon'daki 4. Kolordu'dan bırakılmış olan kıtaatın zapturaptı berbat. Sarhoşluk zapturaptı bitirmiş. Birkaç zabiti tecziye ile sıkı bir zapturapt temin ettim. Samsun'u pek zayıf bulmuştum. Samsun kasabası haricinde Rum eşkiyası vaziyete hâkim. Trabzon mıntıkasında Türklük kesif olduğu gibi kolordumla şarka hâkim olacağımdan bu müfrezenin Samsun kolordusuna gönderilmesini muvafık buldum.
(...)
27 Nisan 1919 Pazar
Bir Yunan torpidosu limana geldi. Muhâcirleri yerleştirmek için içinde heyet varmış. Sarhoş bir Yunan neferi gece bizim bir neferin silahını almak istemiş. Nefer de gebertmiş.
28 Nisan 1919 Pazartesi
Rus bandıralı bir vapur, baş direğinde Yunan bayrağı var. Rusya'dan (Sohum) 400 kadar muhâcir getirmişler. Bunlar eşyalarını hatta çocuklarını bile atıp kaçmışlar.
(...)
30 Nisan 1919 Çarşamba
Trabzon'dan Erzurum'a hareket. İki otomobil Zigana'yı aştık. Akşam Ardasa'da kaldık. Yolda bir Rum tercüman refakatiyle iki Amerikalı Erzurum'dan geliyordu. Bunlara hediye de verilmesini belediyelere yazmıştım. Maatteessüf bir yardımları olmadı.
Ardasa kaza merkezi. Memurlar da dahil olmak üzere otuz ev kalmış. Harpten önce üç yüz evmiş. Ricatta ambarları bizimkiler yakmış. Yangın her tarafa sirayetle kasaba yanmış. Halkın yüzde sekseni aç. Ot toplayıp üstüne biraz un katarak kaynatıp tuzsuz çorba olarak içiyorlarmış. Tuzun okkası yirmi kuruş. Tohumluk bir şey yok. Giresun'da iki yüz ton mısır ambarlarda duruyordu. Kaymakama söyledim. Derhal vilayete müracaat etsin.
(...)
2 Mayıs 1919 Cuma
Aşkale'de akşamüstü derece +18.
Bayburt'u 11.00 evvele kadar teftiş. Tek otomobil ile Kop'u aştık. Akşam Aşkale'ye. Hava latif. Kop'u pek rahat aştık. Zigana Kop'tan daha müthiş ve uçurum. Kop'un tarafeyni esasen mürtefi olduğundan irtifaı nispeten az hissolunuyor. Yalnız Zigana'da kar kenarlarda parça halinde kalmıştı. Halbuki Kop'un Erzurum cephesinde yol amele tarafından açılmış. Üç metre irtifaında tarafeyninde kar var.
3 Mayıs 1919 Cumartesi
9.00 evvelde Aşkale'den hareketle öğleyin Erzurum'a. Hava az yağmurlu. Kırkikindinin birinci yağmuru imiş!
Çok sevindim. Pek eski tanıdığım yerler. Kurtardığımız yurt.
(...)
4 Mayıs 1919 Pazar
İngiliz kaymakamı Rawlinson ziyaretime geldi. Yanma İngilizce bilir bir zabit verdim. Bilmez gibi dururdu, çok malumat alırdım. Erzurum Müdafaa-i Hukuk heyet-i merkeziyesi ile görüştüm. Hoca Raif yalnız olarak sordu ki eğer Erzurum tahliye olunacaksa çoluk çocukları vaktiyle gizli sevk edelim. Cevaben dedim: "Bütün Anadolu tehlikede, nereye gideceksiniz. Milli hükümet esasına hemen başlayın." (...)
(...)
15 Mayıs 1919 Perşembe
Berat Kandili.
Hava karlı. Kuşbaşı. Kasaba içerisindeyim. Sabahleyin dört parmak kalınlığında kar tuttu. Fotoğraf aldık. Odada +11.
Kısrak yağız bir kısrak doğurmuş. İsmini Kandil koydum (Kandil günü doğduğundan).
İzmirimizi melun Yunanlılar işgal etmiş (16'da haber aldık).
Bu felâketin hazırlandığı belli idi. Paris gazetelerinde Venizelos'un İzmir işgali hakkındaki mesaisini hepimiz İstanbul'da okumuştuk. İstanbul hükümeti İzmir'in azimli kumandan ve valisi bulunan Nurettin Paşa'yı azlederek âciz bir mahlûk olan Ali Nadir Paşa'yı kolordu kumandanlığına ve bir Kürt olan İzzet Bey'i de valiliğine tayin ederek günlerce Yunanlıların İzmir sahillerine silah ve üniforma çıkarmalarına karşı uyudular ve işgale karşı namertçe teslim oldular.
(...)
18 Mayıs 1919 Pazar
Odada +10.
İzmir'in Yunanlılara verilmesini Erzurum ahalisi miting yaparak protesto etti. Çekmiyorlardı, İstanbul'dan ve İngiliz mümessilinden! Ayıptır dedim. Yarın da bu felâket şarkın başına gelecektir.
Kafkas hükümetleriyle bir federasyon yapmak propagandası çıktı. Fakat bu tutmadı.
19 Mayıs 1919 Pazartesi
Mustafa Kemal Paşa bugün Bandırma vapurundan Samsun'a çıkmıştır. 16 Mayıs'ta İstanbul'dan hareket etmişler. 21'de ben haber aldım. Yanında Refet Paşa, Miralay Kâzım Bey (Erkân-ı Harbiye Reisi), Kaymakam Arif Bey (1. Şube müdürü), Binbaşı Hüsrev Bey (2. Şube Müdürü), Miralay İbrahim Tali Bey (Sıhhiye Reisi), Doktor Refik Bey (Hususi Tabip).
Rauf Bey nezdinde Recep Zühtü (Gazeteci), Yüzbaşı Tufan Bey, İzmit sabık mutasarrıfı Süreyya Bey olduğu halde Amasya'ya iltihak etmişlerdir.
Bugün Fatih Cami-î Şerifi meydanında ilk miting yapılmış. En az 30 bin kişi toplanmış. Türk topraklarını çiğnetmeyecekleri hakkında Fatih'in türbesi önünde yeminler edilmiş.
Halide Edip Hanım güzel nutuk söylemiş.
20 Mayıs 1919 Salı
İzmir'de Rumların hetk-i namus ve katilde bulunduklarını ve yağmayı belediye reislerine Aydın ve havalisi Redd-i İlhak heyetleri bildiriyor.
Mustafa Kemal'den ilk şifre: Neden Samsun'a çıkmış.
Neden Samsun'da vakit geçiriyor.
Memuriyeti kabul ettim diyor. Neden daha evvel etmedi.
Bu memuriyet nedir? Padişah ve Ferit Paşa'nın birer nefer gibi hizmet edeceğiz diye gazetelerde beyannameleri vardı.
Kemal Paşa'yı mukavemet için mi gönderdiler.
23 Mayıs 1919 CumaEvden çıkmadım.
Sultanahmet Parkında muazzam miting olmuş. En az iki yüz bin kişi iştirak etmiş. Minarelerden siyah örtüler sarkıtılmış. Siyah bir kürsüden nutuklar söylenmiş. "İzmir Türkündür, Türk kalacaktır" yazılı siyah bayraklar heyecan vermiş. Aynı tarzda rozetler ahaliye dağıtılmış. Cuma namazını müteakip altı minareden birden tekbir ve tehlil sedaları başlamış.
İngiliz ve Fransızlar feci manzaralar hazırlamış, miting meydanı üzerinde tayyareler uçurmuş. Artık Üsküdar'da ve sair yerlerde mitingler devam etmiş.
Sait Molla imzasıyla 23 Mayıs tarihli belediye reislerine bir telgraf geliyor. İstanbul'da İngiliz Muhipler Cemiyeti teessüs ettiği ve vilâyatta dahi bu yegâne selamet ve necabet yoluna sâlik olduklarını ve İngiliz muhabbet... [böyle!]
24 Mayıs 1919 Cumartesi
Dârü'l-eytâmı teftiş. Kolordu sancağı için 33 yetim tefrik ettik. Dârü'l-eytâmı Ruslar tahrip etmiş. Pek iptidai bir halde kalmış.
Ermenilerin yazın çete geçirmesi ihtimali ve buna karşı bütün kuvâ-yı milliyeden istifadeyi M. Kemal Paşa yazıyor. Canik sancağında kırk kadar Rum hanesi varmış. Pontus hükümeti yapmak isterlermiş. İstanbul ve Samsun merkezlerinin teşvikiyle. İslamların da on çetesi varmış.
Erzurum'da yetimlere ilk yardım başladığı gün.
Bayburt'takilerin gelmesi için daha evvel emir verdim.
Kazım Karabekir kimdir?
Kâzım Karabekir (23 Temmuz 1882, İstanbul - 26 Ocak 1948, Ankara) Baba mesleğini seçerek askeri öğrenim gördü.
1902'de Harbiye Mektebi'ni, 1905'te Erkân-ı Harbiye Mektebi'ni birincilikle bitirdi ve kurmay yüzbaşı oldu. Kurmay stajını Manastır'da Üçüncü Oldu emrinde tamamladı. 1907'de Enver Bey (Paşa) ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Manastır şubesini kurdu.
1909'da, 31 Mart Olayı patlak verince, Hareket Ordusu'nun İkinci Tümen kurmay başkanı olarak isyanın bastırılmasında görev aldı. 1912'de binbaşı rütbesiyle Balkan Savaşı'na katıldı. 1914'te yarbaylığa, 1915'te albaylığa, 1918'de mirlivalığa (tuğ-tümgeneral) yükseldi.
2 Mart 1919'da Erzurum'daki 15. Kolordu komutanlığına atandı ve Milli Mücadele hareketine katılan ilk komutanlardan biri oldu. Erzurum Kongresi'nin düzenlenmesinde büyük emeği geçti.
Milli Mücadele hareketi boyunca Edirne milletvekili ve Doğu cephesi komutam olarak görev yaptı. 1920'de, Ermenilerce işgal edilen toprakları geri aldıktan sonra, 31 Ekim 1920'de ferikliğe (korgeneral) yükseltildi ve 2 Aralık 1920'de Ermenilerle Gümrü Antlaşması'nı imzaladı.
Milli Mücadele hareketi başarıya ulaştıktan sonra Ankara'ya geldi ve 30 Ekim 1922'den başlayarak TBMM'nin çalışmalarına katıldı. Ordudaki görevlerinden izinli sayılan asker milletvekillerinin Meclis veya ordudaki görevlerinden birini seçmeleri kararlaştırılınca, 24 Kasım 1924'te milletvekilliğini tercih ederek Birinci Ordu komutanlığından ayrıldı.
9 Kasım 1924'te Halk Fırkası'ndan istifa ederek 17 Kasım 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu ve bu partinin başkanlığına getirildi.
Partinin 3 Haziran 1925'te hükümetçe kapatılmasından sonra milletvekilliğini bağımsız olarak sürdürdü. 1926 yazında İzmir'de Atatürk'e karşı bir suikast planının ortaya çıkarılmasından sonra, ülkenin önde gelen muhalifleriyle birlikte İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı.
Ama suikastla ilgisi görülmeyerek beraat etti. 1 Mart 1927'de milletvekilliği sona erince ordu kadrosunda açığa alındı, aynı yıl 1 Kasım'da emekliye sevk edildi.
Bu tarihten başlayarak, 12 yıl boyunca, İstanbul Erenköy'deki bugün müze olan köşkünde, siyasetin dışında bir hayat sürdürdü ve anılarını kaleme aldı.
26 Ocak 1939'da yapılan ara seçimde yeniden İstanbul milletvekili oldu. 1946'da seçildiği TBMM başkanlığı görevindeyken Ankara'da öldü. (Günlükler 1906-1948) (KK/BA)
* Kazım Karabekir, Günlükler (1906-1948), 1. Cilt, çeviriyazı: Budak Kayabek, Hazırlayan: Yücel Demirel, Yapı Kredi Yayınları, 1. Basım, İstanbul, Kasım 2009