10. Trans Onur Yürüyüşü kapsamında 23 Haziran Pazar günü, Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Özgül Saki ve Kezban Konukçu, Haliç Metro Köprüsü'ne LGBT bayrağı astı.
AKP’ye yakınlığı ile bilinen sosyal medya hesapları ve basın yayın kurumları, DEM Parti milletvekilleri Özgül Saki ve Kezban Konukçu'yu hedef gösterdi.
10. Trans Onur Yürüyüşü: Tüm şehri alacağımızı söylemiştik
Bunun üzerine, Kadınlar Birlikte Güçlü’den feministler, Saki ve Konukçu’ya destek açıklaması yayınladı.
“Birbirimize sahip çıkıyouz”
Açıklama şöyle:
Trans Onur Yürüyüşü'nde nefrete, transfobiye, homofobiye karşı bir aradaydık! Tüm baskılara, sokakların abluka altına alınmasına, ulaşımın kesilmesine rağmen kentin her noktasında Trans Onur Yürüyüşü'nü şanlandırdık; “Faili Devlet” diyerek İstanbul'un tüm sokaklarını bayraklarımızla süsledik. Ancak, bir yanımız da Amed'de, Mardin'deydi. Amed ve Mardin sokaklarında kadınların ve lubunyaların hayatlarına ve özgürlüklerine saldırmaya çalışan eli sopalı erkek güruhunun karşısında da mücadelemizle birbirimize sahip çıkıyoruz.
Kutsal aile dayatmasıyla 'nefret yürüyüşleri'ni örgütleyenler, son 24 saatte 7 kadın öldürülürken kadınları değil aileyi güçlendirmeye çalışanlar, erkek şiddetinin karşısında durması gerekirken 6284'ü hedef alanlar, failleri mahkemelerde aklayanlar, katledilen transların failini dahi bulmaya çalışmayanların kim olduğunu biliyoruz!
Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz! Biliyoruz ki bu ülkede yaşadıklarımız ortak, biliyoruz ki faşist iktidar tüm araçlarıyla ve güçlendirdiği kadın ve LGBTİ+ düşmanları eliyle kendinden olmayanlara savaş açmış durumda. KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ.
Şimdi de bu örgütlü saldırının bir parçası olarak, 10. Trans Onur Yürüyüşü'nü selamlayan yol arkadaşlarımız Özgül Saki ve Kezban Konukçu sosyal medyada hedef gösterildiler.
“Her yürüyüşümüz Onur Yürüyüşü”
Biliyoruz ki arkadaşlarımızı hedef gösterirken saldırılarını meşrulaştırmak için “Yangın var, ne transı” diyenler ile “Yangın Kürt bölgesinde çıktıysa bize ne” diyenlerin çok ortak noktası var.
Doğayı, yaşam hakkını, varoluşumuzu aynı anda ve hep birlikte savunmamız mümkün. Başka türlüsü ise mümkün değil.
Cinsiyetçi nefret diline ve zihniyetine karşı kadınlar, LGBTİ+'lar olarak asla geri adım atmayacağız. Trans onur yürüyüşünü de, kadınların özgürlük mücadelesini de, varoluşumuzu da, kentleri de, ormanları da savunmaktan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.
Buradan bu dile ve zihniyete zemin hazırlayan iktidara ve burjuva basına sesleniyoruz: Bir kişiyi bile geride bırakmayacağız. Transfobiye, homofobiye, nefrete, patriyarkaya karşı her yürüyüşümüz onur yürüyüşü!
(EMK)