Diyarbakır'da 26 yaşındaki ikiz kızkardeşler Hediye ve Kadriye Demirel'in, Hediye Demirel hakkındaki dedikodular üzerine nişanının bozulması nedeniyle intihar ettiği öne sürülürken Diyarbakırlı kadınlar, iki genç kadının ölümünden "kadına yönelik şiddet mekanizmalarıyla mücadele etmeyen herkesin sorumlu olduğuna" dikkat çekti.
SELİS Kadın Merkezi'nden Harika Peker, "Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve intiharları Türkiye'nin her yerinde yaşanıyor. Doğuda adı 'töre cinayeti', suçlu 'töre' olurken, batıda adına 'kıskançlık cinayeti' deniyor" derken kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenebilmesi için kararlılıkla uygulanacak bir devlet politikasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
AMED Kadın Meclisi de bir basın açıklaması yaparak medyanın, devletin ve toplumun duyarsızlığının kadın katliamlarını, intiharlarını ve kadına yönelik şiddeti artırdığını savundu:
"Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine yönelik gerekli önlemlerin alınmaması, kadınları ölüme kadar götürüyor. Kadın bakış açısından uzak yaklaşımlar kadın ölümlerini hem yaygınlaştırıyor hem de meşru hale getiriyor. Hükümet kadına yönelik şiddetle mücadele alanında politikasızlığını toplumun geri geleneklerinin arkasına saklanarak meşru kılıyor. Basında haberlerin veriliş şekli toplum nezdinde kadın ölümlerini sıradanlaştırıyor ve haklı gösteriyor."
Diyarbakır'da geçtiğimiz hafta imam nikahıyla birlikte yaşadığı eşi E.Y. tarafından öldürülen Zeynep Ünal'ın mezarını ziyaret eden kadınlar, yaptıkları açıklamada kadına yönelik şiddetle mücadelenin kararlılık, duyarlılık ve ciddiyet gerektirdiğini vurguladı.
Açıklamada, "Biz kadın kurumları, sadece tetiği çekenin değil arkasındaki güçlü eril sistemin ve bu sistemi destekleyerek devam etmesini sağlayan herkesin; şiddet uygulayan, tetiği çeken, intihara sürükleyen kadar suçlu olduklarına inanıyoruz" ifadesi yer aldı. (BB)