“Bugün görünür olan şiddet zaten vardı. Yapılan çalışmalar sonucunda kadınlar şiddeti saklamamaya, şiddetten kurtulmak için destek almaya başladılar ve gizli yaşanan, saklanan şiddet görünür olmaya başladı.
“Görünür olan şiddet hepimizi ürkütse de olumlu bir gelişmedir. Kadınlar korku duvarını aşıp, resmi kurumlara yaptıkları başvuruların onları yeterince koruyacağına güven duydukça destek alma oranı artacak, şiddetin gerçek boyutunu görmemiz mümkün olacaktır. Ayrıca hak aramaya başlayan kadınların yeni şiddetler yaşaması da ne yazık ki kaçınılmaz görünüyor.”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde 23 ilde erkek şiddetine karşı faaliyet gösteren KAMER Vakfı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü için yaptığı açıklamada şiddet mağduru kadınlarla ilgili verileri paylaştı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan taleplerini sıraladı.
Vakıf, “Kadınların şiddet yaşadığı, hak ve fırsatlardan eşit yararlanamadığı toplumlarda kalkınmadan söz edilemez. Demokrasinin yolu cinsiyet eşitliğinden geçer” dedi.
Namus adına işlenen cinayetlerde azmettiricilere ceza
Namus adına işlenen cinayetleri, “aile üyelerinin karar aldığı, ölüm şeklini, yerini ve cinayeti işleyecek kişiyi belirlediği cinayetler” olarak tanımlayan KAMER, TCK’da bu konuda yapılan değişikliklerin caydırıcı etkisi olduğunu, son yıllarda azmettiricilerin de cezalandırıldığı davalar da olduğunu söyledi.
Bunun yanısıra kadın katlinin devam ettiğini ifade eden KAMER, derneğe yapılan başvurular ve bianet’in erkek şiddeti çetelesinden çıkan verilere göre 2014 yılı içinde 260 kadının öldürüldüğünü ve bu kadınlardan yaklaşık yüzde 20’sinin koruma kararlarına rağmen öldürüldüğünü belirtti.
Erken evliliklere karşı kadın örgütleriyle işbirliği
KAMER, erken ve zorla evliliklerin devam ettiğini, bununla birlikte sayısında önemli bir düşüş olduğunu vurguladı.
1997’de yüzde 52 olan erken evlilik oranının 2013’te yüzde 33’e gerilediğini söyleyen KAMER, bu evliliklerin hızlıca engellenebileceğini, bunun için cezai yaptırımların uygulanması ve resmi kurumlarla kadın kuruluşlarının iş birliği halinde çalışması gerektiğini söyledi.
Ayrıca bölgedeki yoksulluk sorununa dikkat çeken KAMER, ailelerin gelir olarak belirttikleri girdinin büyük kısmının engelli, yaşlı bakımı, eğitim yardımı gibi sosyal yardımlardan oluştuğunu söylerken, kadınların aile gelirine katkıda bulunmak istediğini, bunun için çocuklarını bırakabilecekleri kreşlerin açılması gerektiğini vurguladı.
Aile Bakanlığı’ndan beklentiler
KAMER, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan beklentilerini ise şöyle sıraladı:
* Bir önceki dönemde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın çağrısı ve başkanlığıyla yılda iki kere toplanan ve etkili çalışmalar yapan Şiddet İzleme Komitesi yeniden toplanmalıdır.
* 2006/17 sayılı genelgenin uygulanması sağlanmalı, 6284 yasa tüm maddeleri ile uygulanabilir olmalıdır.
* Koruma kararı alındıktan sonra başlaması gereken kimlik değiştirme, karartma gibi uygulamalara başlanmalı ve titizlikle uygulanmalıdır.
* Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kadın kuruluşları ile diyalog içinde olmalıdır. (ÇT)