31 Mart seçimlerine geri sayım başladı. Seçim sonuçlarının en çok merak edildiği kentlerden biri de Terekeme, Çerkez, Türkmen, Türk, Kürt ve Azerilerin bir arada yaşadığı Kars.
2019 seçimlerinde; MHP, CHP, DSP ve HDP'nin başa baş yarıştığı seçim maratonundan, HDP yüzde 29 oy alarak galip gelmişti ancak 18 ay sonra sonra kayyım atanmıştı.
Kayyım yönetiminde geçen üç buçuk yılın ardından Kars halkı, 31 Mart'ta yeni yönetimini belirleyecek.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) bu seçimlere Kenan Karahancı ve Arzu Savaş Derman ile katılacak.
Kars'taki seçim atmosferini, kayyım ile geçen üç buçuk yılı, Kars'ın sorunlarını-çözümlerini ve projelerini, uzunca bir süredir sahada olan Kenan Karahancı ile konuştuk.
31 Mart seçimlerinin kendileri için önemine vurgu yapan Karahancı, "31 Mart seçimleri, haksız, hukuksuz ve dayanaksız bir şekilde Kars halkının iradesini gasp edenlere bir cevap olacak" dedi.
Kenan Karahancı'nın bianet'in sorularına yanıtları şöyle:
"Belediye tekrar Kars halkına iade edilecek"
HDP'nin devamı olduğu siyasi gelenek, 2019 seçimlerinde ilk kez Kars’ta belediye seçimlerini kazanmıştı ancak kayyım atandı. Aynı geleneğin devamı bir parti olarak, 31 Mart yerel seçimleri sizin için ne ifade ediyor?
2019 yılına gelindiğinde belediye, ciddi bir yolsuzluk, yönetmeme girdabı içindeydi. Kars halkı bunu düzeltebilecek tek parti olarak da bizleri gördü. Kazanmamızla birlikte hem rantçılara, hırsızlara dur dedik hem de halkla birlikte sorunları çözmeye başladık. Tüm çalışmalarımızı hesap sorulabilir ve şeffaf hale getirdik.
Hesabı seçilmemizden öncekilere sormaları gerekirken kayyımla çalışmalarımız durduruldu. Bu nedenle 31 Mart seçimleri, Kars halkının iradesinin tekrar belediyeye yansıtılmasını ve belediyeyi tekrar Kars halkına iade edilmesini sağlayacak bir seçim olacak. 31 Mart seçimleri, haksız, hukuksuz ve dayanaksız bir şekilde Kars halkının iradesini gasp edenlere bir cevap olacak, bizim için anlamı bu şekildedir.
"Kayyımla tüm Kars halkı cezalandırıldı"
Kars, kayyım yönetiminde üç yılı aşkın gibi bir süre geçirdi. Bu süreçte neler oldu, neler yapıldı veya yapılmadı?
Önce şunu belirteyim; Kars halkı bir mozaiktir, çok çeşitli halklardan ve inançlardan oluşur. İdeolojik olarak da bir o kadar çeşitlidir, ideolojik yelpazenin en uç noktalarından tutun da en orta noktalarına kadar her rengi görmeniz mümkün. Ve hemen hemen her kesimden bize şu söyleniyor: “Bu üç buçuk yıl Kars için büyük bir kayıp.”
Bize gelen bir başka bilgiyi daha söyleyeyim; kayyımdan önce belediyenin 300 milyon gibi bir borcu varmış, şu an ise borç 900 milyonun üstüne çıkmış.
Elbette kurumlar, kuruluşlar bir iş yapabilmek için borçlanırlar. Ama her borcun da somut bir karşılığı olur. “900 milyon borçlanmış ise Kars'ta ne yapılmış?” Biz halkla bir araya geldiğimizde bu sorunun cevabını bulamıyoruz. Bu sorunun tek bir cevabı var: Bir hiç!
Kayyım atayarak HDP'den DEM Parti'ye, bu gelenekten gelen partinin seçmeni cezalandırılmak isteniyor ama bu üç buçuk yıllık süreçte cezalandırılan tüm Kars halkı oldu. Kars halkının 31 Mart'ta buna yanıt vereceğini düşünüyoruz.
"Kayyımla belediyenin kapıları halka kapandı"
Konuşmanızın içerisinde söylediniz ama ben tekrar sormak istiyorum. Halkın bu sürede kayyıma bakışı nasıl oldu? Çok siyasetli bir kentin halkı, kayyımı nasıl görüyor?
HDP, belediyede gerçekten farkındalık yaratmıştı. Hele Kars gibi farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir kentte, HDP’nin toplumsal belediyecilik anlayışı hayata geçmeye başlayınca bundan büyük bir rahatsızlık duyuldu ve kayyım atandı.
Kayyım ilk atandığı zamanlarda, "kayyım gelirse devletin olanakları artacak, Kars için çalışma yapılacak" gibi bir algı yaratılmaya çalışıldı. Ancak durum böyle olmadı. Bırakın hizmeti, belediyenin kapıları Kars halkına kapatıldı.
Kars halkının ortaklaştığı nokta “Kayyım Kars'a zarar verdi, Kars’ın gelişiminin önüne set çekti”.
Yani Kars halkı da kayyım sisteminin ne olduğunu yaşayarak deneyimlemiş oldu. Bu kötü deneyimden yola çıkarak halk bize "Kayyımı böyle bilmiyorduk, kayyım eşittir halka ceza veren kurum" diyorlar.
"Halk, 'DEM Parti hırsızlara yer vermez' diyor"
Peki, siz bu çok kimlikli, çok siyasetli kentte nasıl bir seçim stratejisi izliyorsunuz? Kendi seçmeninizin, kendi tabanınızın dışındaki kitleye nasıl hitap ediyorsunuz, nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?
Öncellikle tabii ki yerel belediyecilik anlayışımızı anlatıyoruz. Bizim için oldukça önemli olan katılımcı belediyecilikten söz ediyoruz.
Halk için halk belediyeciliğinin nasıl olması gerektiğini insanlara açıklamaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz dönemde, açık ve şeffaf bir belediyecilikten söz etmiştik. Bugün şeffaf belediyeciliği bilen halk partimize güven duyuyor. Hangi kesimden insanla konuşursanız konuşun, gördükleri örneklerle karşılaştırma yapıyorlar ve "DEM Parti ve DEM Parti geleneği asla ve asla hırsızlara yer vermez" diyorlar.
İktidar yanlısı, ekonomik durumu oldukça iyi olduğu halde aynı zamanda belediyede çalışıyor görünen birçok kişi belediyeye hiç uğramadığı halde bankamatikten paralarını alıyorlardı bunları ortaya çıkardık, durdurduk; yine durduracağız.
Kars’ın tüm kesimleri, bizim bu gruplara asla taviz vermeyeceğimizi, belediyeyi rantçıların hizmetine sunmayacağımızı çok iyi biliyor. Rantın, hırsızlığın, yandaşın önünü kestiğinizde ortaya büyük bir maddi birikim de çıkıyor.
Bu birikim Kars’ın hizmetine sunulduğunda Kars halkı zaten oldukça memnun olacak çünkü Kars, hizmet sunulmayan, en temel belediyecilik sorunlarına dahi el atılmamış bir kent. Kars’ın su, çöp, yol, kaldırım sorunu var. Bu çok temel ihtiyaçlar dahi Kars için sorun ve bunlar çözülmeyi bekliyor.
Mesela; Kars 23 mahalleden oluşuyor. Bu 23 mahallenin altı tanesi büyük mahalleler; büyük bir kısmında da ekonomik durumu düşük olanlar, iktidara yakın olmayan yurttaşlar yaşıyor ve bu mahallerin hiçbirinde imar planı yok. Tüm bunları çözmek için yola çıkıyoruz.
"Tüm kararları halkla birlikte alacağız"
25 maddelik bir bildirgeniz var. Burada toplumsal katılımdan söz ediyorsunuz, toplumsal katılımı nasıl sağlayacaksınız, nasıl bir yöntem izleyeceksiniz?
Şunu özellikle belirteyim; biz bir iş yaparken Kars’ın tüm özneleriyle, her bir bileşeniyle birlikte hareket edeceğiz. Alacağımız tüm kararlara halkın katılımını sağlayacağız. Sivil toplum örgütleriyle birlikte kararlar alacağız.
Örneğin; şu an işlemeyen bir kent konseyi var ve bunu harekete geçireceğiz. Mahalle meclislerimizi tekrar oluşturacağız. Mahalle meclislerimiz aynı zamanda mahallelerimizin sorunlarını dile getirecek; yürütücü ve hesap sorucu boyutuyla hareket edebilecekleri bir katılımı sağlayacağız.
Sorun yaratan değil, çözüm odaklı olacağız ve halkın önüne engel koymak yerine halkın önünü açacak yatırımlara yer vereceğiz. Yani Kars’ı Karslılarla birlikte yönetirsek Kars’ın sorunlarını kolayca çözebileceğimize inanıyoruz.
"Suyumuz varken susuz kalıyoruz"
Bildirgeniz üçüncü maddesinde, “Herkesin evinde 24 saat içilebilir su akacak” ifadesi yer alıyor. Yıl 2024 ve böyle bir seçim vaadi oldukça dikkat çekici, neden böyle bir maddeye ihtiyaç duydunuz? Kars’ın su sorunu mu var ve neden böyle bir sorun yaşanıyor?
21. yüzyılın birinci çeyreği bitiyor ve biz musluklarımızdan akan suyu kullanamıyoruz, musluklarımızdan akan bir damla suyu dahi içemiyoruz. Sürekli su kesintisi yaşıyoruz.
Bunun birinci nedeni ihmalkarlıktır. İkinci nedeni ise altyapı yatırımına dönük hiçbir çalışmanın yapılmamasıdır. 2019’da seçildiğimizde bu sorunu ciddiyetle gündemimize aldık, altyapı çalışmalarına başladık ancak ne yazık ki kayyım sonrası durdu.
Kars, tarih boyunca kent kimliği sahip bir şehirken; bugün ne yazık ki kasaba kimliğine dönüştürüldü.
Su olayına gelince birincisi, bugüne kadar suya ilişkin ciddi hiçbir çalışma yapılmadı. Kars'ın su ihtiyacı Borluk Köyü, Çerme Köyü ve Bayburt Barajı’ndan temin ediliyor ve ayrıca kuyu suları var. Bütün bu sular Kars’a yetecek kadar. Fakat geçmişte altyapıya uygun olmayan borular kullanılmış, bakım-kontrolleri yapılmamış ve birçok bölgede su sızıntıları var yani su kaybı çok fazla.
Bu önlenebilir mi? Elbette önlenebilir, bu konuda çalışma yapan akademisyenlerle yaptığımız görüşmelerde; Kars'a 15 bin tonluk bir-iki depo yapılırsa ve kaçak bölgeler önlenirse; sıhhi altyapı ile Kars'ta 24 saat içilebilir su akabileceğini söylüyorlar. Ama bu yapılmadı, insanlar kendileri çözüm üretmek zorunda kaldı ve herkes evinin yakınına depo yapmak zorunda bırakıldı. Herkesin depo yapma imkanı da yok. Mesela; özellikle ihmal edilmiş mahalleler günde sadece birkaç saat suya erişebiliyor. Bu son 25 yıldır Kars’ı yönetenlerin ve son üç yılda da kayyım yönetiminin utancıdır.
"Kapalı kapılar ardında gizli kararlar almayacağız"
Bildirgeden devam edeceğim, şeffaf belediyecilikten söz ediyorsunuz, ne/neler yapacaksınız?
Kars Belediyesine gelen tüm gelirleri; nereden ne kadar geldiğini her ay pankartlar halinde asacağız. Halk nereden ne geldiğini bilecek.
Gelen gelirlerin, gider boyutunu; kime, nereye, ne kadar, hangi boyutta gidiyor, açık bir şekilde göstereceğiz. Halk, bizlere, "biz fakir bir kentiz ve bu fakir kente gelen paraların da halk için kullanılmasını istiyoruz" diyor. Biz bunu yapacağız.
Hiçbir kararı, hiçbir işi, gizli kapalı kapılar ardında yapmayacağız. Meclisimiz açık olacak, toplantılarımız canlı yayınla verilecek. Kararlar, meclisten nasıl geçiyorsa o şekilde de uygulanacak. Hiçbir işimiz gizli olmayacak. En önemlisi; Kars halkı bütün bunları bizim yapacağımıza inanıyor ve bunu da dile getiriyor.
"Üretimin değer kazanmasını sağlayacağız"
Kars halkının kenti “fakir” olarak tanımladığını söylediniz. Türkiye genelinde yaşanan krizden bağımsız bir söylem sanırım. Kars neden fakirlik yaşıyor?
Siyasal iktidarın son yıllarda uygulamış olduğu politikadan kaynaklı insanlar gün geçtikçe yoksullaşıyor. Öyle ki, bazı mahallelerde bir öğün sıcak yemeğin girmediği evler var. Bu insanın içini acıtan bir durum.
Peki, Kars niye fakir? Kars’ın iki önemli temel ekonomik geliri var. Birincisi hayvancılık, hayvansal ürünlerin hayvansal ürünlerin pazarlanması. Ama ne acı ki Karslılar üretimden koparıldı, fakirliğin en önemli nedenlerinden biri bu.
Kars'ta hayvanlar, 6-8 ay boyunca doğadan beslenebiliyor. Bu süt ürünlerinin protein değerini de artırıyor. Kars’ın süt ve süt ürünleri neredeyse dünyada en yüksek protein değerine sahip ancak bu bir avantaja dönüştürülemiyor.
Sütümüz, kaşarımız, gravyerimiz bu kadar değerli iken artı değere dönüştürecek bir çalışma yapılmadı, yeteri kadar tanıtılmadı. Biz tüm bunları yapacağız ve halkın üretiminin değer kazanmasını sağlayacağız.
İkincisi ise kültürel turizme yeteri kadar önem verilmemesi. Kars kadim bir kent. Baltık mimari eserlere sahip nadir şehirlerden. Yine birçok topluma, kültüre ev sahipliği yapmış Ani Antik Kentimiz var. Ancak ne yazık ki siyasal iktidarların haklar arasındaki o ayrıştırıcı bakış tarzı, ayrıştırıcı siyasi anlayışı nedeniyle gereken değer verilmiyor.
Uluslararası bir ekonomik forumda dinlediğim bir akademisyen, “Dünyanın hiçbir yerinde olmayan Ani Antik Kentiniz var, siz burayı yeteri kadar tanıtır ve devletin imkanlarını da kullanırsanız; yılda en az bir milyon ziyaretçi gelir ve büyük bir gelir ortaya koyar” demişti ama bu yapılmıyor.
Yine Ermenistan sınır kapısı kapalı, Gürcistan kapısı kısmen açıldı, orada da Bakü-Tiflis tren hattı olacaktı ama hâlâ faaliyete geçmedi. İşte tüm bunlar yapılmadığı için ekonomik gelirleri oldukça yüksek olması gereken Kars, ne yazık ki yoksulluk yaşıyor.
Kenan Karahancı ve Arzu Savaş Derman
"Kadın kurumları ve çocuk meclisleri kurulacak"
Bildirgenizde, kayyımın kapattığı kadın müdürlüğünü yeniden açacağınızı ayrıca çocuk meclisleri oluşturacağınızı belirtiyorsunuz, buralarda nasıl çalışmalar yapılacak?
Biz ekolojik, kadın özgürlükçü bir mücadeleyi esas alıyoruz. Eş başkanlık sistemimiz de bunun en açık göstergesidir. Kadın müdürlüğümüz; kadın sağlığından kadın kooperatiflerine, kadının çalışma ve sosyal hayata katılımına kadar her türlü plan ve projeyi kadınlarla birlikte kendi özgünlükleriyle yapacak.
Çocuk meclislerimizde de çocuklar söz sahibi olacak. Çocuklar için sadece park, bahçe yapmak değil onların taleplerini dikkate alarak çalışmalar yapacağız. Kültürel çalışmalar, kütüphaneler, teknolojik ortamlar çocuklarla birlikte yaratılacak.
"Emekliler ve yaşlılar için sosyal alanlar yaratacağız"
Emekliler ve yaşlılar için de projelerinizin olacağından bahsediyorsunuz, neler yapacaksınız?
Öncelikle şunu söyleyeyim; ben de emekli bir öğretmenim. Genel olarak toplumumuzda emeklilik, hayattan el etek çekmek olarak algılanıyor. Atıl duruma geldiğimiz düşünülüyor. Fakat bunun en önemli nedeni elbette ekonomik koşullar. Mevcut emekli maaşı düşüldüğünde emeklilere evde televizyon seyretmek dışında başka bir alternatif bırakılmıyor.
Biz emekli ve yaşlılar için talepleri doğrultusunda sosyal ve kültürel ortamlar yaratacağız. Atölyeler kuracağız. Sosyal alan ihtiyacı çok fazla dile getiriliyor, tüm bunları birlikte planlayacak, birlikte yapacağız.
"Hırsızlara alan açmayacağız, Kars'a yatırım yapacağız"
Projelerinizden konuştuk fakat konuşmanızın başında yüklü bir borçtan da söz ettiniz. Son olarak; bu borçla bütün sıraladıklarınızı nasıl yapacaksınız?
Biraz araştırma yaptım; sanırım Türkiye’de borcu olmayan belediye neredeyse yok. Hemen her belediyenin borcu var ama her belediyenin bir geliri de var. Mesele o gelirlerin nasıl kullanıldığı.
Şu an tutuklu olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı sevgili Selçuk Mızraklı, belediye seçimini kazandığında bazı giderleri, daha doğrusu peşkeş çekilen paraları açıklamıştı. Ekonomik krizin bu kadar derinleşmediği o dönemde 370 bin TL’lik kuruyemiş alındığını kamuoyuna duyurmuştu. Şayet halk için kullanılacak parayı böyle peşkeş çekecek olursanız hiçbir yatırım yapamazsınız ve borç biriktirirsiniz.
Altın varaklı banyolar yapmazsanız, hırsızlara para aktarmasanız borcu da ödersiniz halka hizmet de yaparsınız. Biz rantçılara, hırsızlara alan açmayacağımız için borcu da ödeyeceğiz, Kars'a yatırım da yapacağız. Biz bunu bir buçuk yıllık kısa süreçte de zaten göstermiştik.
DEM Parti'nin Kars eş başkan adayları kimdir?
Kenan Karahancı
Emekli öğretmen.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezun oldu. 1986-2022 yılları arasında çeşitli il ve ilçelerde öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. 1990’da kurulan EĞİT-SEN’de (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) kurucu ve yönetici olarak, 1995’te kurulan EĞİTİM SEN’de ise yönetici ve aktif üye olarak görev yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nde (DEM Parti) çeşitli görevlerde yer aldı. 2015 seçimlerinde Kars’tan milletvekili aday adayı oldu.
Kars’ın Ardos köyünde doğdu. Evli ve iki çocuk babası.
Arzu Savaş Derman
HDP Doğubayazıt İlçe Eş Başkanlığı, Ağrı İl Yönetimi ve BDP Merkez Yönetim Kurulu’nda yer aldı.
Ağrı Ortadoğu Hastanesi ve Şifa Hastanesi’nde müdürlük yaptı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Turizm Bölümü öğrencisiyken siyasi faaliyetlerden dolayı eğitimi hayatı sona erdi.
Sevdam Ararat ve Gök Kuşağında Yüreğim adlı iki şiir kitabı yayımlandı.
Kars’ın Digor ilçesine bağlı Başköy’de doğdu. Evli ve iki çocuk annesi.
(RT)