Savaş ve şiddet ortamının önce kadınları vurduğu, sosyal yaşamdan önce kadınların ayıklandığından hareket eden kadın örgütü temsilcileri, yollarının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ani Şemdinli gezisi nedeniyle şehir girişinde kesildiğini söylüyor.
İstanbul'dan yola çıkan Feminist kadınlar grubundan Nilgün Yurdalan, Şemdinli'ye geliş nedenlerini bianet'e söyle açıkladı:
"Şemdinli'de yaşananların, aynı zamanda kadınlara yönelik olan şiddeti artırdığını düşündüğümüz için geldik. Önce Van'daki kadınlarda buluştuk. Oradan Şemdinlili kadınlarla ve halkıyla dayanışmak için doğru çıktık. Başbakan Erdoğan geldiği için çok geciktirildik. Dört noktada kimlik muayenesinden geçtik ve boşuna bekletildik. Bu nedenle Şemdinli'ye çok geç gittik. Ama orada kadınlar bizi bekliyordu. Şemdinlili kadınlarla, geç saatte de olsa buluştuk."
Yurdalan, Şemdinli'ye ilişkin ilk izlenimlerinin olayın başlangıç noktası olan Umut Kitapevi'ni ziyaretiyle anlatıyor:
"Umut kitapevinin halini gördük. Kitaplar delik deşikti, kanlar hala üzerindeydi. Yollarda çok geciktirildiğimiz için kadınlarla fazla sohbet edemedik. Şemdinli'de taziye evlerine gidebildik. Oradan da Yüksekova'ya geçtik. Burada Diyarbakır, Mardin, Adana, Batman ve İzmir başta olmak üzere, değişik yerlerden gelen kadınlarla buluştuk. Yüksekova'da yine bir taziye evine gittik."
Yöre kadınına ilişkin gözleminiz nedir?
Şiddet ortamı arttıkça, derinleştikçe kadınların eve kapatılacağı bir gerçek. Savaş ve çatışma ortamının özelliği kadının eve hapsedilmesi. Ancak şiddet ortamının ortadan kalkması, kadınları sokağa çıkaracaktır. İlk gözlemimiz kadınların olmadığı.
"Konuştuğunuz kadınlar ne söylüyor?"
Çok fazla kadınla konuşamadık ama, Van Bostaniçi'nin kadın belediye başkanı Gülcihan Şimşek'i belediyede ziyarete gittik, birlikte olduk. Konuşmalarımız sırasında gördük ki, yöre kadınlarıyla birlikte, yöre kadını için yapacağımız şeyler var.
Sokaklarda kadınlar var mıydı?
Şemdinli ve Yüksekova'dan sonra şimdi Van'dayız. Van bir kent ve sokaklarda kadınlar var. Ama Şemdinli ve Yüksekova için bunu söylemek zor. Gördüklerimiz bizi karşılayan kadınlardı. Gündelik yaşamın akışında sokaklarda kadın yok.
Şemdinli ve Yüksekova'daki kadınlarla dayanışmaya katılan bir diğer kadın örgütü temsilcisi Filiz Karakuş da bölgeye yaptıkları ziyareti bianet'e değerlendiriyor:
Bir kadın dayanışmasından söz edilir mi bölgede?
Kadın dayanışması yok. Genel olarak ne yaşıyorlarsa zaten hep birlikte yaşıyorlar. Sokaklarda genellikle erkekleri gördük. Silah atan devlet görevlileri de erkek, taş atanlar da erkek. Zaten biz de İstanbul'dan baktığımızda, basına yansıyanları gördüğümüzde, 'Kadınlar nerede?' diye sorarak yola çıktık. Gözlediğimiz, kadınların hayatında değişen bir şey olmadığıdır.
Kaygılı değiller mi?
Tabii ki kaygılılar. Yıllardır devlet terörüne ilişkin, Kürtlere ilişkin bir kaygıları var ama, kadınların yaşadıkları farklı bir durum var. Örneğin bir taziye evine gittik. Olaylarda kadının kocası öldürülmüş. İki çocuğu var ve hamile. Kayınvalidesiyle yaşıyor. İnanılmaz acılar içinde. Üç çocukla kalmış ama, dik durmaya çalışıyor. Hayatı çok zor. Duygularını dışa vurmuyor ama asla korkmuyorlar. Çok şey şeyle karşı karşıya kalmışlar.
Siz nasıl karşılandınız?
Çok büyük bir coşkuyla karşılaştık. Sokakta daha çok erkekler vardı ama, kadınlar yine de bizi karşılamaya gelmişlerdi. Bombalanan kitabevinin önünde ortak bir basın açıklaması yaptık.
Basın açıklamasında nelere dikkat çektiniz?
Şemdinli'de yaşanan devlet terörünün, şiddet ortamının kadınları daha çok yalnızlaştırdığına, kadına yönelik şiddetin artırdığına, şiddetin sona ermesi gerektiğine dikkat çektik. Şemdinli kadınıyla, Şemdinli halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu söyledik. Savaş, şiddet ve baskı ortamının kadına yönelik şiddeti artırdığına dikkat çektik.
Van Bostaniçi Belediye Başkanı Gülcihan Şimşek ise bianet'e, bölgeye gelen kadınlarla iyi bir dayanışma örneği gösterildiğini söylüyor:
Gerçekten iyi bir dayanışma örneği. Kadınların savaşa karşı durması barışın ortaya çıkmasını güçlendirir. Bölgede yaşananlar kadınları etkiliyor. Uzun bir süredir sivillerin yaşamını yitirdiği bir durum söz konusu. Çocukları ve eşlerini yitirenler kadınlar.
Yörenin bir kadını olarak kadın dayanışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplumsal barışın kadınlar için anlamı çok büyük. 21. yüzyılda kimliklerin reddedilmesi en çok kadınları etkiliyor. Dillerini kullanamayan, konuşamayan kadınlar. Bu adı konulmayan savaşın bitmesi için Şemdinli buluşması önemliydi. Kirli savaşın açığa çıkardığı bir durum var. Artık gizlenecek bir şey kalmamıştır. Kadınlar bu savaşı açığa çıkarmak için, barışı tesis etmek için güç birliği, dayanışma yapmalıdır.
Yöre kadınının sorunu bir tek bu olaylara bağlanabilir mi?
Bölgede genel bir şiddet var. Bir de kadına dönük şiddet var. Sorun çözüldükten kadına dönük şiddetin mücadelesini vereceğiz. Bugün bu kirli savaş nedeniyle dayanışma söz konusu. Sorunun çözümünden sonra dayanışma devam edecektir.
Dışardan gelenler yöre kadınlarında korku olmadığını söylüyor. Bu alışkanlıktan mı?
Korku yok. Çünkü bölge insanı savaşın içinde yaşıyor. Kadınlar da bu acıların yeni olmadığını, gün geçtikçe ağırlaştığını görebiliyor. Savaştan en çok etkilenen kadın. Kadınlara tecavüz edildi, kadınlara baskı oldu, kadınlar gözaltına alındı. Yaşayan kadınlar bire bir savaşın içindeydi. Evet bir durgunluk var. Çözümsüzlükten. Bugüne kadar her türlü çözüm için kadınların yürüyüşü oldu. Toplumsal barışın gelmesi için, adaletin yerine getirilmesi gerekiyor. Bu sonuçla hareket etmek gerekiyor.(AD/EK)