Amargi ve İHD ayrı ayrı yaptıkları açıklamada farklılıklara tahammülsüzlüğe dikkat çekti.
Amargi açıklamasında, basın özgürlüğüne yönelik olan saldırının farklılıklara tahammülsüzlüğü de ortaya koyduğunu belirtti:
"Bu saldırıyı kınıyoruz. Biz kadınlar erkeklik kültürünün kendini zayıf ve güvensiz hissettiği noktada böyle saldırganlaşan yönlerini iyi biliyoruz. Ve bu saldırının da bunun bir parçası olduğunu söylüyoruz. Özellikle saldırıya uğrayan Sabah Gazetesi muhabiri Aliye Çetinkaya ile dayanışarak, yanında olacağımızı belirtiyoruz."
Amargi. Erkek bakış açısıyla şekillenen toplum
Çetinkaya'nın, Konya'da Halk Eğitim, Dayanışma ve Araştırma Derneği (Heda-Der) tarafından düzenlenen "Resul'e Sadakat" yürüyüşü sırasında, "kahpe" ve "kafir" nitelendirilerek taşlı saldırıya uğradığı belirtildi.
Amargi, kadınların hangi mesleğe yönelirse yönelsin erkeklerden bir adım geride başladığına dikkat çekerek, kadına yönelik önyargı ve sınırlamaların meslek ayrımı gözetmediğini söyledi.
Amargi'nin açıklamasında "Özgürlükleri sınırlayan bu saldırıyı kınıyoruz. Saldırı, bir kadın muhabirine yapılmıştır. Aliye Çetinkaya'nın bu güruhu 'tahrik' ettiği iddiası, biz kadınların günlük hayatta en sık karşılaştıkları bir baskı türüdür. Erkek bakış açısına göre şekillenen toplum, kendi zayıflığının ve çirkinliklerinin faturasını, kadını böyle baskı altına almaya çalışarak çıkartıyor" denildi.
İHD'den Yalçındağ: Demokrasiye tahammülsüzlük
İHD de Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ imzasıyla yayınladığı kınamada da "Kadının 'başörtüsü' tercihine tahammülsüzlük, demokrasiye tahammülsüzlüktür" dedi.
Danıştay'ın "Sokağın da kamusal alan" olduğu yönündeki kararına da göndermede bulunan Yalçındağ, "Çalışan kadının başörtüsü takması halinde sosyal ve çalışma yaşamından alıkonulması gerektiğine hükmetti" dedi.
İHD, Çetinkaya'ya yapılan saldırının kadına yönelik şiddet olduğuna, yükselen hoşgörüsüzlük, farklılıklara ve bireysel tercihlere tahammülsüzlüğe dikkat çekti.
"Kadınların "başörtüsü " takma veya takmama haklarının ancak kendilerinin belirleyebileceğini, bu tercihlerini kullanmalarının, kendilerinden farklı düşünenler tarafından dışlanmaları veya saldırıya uğramaları anlamına gelemeyeceğini yüksek sesle bir kez daha ifade ederken, bu yönlü ihlallerin kadının temel haklarının ihlal edilmesi anlamına geleceğini hatırlatmaktayız." (AD/KÖ)