On beş bin kadının katıldığı hazırlık
6-12 Temmuz arasında gerçekleşen yürüyüş için, ön hazırlıklar aylar öncesinden başlamıştı. Yürüyüşe katılan her şehirde yüzlerce kadınla yüz yüze görüşülmüş, her kadın kendi yaşadığı sorunu diye getirmişti. Kadınların yazdığı mektuplar, bezler ulaklara ulaştırılmış, bütün malzemeler Konya'ya götürülmüştü. Amaç; kadınların sorunlarını saptamak, çözümleri tartışmak, herkesin birbirinin sorununu anlamasıydı.
Yürüyüş sırasında köylerden, beldelerden, illerden geçildi. İstanbul'dan dokuz, Batman'dan sekiz Ankara'dan dokuz , Bursa'dan bir Mersin, Antakya ve Adana'dan on bir, Niğde'den iki İzmir'den dört kadın ulak, on beş bine yakın kadının sesini, sözünü, emeğini Konya'ya ulaştırmıştı..
Türkiye'nin dört bir yanından gelen raporlar birleştirildi ve ortak bir bildirgeye dönüştürüldü.
Üç kadın, bir erkek yönetmen
İşte kadınların bu yürüyüşü şimdi bir film oldu. Filmin adı henüz belli değil, birkaç gün içinde kesinleşecek.
Filmin dört yönetmeni var; Hüseyin Karabey, Perihan Taş, Nihan Gider, Banu Öztürk... Üç kadın yönetmen aynı zamanda filmin görüntü yönetmenliğini de yapmış, bütün illerden yola çıkışları, yolculukları ve Konya buluşmasını görüntülemişler. Hüseyin Karabey ise onlara kurgu sırasında teknik destek verecek.
"Samimi bir film"
Filmin yönetmenlerinden Perihan Taş, filmin kurgusunun tamamlanmak üzere olduğunu ve yaklaşık bir buçuk saatlik bir film hazırladıklarını söylüyor:
"Film bir belgesel niteliğinde. Alkazar'daki gösterimden sonra diğer illerde de gösterilecek. Ayrıca yurt içinde ve dışında festivallere de göndereceğiz."
Perihan Taş, filmi tek cümleyle tanımlıyor: " Samimi bir film. Kadınların en mahrem konularda bile samimiyetle iç döktüklerine tanık olduk. Ve sorunların çözümü de filmin içinde var. Kadınlar birbirine yol da gösterdiler. Bu açıdan da önemli buluyorum." (FK/BB)