Feryal Saygılıgil’in derlediği “Kadınlar Hep Vardı: Türkiye Solundan Kadın Portreleri” kitabı görünmemiş hatta yok sayılmış kadınlarla, bizleri tanıştırıyor.
Hem siyasal tarihin hem de kadın tarihinin yeniden yazımında görmezden gelinen özneyi, kadınları görünür kılarak önemli bir kapı aralayan kitap, Türkiye solundan kadınları hikayeleriyle, direnişleriyle anlatıyor, onların cesaretini ve umudunu bugünlere bizlere aktarıyor.
Kitap, 1877 doğumlu, 1915 Ermeni soykırımında yaşamını kaybeden, Türkiye’de pek de bilinmeyen sosyalist feminist aktivist Mari Beyleryan ile başlıyor. Beyleryan’ı Kayuş Çalıkman Gavrilof kaleme aldı.
Melike Koçak ise Türkiyeli feministler tarafından belki de en çok bilinen Ermeni feminist yazar Zabel Yesayan’ı yeniden gözden geçirerek, genişleterek yazdı.
Anna Vakali ve Nacide Berber’in Atina’daki arşiv belgelerinden yararlanarak, literatürde pek adı geçmeyen Bakırköylü Rum sosyalist feminist Athina Gaitanou-Gianniou hakkındaki çalışma bu derlemenin çarpıcı hikâyelerinden biri.
Hazal Halavut ise “sıra dışı unutulmuş şair” Yaşar Nezihe’yi “ona en iyi şiirleri yoluyla yaklaşabiliriz” diyerek şiirleri üzerinden bir portresini oluşturdu.
Aynur Soydan Erdemir, Sabiha Sertel’le ilgili çalışmasını yeni arşiv kaynaklarıyla genişletti.
Suat Derviş’i bu konuda daha önceki çalışmalarından yola çıkarak Feryal Saygılıgil yazdı.
Canan Özcan, Fatma Nudiye’yle ilgili yazısını Hollanda’da bulunan Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü arşivinden yararlanarak yeni belgeler ışığında tamamladı.
Sevda Karaca ise Zehra Kosova’nın hem kendi yaşam anlatısı olan Ben İşçiyim kitabını başucu kaynağı olarak kullandı. Kosova’nın pek bilinmeyen yanlarını da gün ışığına çıkardı.
Esen Özdemir ikincil kaynaklar dışında Sevim Belli’nin otobiyografisi olan Boşuna mı Çiğnedik?’i başvuru kitabı yaptı. Yüz yüze görüşemese de defalarca Belli ile telefonda konuşarak metnini derinleştirdi.
Narin Bağdatlı, Sevgi Soysal’ın portresini eserlerinin izinden giderek ve ikincil kaynaklardan yararlanarak yazdı.
Beyhan Uygun-Aytemiz ile Ürün Şen-Sönmez, Leylâ Erbil portresini Tuhaf Bir Kadın isimli anlatısı üzerinden Marksist edebiyat eleştirisi yöntemini benimseyerek oluşturdular.
Necla Akgökçe, Şirin Cemgil’in Sinança isimli yaşam anlatısını feminist bir yöntemle yeniden değerlendirirken onu tanıyan kişilerle de söyleşiler yaparak metnini zenginleştirdi. (NÖ/ÇT)