DEHAP Merkez Kadın Kolları adına bir açıklama yapan Yasemin Altan, "Gülbahar Gündüz'e yapılanları tüm kadınlara ve insanlığa yapılmış bir saldırı" olarak değerlendirdiklerini söyledi. Altan, "Olay, kadının her geçen gün yükselen örgütlü mücadelesi ve iradesine karşı, erkek egemen sistemin tahammülsüzlüğüdür" dedi.
İstanbul Kadın Platformu adına açıklama yapan Züleyha Gülüm, "davanın takipçisi olacaklarını" belirtti.
Açıklamaların ardından avukatlar savcılıktan İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ve Gaziosmanpaşa Polis Karakolu'nda görevli polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
"Olayın faili İstanbul Emniyeti'dir"
Avukat Baran Doğan, "Olayın failleri olarak gördüğümüz İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nde 14.Haziran tarihinde görevli bulunan, müvekkilimizi kaçırarak işkence yapan ve tecavüz eden tüm polisler ve sorumlu amirleri hakkında suç duyurusunda bulunduk" dedi.
Avukatlar savcılığa suç duyurusu dilekçesini verirken, polis, adliye önünde bekleyen kitlenin dağılmasını istedi. Ancak dağılmayan kadınlar, suç duyurusunun sonunu kadar adliye önünde beklemeyi sürdürdü.
Beyaz'a Ankara'dan da destek
Barış İçin Sürekli Kadın Platformu bileşeni kadınlar da, Ankara 'da recm sonucu öldürülen Şemse Allak ve İstanbul'da tecavüze uğrayan DEHAP üyesi Gülbahar Beyaz'a sahip çıkarken, Bingöl'e giden kadınların gözaltına alınmasını protesto ettiler.
Platform adına açıklama yapın Zeliha Şalcı, "yaşanan kıyım ve katliamların iktidar tarafından dayatıldığını" belirtti.
Bingöl'e giden heyette bulunan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Olcay Kanlıbaş da, Bingöl'de yaşadıklarını anlattı.
"Bingöl'de barış masası kurmak isteyen 145 kadına insanlık dışı muameleler yapıldığını" belirten Kanlıbaş, "16 saat boyunca, en temel haklarımızdan dahi mahrum bırakıldık. Biz barış masası kurmak isterken, bize polis güçlerince savaş masası kuruldu" dedi.(NK/BB)