ERKEK ŞİDDETİYLE MÜCADELE
"Katile İndirim, Tecavüzcüye Beraat Sürüyor"
“Eşlerini öldüren erkekler, "Erkekliğime laf söyledi" dediğinde sözlü beyanı "tahrik"e kanıt sayılırken, kadınlar "Bana tecavüz etti" deyince delil sayılmıyor.”
Sosyalist Feminist Kolektif’ten Avukat Selin Nakıpoğlu kadın katli ve erkek şiddeti davalarını bianet’e bu sözlerle özetliyor, Türk Ceza Kanunu’nun da K) namus içerikli savunma biçimlerine imkan tanıdığını kadınları öldüren erkeklerin, tıpkı yasal değişiklikten önceki gibi "tahrik" indirimleriyle "ödüllendirildiğini” söylüyor..
Katilin beyanı "indirim"e yeterli
Nakıpoğlu'na göre, cinsiyetçi bakış açısı önce soruşturmaya, sonra savcı mütalaalarına ve nihayet mahkeme kararlarına yansıyor:
" Katil öldürdüğü kadın için "Erkekliğime laf söyledi" diyor. Kadın ölmüş ve tanık da yok. Böylesi aksi kanıtlanamayan durumlarda katil zanlısının ifadesine dayanarak savcı ve hâkimlerin bu indirimin uygulanabileceğini düşünmeleri endişe verici."
Takipteki dört dava da "indirim"siz sonuçlandı
Nakıpoğlu acilen namus savunmasının yasalardan çıkarılması ve yasa uygulayıcıların sınırsız yorum ve takdirinin sınırlandırılması gerektiğini savunuyor.
“Yerel mahkemeler ve Yargıtay'dan zaman zaman çıkan iyi kararlar henüz yerleşik görüşü temsil etmiyor. Kadın örgütlerinin müdahillik çabalarıyla uzun vadede zihniyetin değişeceği ve kararlara yansıyacağı umudunu taşıyorum”.
Nakıpoğlu, adın bedeni üzerinden yapılan "erkeklik" savunmalarına verilen "haksız tahrik" indirimlerine engel olmak için kadın örgütlerinin çabasının küçümsenemeyeceğini son iki yıldan verdiği örneklerle açıklıyor.
” Kadın örgütlerinin müdahil olmak istedikleri ve adliyelerde eylemlerle takip ettikleri, Sevim Zarif, Ayşe Yılbaş, Pippa Baca, Satı Korkmak cinayetlerinde "indirimsiz" kararlar çıktı. Korkmak davasında yalnızca hâkim değil savcının da tahrik indirimini uygun bulmaması önemli.”
Artık aileler, kadın örgütlerinin bu işi takip ettiğini öğreniyorlar, Bizi arıyorlar. Önceden basına yansımayan cinayetlerden haberimiz olmuyordu. Şimdi aile aracıları kaldırıp bize doğrudan başvurunca, erken müdahale edebiliyoruz."
Şiddete maruz kalan kadının beyanı etkisiz
Erkek şiddetine ve tecavüze maruz kalan kadınların başvuruları üzerine açılan davalarda da olumlu kararlar azınlıkta.
Nakıpoğlu, bu davalarda sanıkların çoğunun "delil yetersizliğinden" beraat ettiğini, tecavüzün ispatının çoğu zaman yalnızca Adli Tıp raporuna kaldığına dikkat çekiyor.
"Kadınlar karakola gittiklerinde vücutları delil abidesi, yine de genellikle dikkate alınmıyor. Kadın, duruşmada tecavüzcüyü gördüğünde kendinden geçiyor; ayakta durmakta zorlanıyor, bütün beden diliyle yaşadıklarını anlattığı halde, tecavüzcü serbest kalıyor. Kadınların sözlü beyanı kabul edilmiyor." (YC)