Platform adına konuşan Dilek Dablan "kadınlara yönelik her türlü şiddetin Birleşmiş Milletler'in Pekin deklarasyonu ile yasak sayıldığını fakat pratikte sürdüğünü" söyledi.
Dablan, "25 Kasım"ın 1999'da BM Genel Kurulu'nda "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü" olarak kabul edildiğini hatırlatarak şunları söyledi:
* Kadınlar eşlerinden, sevgililerinden, babalarından, ağabeylerinden yoğun şiddet görüyorlar. Bu kadınlar arasındaki büyük payı eğitimli kadınlar oluşturuyor.
* Aileyi dişi kuş yapar" şeklindeki inanış hakim olduğu için kadın şiddet karşısında susmak zorunda kalıyor. Namus, töre adına kadınlara yönelik kötü muamele ve işkence, Türkiye ve bir çok ülkede yaygın.
* Dünyanın birçok ülkesinde ekonomik bağımlılık, gelenekler, dinsel inanışlar ve yoksulluk kadınları tacize, şiddete katlanmak zorunda bırakıyor. Uyuşturucu ve silahtan sonra en büyük kar kaynağı olan insan ticaretinin mağdurları genellikle kadınlar oluyor.
* Mısır, Çad, Etiyopya, Nijerya, Somali'de kadınlar sünnet ediliyor. Pakistan'da tecavüz kurbanı kadınlar olayı ispatlayamazlar ise kırbaçla cezalandırılıyorlar. Suudi Arabistan'da kadınlar yanlarında erkek yoksa sokağa çıkamıyor, haklarını aramaya kalkışmaları utanç verici görülüyor.
* Fransa'da her ay altı kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) her altı dakikada bir kadına tecavüz ediliyor.
* ABD askerleri tarafından Irak toprakları işgal ediliyor, orada yaşayan her canlıya vahşice saldırılıyor kadınlara sistematik tecavüz ve işkence ediliyor. Kürt kadınları devletin kimliksizleştirme politikalarına maruz kalırken diğer taraftan da toplumun feodal yapısı ile çatışmak zorunda kalıyor.(EÜ)