İstanbul Barış İçin Kadın Girişimi, savaşı ve militarizmi Taksim Meydanı'nda protesto etti. "Savaş oyun değildir. Barış için ısrar ediyoruz. Buna mecburuz" pankartı açan kadınlar, savaşın ve militarizmin insanların yaşamları üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
"Ölüm değil yaşam", "Savaşın faturasını ödemeyeceğiz", "Savaş doğa tahribatıdır" dövizleri taşıyan kadınlar, savaşın yalnızca "savaş meydanlarında" yaşanmadığını, savaş oyuncaklarıyla, eğitimle, "vatan, namus, itaat" söylemiyle, gelenekler, resmi törenler aracılığıyla gündelik hayatın da askerileştirildiğini vurguladılar.
"Bizler, erkek egemen hayatın sürdürülmesinde en temel ihtiyaçlardan biri olan askerleştirilmiş erkekler için, her yerin savaş alanı olduğunu biliyoruz.
Savaş sadece ordularla ve silahlarla sürdürülmez. Bizlere en başından beri erkeklerin asker olarak yetiştirilmesini, daima asker kalmasını, her Türkün asker doğduğunu söylediler.
Tüm toplumun askeri değerlerle donatılması bazen savaş oyuncaklarıyla da başarılır. Oyuncak silahlar gerçek savaşın ayrılmaz bir parçasıdır. Oğlan çocukları savaş oyuncaklarıyla oynamaya itiliyor. Büyüdüklerinde ellerine gerçek silah almaya, canlılara ateş etmeye hazır kılınıyor.
Kürt çocuklar kendilerine, ailelerine, komşularına uygulanan şiddete tanıklık ediyor. Ya buldukları gerçek silahları oyuncak sanıp oynuyorlar ya da oynadıkları yerlerde gömülü bırakılan mayınlar patlıyor, hayatlarını kaybediyorlar."
Kadınlar, "artan erkek şiddeti ve militarizm" arasındaki bağlantıya da dikkat çekti.
"Milletin bütünlüğü, aile kurumuyla ve devletle korunurken şiddet namus adına meşrulaştırılıyor. Kadının bedenini 'savunulacak' bir toprak parçası gibi gören erkek egemenliği 'namusunu temizlemek' için kadınlara her türlü şiddeti uyguluyor.
Askerlik sırasında söyletilen, silahla erkeklik organının aynılaştırıldığı şarkılar askerlerle birlikte kışlalardan terhis olup aramıza karışıyor. Eşcinsel ve trans bireylere karşı nefret suçları artıyor.
Kürt kadınlarının maruz kaldıkları şiddet tümüyle görmezden geliniyor. 30 yıl boyunca devam eden asker ve korucu tecavüzlerinin sayısı bilinmiyor. Suçlular cezalandırılmıyor Bu coğrafyada özel savaş yöntemleri hala kullanılıyor.
Militarizm kadınlardan ne ister? Erkek evlat doğurmalarını, onu askerliğe uygun yetiştirmelerini, güle oynaya askere göndermelerini, orada öldüğünde de vatan sağ olsun demelerini ister. Demezse hain ilan edilir. Egemenler çıkarları doğrultusunda kimi zaman doğurmayı teşvik eder, kimi zaman kadınları zorla kısırlaştırır."
Türkiye'nin 2010 resmi askeri harcamalarının yaklaşık 16 milyar dolar olduğunu hatırlatan kadınlar, bu paranın sığınaklar için, sağlık ve eğitim hakkı için ayrılmasını istediler.
Barış İçin Kadın Girişimi İnisiyatifi üyeleri ayrıca, Kürt coğrafyasında kadınlara karşı işlenen suçların sorumlularının açığa çıkarılmasını, faillerin yargılanmasını; anadilde eğitim hakkının anayasal güvence altına alınmasını, tüm tutuklu kadınların serbest bırakılmasını istediler. (BB)
* Fotoğraf: Gülsin Ketenci
* Barış İçin Kadın Girişimi'nin basın açıklamasının tam metnini okumak için tıklayın.