TMMOB yönetimine giren ilk kadın maden mühendisi olan Vatan, bu inanışın sağlam bir temele dayanmamasına karşın, maden ocaklarında kadın mühendise sıcak bakılmadığı düşüncesinde.
"Kadın maden mühendisleri için yeraltında yansıyan bir zorluk yok. Öncelikle kadın maden mühendisini, işçinin kabul etmemesi zorluğu var. Kadın maden mühendisinden işçiler emir almak istemezler. Bizlerin vardiya mühendisi ya da sorumlusu olmasını kabul etmezler. Asıl zorluk işçilerin tavırlarındandır. Bir de kadın mühendislere işçilerin 'mühendis bey' demeleri var."
Güney 29 yaşındaydı
Vatan, Kastamonu'daki ölümlü maden kazasını "kadın bakışıyla" irdelenmesinin karşısında. "Çünkü bu bakış kadınların maden mühendisi olamayacağına ilişkin düşünceleri güçlendirir. Bu nedenle Oda olarak yaptığımız açıklamada bunu vurgulamadık" diyor.
Zonguldaklı araştırmacı Erol Çatma da, Kastamonu'nun Azdavay ilçesindeki iki ölümlü maden göçüğünü bianet'e değerlendirirken "Azdavay'daki göçükte ölen kadın mühendis Huriye Güney, aynı zamanda maden ocaklarında ölen ilk kadın işçidir. Selim Demir de ölen ilk maden sahibidir" diyor.
Memleketi Hanönü'nde toprağa verilen Huriye Güney ilçede üniversiteyi kazanan ilk gençti ve bu nedenle dönemim kaymakamları tarafından eğitim masrafları karşılanmıştı.
1993-1994 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümünü bitiren Güney bir buçuk yıldır Kartalkaya Kömür İşletmesi'nde çalışıyordu ve 29 yaşındaydı.
Çatma, Zonguldak'taki taşkömürü işçiliğinde kadınların yer almasını Tanzimat dönemindeki sanayileşmeye bağlıyor. "Bir de İttihat ve Terakki döneminde kurulan 'Kadın İşçi Taburları' vardır. O da sanayileşmenin getirdiği işgücü açığını gidermek içindir. Yoksa Zonguldak havzasında İslam hukukundan dolayı kadınların çalıştırılması söz konusu olmamıştır."
Kadınlar madenlerde değil, yol mükellefiyetinde çalıştı
Çatma'ya göre "kadınlar madenlerde çalıştırıldı" denmesinin nedenini, mükellefiyet döneminde kocalarının çalışmasını istemeyen kadınların yollarda çalıştırılmasına bağlıyor ve "Kadınların madende çalıştıklarına ilişkin bilgi yoktur. Yollarda çalıştırılan kadınlar vardır. Yol mükellefiyeti yani. Zonguldak madenlerinde kadın emeği sömürüsünden çok, erkek emeği sömürüsü vardır" diyor.
Çatma, Zonguldak'ta bugüne kadar ölüm ya da yaralamayla sonuçlanan, kayıtlara girmiş tek bir olayın olduğunu açıklıyor. "Benim yaptığım araştırmalar bunu gösteriyor. Varsa ölümlü kaza ben bilmiyorum. Ama Zonguldak ve taşkömürü işletmeciliğindeki ilk kadın ölümlü kaza Huriye Güney'in kaldığı göçüktür. Daha önce de, 1953'te çamaşırhanedeki bir yaralamalı kaza vardır."
İTÜ'nün ilk kadın maden mühendisleri
Kadınların maden mühendisi olmaları 1953-54 yılına rastlıyor. İTÜ'nün 5. fakültesi olarak 1953 yılında kurulan "Maden Fakültesi'nin ilk mezunları arasında Suna Atak ve Işık Akman ilk kadın maden mühendisleri olarak dikkati çekiyor.
Vatan da, kadınların maden mühendisi olmasının İTÜ'nün kuruluşuna kadar uzandığını söylüyor. "İTÜ'nün kuruluşundan itibaren kadınlar maden mühendisi olabilmişlerdir. Zaten ilk kadın maden mühendisleri İTÜ'dendir. Daha sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kurulmuştur. ODTÜ de kurulduğu tarihten itibaren kadınlara maden mühendisliği yolunu açmıştır."
Diğer üniversitelerde kadınların maden mühendisliği bölümlerine girmesinin 1980 sonrası mümkün olduğunu belirten Vatan, "Türkiye Kömür İşletmeleri'nde (TKİ) 22 yıl çalışarak emekli oldum. 1982-83 tarihlerinde stajımı yeraltında, maden ocaklarında yaptım ve yeraltı ocaklarının neredeyse tümüne girdim. Madencilik kadınlar için zor bir meslektir" diye konuşuyor.(AD/TK)