Söz konusu sağlık hizmetleri, tüm kadınlar için eşit ulaşılabilirlikte ve sürekli olmalıdır.
Hizmetle ilgili araç gereç, donanım, bilgi ve hizmetin finansmanıyla ilgili kaynakların durumu ve düzeyi bu hizmet sırasında, kesinlikle negatif anlamda bir ayrımcılığa yol açmamalıdır.
Negatif ayrımcılık asla
Hizmet bağımsız davranabilen bir sağlık hizmet organizasyonu ve bu organizasyonda özgürce görev yapan hekim ve sağlıkçılar eliyle sunulmalıdır.
Hizmetin hiç bir türünde ve sürecinde kadına yönelik olarak negatif anlamıyla bir ayrımcılık söz konusu olmamalıdır.
Seçme hakkı
Kadın hastalar, tüm hastalar gibi bakım ve tedavileriyle ilgili süreçlerde de sağlık sisteminin işleyişi ile uyumlu olarak, hekimlerini veya diğer sağlık personelini ve sağlık kurumlarını seçme ve değiştirme hakkına sahiptirler.
Verilen sağlık hizmetinin tüm süreçleri toplumsal nitelikte olmalı ve öncelikle kamu kaynaklarınca sağlanmalıdır.
Kadın hastalar ve hastaların kadın yakınları, en az erkekler kadar, sağlanan hizmetlerin düzeni, niteliği ve amaçları bakımından, bu hizmetlerin değerlendirilmesi ve planlanmasını ve bunlarla ilgili konularda ve her düzeyde katılmalı, bu katılım bir hak olarak tanımlanmalı, dahası bu hakkın gereğinin yerine getirilmesi bakımından özendirilmeli ve yüreklendirilmelidir.
Ayrımcılık yok
Kadın hastalar, hem yüksek teknik standartta, hem de nitelikli bir sağlık hizmeti alma hakkına sahip olmalıdırlar. Kısıtlı kaynaklar söz konusu olduğunda herhangi bir ayrımcılığa uğramamalıdırlar.
Özellikle tedavi bakımından hizmet sınırlılığı olan durumlarda sağlık personelinin hasta seçimi yapması gerekiyorsa, bu seçimin bütün hastaların hakkı dikkate alınarak eşit bir şekilde yapılması gereklidir.
Bu seçim tıbbi ölçütlere göre, kadının özellikleri göz önünde bulundurularak ve kadına yönelik olarak negatif anlamda ayrım yapılmaksızın gerçekleştirilmeli hatta bazı durumlarda pozitif ayrımcılığa olanak tanınabilmelidir.
Hizmet organizasyonu
Bir çok durumda kadın ve erkek hastaya davranışta; kadınla erkek arasında toplumda varolan değerler ve alışkanlıklar doğrultusunda hareket edilmektedir.
Oysa kadın hastalar da tüm hastalar ve insanlar gibi, bu hizmetler sırasında saygı görme, kültür ve değerlerine uygun şekilde davranılma hakkına sahiptirler.
Dolayısıyla sunulan sağlık hizmeti sırasında sağlık personeli ile hastalar arasındaki insan onurunu gözeten, saygılı ve eşit bir ilişki söz konusu olmalıdır.
Diğer yandan kadın hastaların, bakım ve tedavileri süresince arkadaşları, akrabaları, aileleri ve diğer yakınları tarafından desteklenme ve her zaman manevi destek ve yol gösterilme haklarına daha çok gereksindikleri unutulmamalı, bunları sağlayacak şekilde bir hizmet organizasyonu gerçekleştirilmelidir.
Nakil durumunda
Kadın hastalar başka bir sağlık kurumuna nakledilecekse, o sağlık kurumunun hastayı kabul edip etmeyeceği yanında, kadının cinsiyetiyle ilgili durumuna da bu kurumun koşul ve olanaklarının uygun olup olmadığına dikkat ve özen gösterilmelidir.
Ayrıca bu durumun kadın tarafından da istenmesi ve bilgilendirilerek alınan rızası(onamı) alınmalıdır.
Tüm bunların yanında sağlık hizmeti, gereksinim duyulan her anda sunulmalı ve gereksinim sona erene kadar da başladığı şekil ve etkinlikle sürdürülmelidir.
Tam bilgi
Bu süreçte gerek hizmet verenler, gerekse hastalar ve yakınları arasında daima olumlu bir işbirliği söz konusu olmalıdır.
Tıbbi nedenlerle sağlık kurumlarında daha fazla kalması gerekmeyen hastalara başka bir sağlık kurumuna veya eve gönderilmeden önce durumları tam olarak açıklanmalıdır.
Kadınların erkeklerden farklı olarak ev ortamı içinde üstlendikleri rol ve aldıkları sorumluluklar bu noktada dikkate alınmalıdır.
Evde bakım
Eğer bir süre daha istirahat gerekiyorsa, bunun kapsam ve biçimi özellikle kadına ve kadınla birlikte olanlara anlatılmalı ve eğer ondan ev ortamında bir hizmet bekleniyorsa bunu yapıp yapamayacağı açıkça ortaya konulmalıdır.
Dolayısıyla sağlık kurumu ortamından eve dönüşün her zaman doğal yaşama dönüş anlamına gelmeyebileceği göz önünde tutulmalıdır.
Bu bağlamda eğer gerekiyorsa sosyal destek veya evde bakım sistemleri devreye girmelidir. Evde bakım hizmetlerinin planlanması ve uygulanmasıyla, bunun sağlanmasına yönelik girişimlerde, kişinin karar ve uygulama süreçlerinde daima söz hakkı olmalıdır.
Ölümcül hastalık durumunda
Yaşamı uzatıcı hizmetlerden yararlanma ve acının dindirilmesi de sağlık hizmetlerinin önemli unsurlarından birisidir. Kadınların bir çok durumda erkeklere oranla daha dayanıklı ve güçlü olduğu doğrudur.
Bununla birlikte kadın hastalar, toplumdaki egemenlik ilişkisinin bir uzantısı olarak ölümcül hastalıklara yakalandıklarında, genellikle kendilerini daha kolay feda edilebilir olduğunu düşünürler.
Dolayısıyla yaşamı uzatıcı tedavi ve bakım hizmetlerinden yararlanma konusunda daha az istekli ve gönülsüz davranabilirler.
Eşitlik ilkesi
Oysa tıbben mevcut son bilgilerin ışığında çektikleri acıların dindirilmesi dahil yaşamı uzatıcı tüm hizmetlerden erkekler gibi yararlanma hakkına sahip olduklarının bilinmesi yanında, yaşamlarının son döneminde insanca bakılıp, saygın bir biçimde ölme hakları olduğu da hiç bir zaman unutulmamalıdır.
Kısacası kadınların her şeyden önce "kadın" oldukları göz önüne alınarak sağlık hizmetlerinin bütününden yararlanması için gerekli özel ve özgün düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
Hizmetle ilgili mevzuat ve kurumsal düzenlemelerde, hizmetin eşit sunulması ilkesi, kadının kadın olduğu gerçeğinin gözden kaçmasına yol açmamalıdır. (MS/BA)