Bianet'e görüşlerini açıklayan milletvekilleri Halide İncekara, Cavit Torun ve Canan Arıtman ise, olaydan duydukları üzüntüyü dile getirerek, konunun Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nda en kısa zamanda incelenmesi gerektiği görüşünde.
"Polislerin bunu yapacağına inanamıyorum"
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun, "polislerin böyle bir olayı yapabileceğine inanmak istemediğini, komisyona benzer bir başvurular olmadığı için gözaltında tecavüz olayları konusunda da bilgisi olmadığını" söyledi. Torun, komisyonda konuyu en kısa zamanda araştıracaklarını da ekledi.
Komisyon üyesi AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara, "hukuk devleti içinde bir kadının tecavüze uğramasının çok üzücü olduğunu ve sorumluların cezasını alacağına inandığını" belirtirken, Türk Ceza Kanunu (TCK) tasarısında tecavüz suçunun kapsamının genişletilmesi için çalışmaya başlayacağını iletti.
"Kadınların siyaset yapmasını engelliyorlar"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Canan Aritman "tecavüzün en ağır insan hakları ihlali ve şiddet biçiminden biri olduğunu, kadınların tecavüze uğradıklarında bunu cesaretle dile getirmesi gerektiğini" belirtti.
Tecavüzün kolluk kuvvetlerince yapılmasının olayı daha da vahim hale getirdiğini belirten Aritman, "Kadınların siyaset yapmasının farklı şekillerde engellemeye çalışıyorlar ancak bu olaydaki gibi, yaşadığımız sorunların çözümü siyaset yapmaktan geçiyor" dedi.
Aritman, kolluk kuvvetlerini benzer olaylarda daha fazla ceza alması için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini belirterek, toplumun güvenliğini sağlamakla görevli olanların, tam tersi davranışta bulunmalarını kabul edilemez olduğunu vurguladı.
"Kadınlar değil, tecavüzcü polisler utanmalı"
Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Sevim Belli, bugün bir basın açıklaması yaparak, Gülbahar Gündüz'ün maruz kaldığı işkence ve tecavüz ile Bingöl'de Barış Masası'nın engellenmesini kınayarak "Kadınların son günlerde yaşadığı şiddet rastlantı değil, Kürt sorunun barışçı yolla çözümüne bir tepkinin sonucudur" dedi.
SDP Parti Meclisi Üyesi Gülseren Pusatlıoğlu ise Bianet'e yaptığı açıklamada, "Polisler, bütün kadınlara gözdağı vermek amacıyla Gündüz'e tecavüz etti; Genel Af ve Kürt sorunun çözümü için taleplerin sokağa taştığı bir dönemde kadınları, korkutarak yıldırmaya çalışıyorlar, bu nedenle kadın kimliklerine saldırıyorlar" diye konuştu.
* Bu olay devletin barış süreci için adım atmak istemediğinin göstergesi. Gündüz'ün Kürt olması da dikkat çekici bir nokta, ancak amaç tüm kadınları yıldırmak, siyaset yapmalarının önüne geçmek.
* Gündüz, tecavüzü açıklayarak çok cesur davrandı. Çoğu kadın toplumun ya da ailelerinin baskısı sonucu bunu açıklamıyor. Ancak tecavüze uğrayan kadınlar değil, tecavüz edenler, bu olayda da polisler utanmalıdır. Bu konuda başta Gülbahar Gündüz olmak üzere benzer olaylar yaşayan tüm kadınlara destek olmamız çok önemli.
* 12 Eylül döneminden bu yana gözaltında bir çok adına tecavüz edildi, ne yazık ki bu olayların sorumluları ortaya çıkarılamıyor. Failler devlet görevlileri olmasına rağmen bulunamıyor.
"Kadınları tecavüzle tehdit ediyorlar"
Özgürlük ve Dayanışma Partisi Parti Meclisi Üyesi (ÖDP) Füsun Taş, kadınların seslerini daha iyi duyurabilmesi, tepkilerini dile getirmesi nedeniyle, politika yapmalarının istenmediğine dikkat çekti.
* Kadınların kendini ifade etme gücüne karşılık, bizleri zayıf görerek taciz ve tecavüzle tehdit ediyorlar. TCK'da da taciz ve tecavüzün farklı şekilleri suç sayılmıyor. Gündüz'e tecavüz eden polisler hem işkence hem de tecavüz suçundan yargılanmalı.
* Gündüz'ün uğradığı tecavüz, kendini ifade etmek isteyen kadınlara gözdağı verme amaçlıdır. (ÖG/NK)