Ekonomik, sosyal ve çalışma hayatındaki sorunların yanı sıra, uygulanan cinsiyet ayrımcı politikalar nedeniyle kamu emekçisi kadınların daha fazla mağdur edildiklerini belirten KESK Kadın Komisyonu, "Hükümet ayrımcılığı önlemek, kadın-erkek eşitliğini sağlamak için gereken önlemleri almalıdır" dedi.
KESK'li kadınlar, hükümetin toplu sözleşme hakkını yok saydığına, uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmediğine dikkat çekerek:
"* Kamudaki istihdamın yüzde 33'ünü oluşturuyoruz, ama yönetim kademelerinde yokuz.
* Hem evde, hem işte çalışıyor; dinlenmeye bile fırsat bulamıyoruz.
* Yetersiz kreş ve izinlerin, emzirme olanaklarının olmamasının, sosyal hakların düşüklüğünün ağır yükünü taşıyoruz.
* Hâlâ bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılmak 'istenmiyoruz'.
* İşyerinde cinsel taciz ve ayrımcılığa, fiziki ve sözlü şiddete maruz kalabiliyoruz."
Bütün kamu emekçisi kadınları hakların aramaya ve mücadele etmeye çağıran KESK Kadın Komisyonu'nun hükümetten gerçekleştirmesini istediği başlıca talepleri şöyle:
* Hükümet, Pekin ve Pekin+5, CEDAW sözleşmelerinin gereğini yerine getirmeli; "kadınlara yönelik geçici özel önlemlerin ayrımcılık sayılmayacağı" şeklinde Anayasa değişikliği yaparak, eşitlik çerçeve yasası oluşturmalıdır.
* Kamuda sözleşmeli istihdamla, sürekli istihdam politikasına uygun çalışanlar arasındaki ücret farklılıkları en çok kadınları etkilemekte; kadınları istihdam dışına itmektedir. Kamuda hızla uygulamaya konulan iş güvencesiz ve belirli süreli sözleşmeli istihdam biçimine son verilerek, sözleşmeli personel "kadroya" alınmalıdır.
* Kadın istihdamını artırmaya yönelik istihdam politikası oluşturmalı ve yasal düzenlemeler cinsiyet eşitliği yaklaşımıyla gözden geçirilmelidir.
* Kadınlara yönelik mesleki yönlendirme ve mesleki eğitim politikaları hızla uygulanmalı ve kadınların nitelikli işgücü olarak istihdam içinde yer almaları sağlanmalıdır.
* Yönetici kademelerde kadın oranının düşüklüğü nedeniyle, yükselme ve terfilerde yüzde 30 oranında pozitif destek sağlanmalıdır.
* Hükümet, emek örgütleri ve kadın örgütlerinin katılımıyla kadınların toplumsal rolünün değişmesine yönelik bir program çıkarmalıdır.
* Çalışanlar "cinsel tacize" yönelik bilinçlendirilmeli ve cinsel taciz konusu mesleki eğitimlerin bir parçası olmalı; koruyucu tedbirler alınmalı ve yasal yaptırımların uygulanmasında mağdurun şikayeti yeterli olmalıdır.
* Belediyelerin görev ve sorumluluklarını içeren 5393 Sayılı Yasadaki "Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50 bini geçen belediyeler, kadın ve çocuklar için koruma evleri açar." ibaresinin, sığınma evlerinin uluslar arası standartlara göre inşa edilip bakımının yapılarak, uygulamaya geçirilmesi için hükümet gerekli önlemleri almalıdır.
* Kamu emekçilerinden çocuğu dünyaya gelenlere temel ücret tutarında doğum yardımı yapılmalı; eşlerden her ikisinin de kamuda çalışması halinde bu yardım kadına verilmelidir.
* Şiddet kurbanı kadınlara yönelik her türlü yasal korunma, ücretsiz tıbbi ve psikolojik yardım sağlanmalı; yasal destek ve danışmanlık sağlayacak özel birimler kurulmalıdır.
* Bütün kadın kamu çalışanlarına yönelik mesai saatleri içerisinde ve düzenli "Kadın Sağlığı" eğitimleri verilmelidir.
* TBMM bünyesinde "Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet komisyonu" kurulmalı ve Konfederasyonumuz bu komisyon içinde yer almalıdır.
* Çok eşli evlilik, zorla evlendirme, berdel, töre ve namus cinayeti gibi kadına yönelik şiddet konusunda Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı bünyesinde bu suçları doğuran toplumsal koşulları araştırma, gerekli önlemleri ortaya koyma noktasında Konfederasyonumuzun da içinde bulunduğu bir araştırma-izleme komisyonu oluşturulmalıdır.
* 8 Mart'ta kamu emekçisi kadınlar ücretli izinli sayılmalıdır. (KÖ)