"Birleşik Kıbrıs'la AB üyeliği Kıbrıslıların ortak kaderi"
Verheugen, mektubunda, "Birleşik Kıbrıs" için verilecek her türlü çabayı desteklemeyi sürdüreceğini söyledi.
"Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi için göstereceğiniz çabayı takip edeceğimi ve destekleyeceğimi bildiririm" ifadelerine yer veren Verheugen, AB Komisyonu'nun Kıbrıslıtürklerin ekonomik gelişimine katkı sağlayabilmek ve Kıbrıs'ın yeniden birleşmesini kolaylaştırabilmek amacıyla bir öneri hazırladığını ve önerinin AB Bakanlar Konseyi'nde ele alınmakta olduğunu belirtti.
Günter Verheugen mektubunda, "AB Komisyonu ve AB üyesi ülkelerin, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlardan gelen her yardıma açık olduklarını; Kıbrıslıların ortak kaderi olan, "birleşik bir Kıbrısla AB vatandaşı olma kararlılıklarını dile getirdiklerini" söyledi.
"Savaşın acısını, en çok kadınlar çeker"
BMBP çatısı altındaki örgütlerin kadın üyelerinin Verheugen'e gönderdiği mektupta ise, savaşlardan en çok kadınların etkilendiği belirtiliyor; kadınların adada barışı sağlamak için tüm risklere rağmen mücadeleden çekinmedikleri belirtiliyordu.
1963 yılı Aralık ayında başlayan Kıbrıs sorunu nedeniyle Kıbrıs insanının çok acılar çektiğini, birçok insanın yaşamını yitirdiğini, ancak 40 yılı aşkın süreden sonra çözüm imkanı doğduğunu belirten mektupta, şu görüşler yer alıyordu:
"Bu imkan, Nisan 2004'te, biz Kıbrıslıtürklerin de çetin mücadelesi sonucunda elde edilebildi. Kıbrıslıtürkler, 40 yılı aşkın süredir devam eden Kıbrıs sorununun çözümü ve ülkemizin barış içinde yaşaması hedefi ile yapılan referanduma 'evet' dediler. Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler, bu anlaşma ile bir yandan birşeyler kaybederken, öte yandan çok şey kazanacaktık. En büyük kazancımız ise, ülkemizin barış ve huzur içinde olması olacaktı."
Savaşların acısını en çok kadınların çektiğini belirtilen mektupta, şu görüşler dile getirildi:
"Kadınlar, hem kendilerinin hem de eş ve çocuklarının acılarını yüreklerine gömerek geride kalanlarla geleceği kurmaya devam eder. Bu yapımızla bizler her zaman barışın yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Biz, yaşam verdiğimiz çocuklarımıza sürdürebilir bir barışı armağan etmek istiyoruz. Bu yüzden çok mücadeleler verdik, uzun yollar kat ettik ve bugünlere ulaştık."
"Kıbrıslırum egemenliğini kabul etmiyoruz"
Kıbrıslırumların egemenliğini kabul etmediklerini bildiren kadınlar, Verheugen'e iletilmek üzere kaleme aldıkları mektupta şu ifadelere yer verdiler:
" Gelinen aşamada bütün dünyaya soruyor ve cevap bekliyoruz. Kıbrıslıtürk kadınlar barışa 'evet' dediler. AB üyeliğine 'evet' dediler. Ancak 40 yılı aşkın süredir 'Kıbrıs Cumhuriyeti' sıfatını elinde tutan Kıbrıslırumların bizlerin nefes almasına dahi imkan tanımadan egemenliklerini bizim üzerimize yaymalarını kabul etmiyoruz."
"İzolasyonları kaldırın"
Birleşmiş Milletler (BM) ile AB'den, Kıbrıstürklerine 40 yıldır uygulanan izolasyonları kaldırmaları talebinde de bulunulan mektupta, "Ekonomik, siyasi ve kültürel izolasyonların kalkmasını talep etmek ve bu uğurda mücadele etmek gerektiğinin bilincindeyiz. AB ve BM gibi kuruluşların muhatap olduğumuz bu haksızlığı gidereceğini ümitle bekledik. Ancak bu konuda pratik gelişme olmaması bizleri endişeye sevk etmektedir. Bu endişelerimizde haklı olup olmadığımızı anlamak için çok bir zamana gerek yoktur" denildi.(BB)