Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 5 Ocak’ta İzmir’in Karaburun ilçesinde üç yeni balık çiftliği projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlatıldığını duyurdu.
Başlatılan ÇED süreci kapsamında dün (24 Ocak), proje sahibi Agromey şirketinin temsilcileri ve Bakanlık yetkilileri tarafından “Halkın Katılımı” başlığı adı altında gerçekleştirilmek istenen bilgilendirme toptantısına, balık çiftliklerine karşı çıkan Karaburunlular izin vermedi.
Karaburunlular Ambarseki Köyü kahvesinde buluştu. Kahvenin bahçesine “Yeter Artık! Karaburun’da Balık Çiftliği İstemiyoruz”, “Çiftlik, Taş Ocağı, RES Kuşatmasına Hayır”, “Yarımada İçin En Doğru Karar Biyosfer Rezerv Alanı!” yazılı pankartlar astı.
Karaburun'da 2012 yılında da halk balık çiftliği alanlarının artmasına karşı protesto kampanyası yapmıştı.
TIKLAYIN - KARABURUN BALIK ÇIFTLIĞI İSTEMIYOR
Direnşin ön saflarında kadınlar vardı
Balık çiftliklerine karşı yapılan eylemde kadınlar çoğunlukta ve ön saftaydılar. Köy kahvesini dolduran ve üzerinde “Denizden Rant Çıkmaz Denizden Yaşam Çıkar”, “Çiftlik Zehri Değil Deniz Kokusu İstiyoruz”, “Karanfil Kokulu Kadınlar Balık Çiftliği İstemiyor”, “Denizler Balıkların Karaburun Çocukların”, “Agromey korkma gı! Biz Karaburun”, “Çiftlik ne gı enginar mı dikiyonuz” ve “Al çiftliğini git gari” yazılı renkli ve mizah içeren dövizler taşıyan kadınlar, şarkılar, türküler ve sloganlarla balık çiftliklerine “hayır” dediler.
Heyet tutanak tutmadan Karaburun’dan ayrıldı
Toplantının saat 14.00’de yapılması planlanıyordu. Güvenlik görevlileri eşliğinde köy kahvesine giren heyet ile Karaburun Belediye Başkanı Ahmet Çakır, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ve ilçe sakinleri arasında kısa bir görüşme oldu.
Karaburunlular heyetten toplantının gerçekleşmediğinin ve balık çiftliklerine karşı şerhlerinin tutanak altına alınmasını ve tutanağın kendileriyle paylaşılmasını talep etti. Bu talepler karşısında kendi içerisinde ikiye bölünen heyet, toplantı yerinde tutanak tutmadan Karaburun’dan ayrıldı. Bunun üzerine Karaburunlular toplantıya katılmadıklarına ve toplantının yapılmadığına ilişkin kendi tutanağını tutarak imzaladı.
Dilli: Dileriz bu çığlığı bakanlık duyar
Karaburun Kent Konseyi Doğa Koruma Grubu Sözcüsü İpar Buğra Dilli, balık çiftliklerine karşı geçen hafta gerçekleştirdikleri geniş katılımlı toplantı sonrası belediyeden muhtarlara, Kent Konseyi’nden Su Ürünleri Kooperatiflerine, Esnaf Odalarından, STK’lara tüm yerel unsurların ve özellikle de Karaburun’da yaşayanların çoğunluğunun ortak inisiyatifiyle bir mücadele yürüttüklerini belirtti. Bu ortak mücadelenin ilk adımı olarak bilgilendirme toplantısının yapılmasına izin vermediklerini belirten Dilli, “Önümüzde uzun bir süreç var. Biz kendi tutanağımızı Bakanlığa göndereceğiz. Dileriz ki buradaki çığlığı bakanlık duyar” dedi.
Eyleme CHP İzmir milletvekilleri Musa Çam ve Tacettin Bayır ile çevre ilçelerin Kent Konseyleri temsilcileri, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) üyeleri de destek verdi. CHP’li Çam, heyetin ayrılmasının ardından kalabalığa seslenerek sürecin takipçisi olacakları belirterek, aradaki küçük görüş ayrılıklarının bir kenara bırakılarak birlikte mücadele edilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Karaburun Yarımadası balık çiftliğine dönüşecek
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ÇED sürecini başlattığı Agromey Gıda ve Yem San. Tic. A.Ş. ait proje Karaburun Yarımadası’nı nerdeyse tamamıyla balık çiftliği alanına dönüştürüyor.
Projeyle Küçükbahçe Köyü Mevkiindeki 352 bin 800 metrekare deniz alanını kapsayan Egemarin’e ait üç su ürünleri yetiştiriciliği tesisinin alanı 11 kat genişletilecek. 3 milyon 870 bin metrekarelik (387 hektar) bu alanda “Agromey 1-2-3” adıyla Karaburun Merkez Mimoza Koyu ile Kaynarpınar arasına taşınması planlanıyor.
Karaburunluların itirazları
Hali hazırda Gerence Körfezi’nden Badembükü’ne kadar kıyıları ve denizlerinin balık çiftlikleriyle işgal edildiğini belirten Karaburunluların balık çiftliklerine karşı başlıca itirazları şöyle:
* Doğu Akdeniz havzasının en temiz deniz ve kıyı şeridine sahip olan Karaburun Yarımadası, balık çiftliklerinin antibiyotik ve parazit ilaçları, yem artıkları, ölü balıklar, mazot, sintine atıkları ve kıyılardaki destek birimlerinin yarattığı çevresel ve görsel kirliliğe terk edilemez.
* Mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları hızla kirleten balık çiftlikleri, ilçemizin en önemli geçim kaynaklarından biri olan turizmi, turizm faaliyetlerine bağımlı diğer ekonomik faaliyetleri de yok edecektir.
* Doğal ve arkeolojik sit alanlarında, dalışa yasak bölgelerde balık çiftlikleri kurulması kabul edilemez.
* Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan Akdeniz Foku’nun üreme ve yaşam alanı olan Yarımada kıyılarında balık çiftliği kafeslerinin kurulması, Akdeniz Foku’na yönelik ölümcül bir tehdittir.
* Denizlerin oksijen kaynağı, yavru/ergen balıkların büyüme alanı olan deniz çayırlarının ve içinde barınan birçok deniz canlısının, çiftliklerin neden olduğu aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya kalacağı açıktır.
* Yarımada’nın güzelim tertemiz koylarını kapatan balık çiftlikleri, geniş alanlar kaplayan balık kafesleri ve yarattığı kirlilikle kıyı ve dalyan balıkçılığını da baltalayacaktır.
Karaburunlulur ayrıca ilçenin “Su Ürünleri Yetiştiriciliği Potansiyel Alanları”ndan çıkarılması istiyor ve Karaburun Yarımadası’nın “Özel Çevre Koruma Alanı” ilan edilmesi için bekleyen Bakanlar Kurulu Kararının da ivedilikle hayata geçirilmesini talep ediyorlar. (EKÖ/HK)
Fotoğraflar: Erhan Kemal Özmen