Bu bağlamda, Karadeniz'in çevresel sorunlarının ana nedenlerini araştırmak ve çözümler üretmek amacıyla biraraya gelen bölge ülkeleri, 21 Nisan 1992'de Bükreş'te toplanarak "Karadeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi"ni imzaladılar ve böylece olumlu bir adım attılar.
Özellikle sözleşmenin 4. maddesinde bu sözleşmeyi imzalayan 6 Ülkenin (Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya Federasyonu, Gürcistan) Karadeniz deniz çevresinin kara kökenli kaynaklar tarafından çeşitli maddelerle kirletilmesini önlemeyi ve ortadan kaldırmayı taahhüt etmesi ümit vericidir.
Bu gelişmenin ardından Karadeniz'in 'korunması", Rio '92 Dünya Çevre ve Kalkınma Konferansı 'nda dile getirildi. Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin devlet, hükümet başkanları ve çevre bakanları sorunun farkındaydılar. Rio'dan sonra Karadeniz Ekonomik İşbirliği çerçevesinde pek çok ulusal ve uluslararası projeler başlatıldı.
"Nisan 1993'te Odessa'da 6 Ülkenin çevre bakanlarınca ortak bir politika bildirgesi (Odessa Bildirgesi) imzalandı. Bildirgede tüm sektörler, Karadeniz çevresini kurtarmaya ve korumaya yönelik ortak çalışmalara katılmaya çağrıldı.
Haziran 1993'te 6 Karadeniz Ülkesi hükümetleri, "Karadeniz Çevre Koruma Programı"na destek olunmasını istediler. Program doğrultusunda, Karadeniz'e kıyısı bulunan ülkelerin doğal kaynaklarının yok olmasının önlenmesi gündeme geldi. Ve önlemlere ilişkin ortak girişimleri kolaylaştıracak uluslararası destek aranmaya başlandı.
Bir Karadeniz Eylem Planı hazırlanarak (30 Haziran 1996) imzaya açıldı. 6 Karadeniz Ülkesinin çevre bakanı tarafından 31 Ekim 1996'da İstanbul'da imzalanan "Karadeniz'in İyileştirilmesi ve Korunması İçin Stratejik Eylem Planı"nda (KSEP), bu denizin çevresinde yaşayan milyonlarca kişinin karşı karşıya olduğu tehlikelere işaret edildi. Buna göre;
Karadeniz'de kıyısı olan 6 Ülke, kendi ulusal eylem planlarını hazırlayacak ve yürürlüğe koyarak bu ortak yaşam alanının sorunlarının giderilmesine katkıda bulunacaktı.
Buraya kadar herşey iyi hoş. Sudan gelen tehlikeye karşı alınan önlemeler, sudan bahanelere sığınılmadan, bir plan ve proje dahilinde yürüyordu. İyi de, "Karadeniz Çevre Koruma Programı"na üye olan Ukrayna'daki Çernobil faciasından Karadeniz'e kıyısı olan Türkiye'ye gelen nükleer zerreciklerle ilgili tehlikeler ne olacaktı.